İçinde l olan 4 harfli 401 kelime var. İçerisinde L harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında l harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu l harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

LUTİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Oğlancı

ÖYLE

  1. [sıfat] Onun gibi olan, ona benzer
    • "Ben öyle bir şey demedim." (Refik Halit Karay)
    • "Öyle veya böyle, bir amatör, bir heveskâr işte." (Tarık Buğra)
    • "Bana öyle gelirdi ki çocuklar yalnız kışın büyürler." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [zarf] O yolda, o biçimde, o tarzda
    • "... öyle tembel tembel salınışları, birdenbire öyle bir duruşları, arkalarına bir bakışları var ki insanı çileden çıkarıyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. [zarf] O denli, o kadar, o derece
    • "Bugünlerde biraz üzüntü içindeysen de kasavetlenmeyesin öyle." (Osman Cemal Kaygılı)
  4. [ünlem] İçinde "ne, nasıl" vb. sorular bulunan cümlelerin sonuna geldiğinde o cümlede anlatılan şeyin hoş karşılanmadığını veya ona şaşıldığını anlatan bir söz
    • "O ne biçim iş öyle! O nasıl hayvan öyle!"

EVLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Daha iyi, yeğ
    • "Bir şeyi bilmek, onun cahili olmaktan evladır, diyen bir hadis vardır." (Abdülhak Şinasi Hisar)

LENF

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Damarlarda dolaşan kanla, doku ögeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı renkte bir sıvı, ak kan, lenfa

OPAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Silisin hidratlı ve jelatinli bütün türlerini kapsayan değerli bir mineral, panzehir taşı
  2. İnce, düzgün dokunmuş pamuklu kumaş

ILIM

  1. [isim] İstek ve tutkularda ölçülü davranma erdemi, ölçülülük, itidal
  2. Gün tün eşitliği

AKIL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us
    • "Bu hikâye akıl almaz bir aptallıktan başka bir şey değildi." (Tarık Buğra)
    • "O cinayeti işlemeden evvel gelip bize akıl mı danıştın?" (Peyami Safa)
    • "Kadınların hâline akıl ermiyor vesselam." (Halide Edip Adıvar)
    • "Yaşadığımız müddetçe bu muammaya akıl erdirmek bizim için pek kabil değildi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Bellek
    • "Hâlâ aklımda o tufan yağmuru." (Cahit Sıtkı Tarancı)
    • "Bir hastalık hâli olduğu anlaşılan bu ilk sersemlikten sonra yavaş yavaş aklı başına gelmektedir." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Aklı her şeye eriyor, eli her işe yatıyor." (Atilla İlhan)
    • "İşin nereye varacağını aklına getirmez."
  3. Öğüt, salık verilen yol
    • "Bu aklı size kim verdi."
    • "Çocuğun bu geç saatte evden izinsiz çıkıp gitmesini aklım almıyor."
  4. Düşünce, kanı
    • "Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve!" (Ahmet Kutsi Tecer)

ATOL

  1. [isim] Mercan adası

LEVA

Kelime Kökeni : Bulgarca

  1. [isim] Bulgar para birimi

LİFT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Teniste topa arkadan öne veya yukarıdan aşağıya doğru vurma

ŞİLİ
...
ÜLEŞ

  1. [isim] Pay

ASİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Soylu
    • "Hepsi de iyi yüzlü asil tavırlı aile çocuklarıydı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Yüce duygularla yapılan
    • "Asil bir davranış."
  3. [isim] Bir görevin gerçek sahibi

ELMA

  1. [isim] Gülgillerden, çiçekleri pembe veya beyaz bir ağaç (Pirus malus)
  2. Bu ağacın kabuğu parlak, sert, kırmızı, sarı ve yeşil renkte, kokusu hoş, tadı ekşi veya tatlı, dokusu gevrek, ufak çekirdekli meyvesi

AĞLI

  1. [sıfat] Ağı bulunan

ELİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arap alfabesinin ilk harfinin adı
    • "Bir şişe görürsün, üstünde 'ilaç' yazar. Benim gibi elifi mertek sanan takımdansan şurup sanır içersin, zehirlenir ölürsün." (Reşat Nuri Güntekin)

İDOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çok tanrılı dinlerde tapınılacak nesne
  2. Örnek alınan, en çok hayranlık duyulan kimse
    • "Semahat'in nazarında evvelden ben bir idol idim. Her şeyi benim için feda ediyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

KLOR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 17, atom ağırlığı 35,5 olan, normal sıcaklıkta gaz durumunda bulunan, halojenlerden bir element (simgesi Cl)

ÖLME

  1. [isim] Ölmek işi, fevt, kabız, uful
    • "O kafile her vatandaşın maddi ve manevi hak, selamet ve saadeti için ölmeye gidiyordu." (Halide Edip Adıvar)

DOLU

  1. [isim] Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü
    • "Dolu ekinlerini vurmuşsa bir yıl aç demekti." (Tarık Buğra)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü