İçinde l olan 4 harfli 401 kelime var. İçerisinde L harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında l harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu l harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALTO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Viyola
-
Kontralto
-
[isim]
Viyola
- AYLI
-
-
[sıfat]
Üzerinde ay biçimi bulunan
- "Beyaz aylı kırmızı bir bayrak."
-
Ay ışığı olan, mehtaplı
- "Aylı geceler."
-
Gebe
-
[sıfat]
Üzerinde ay biçimi bulunan
- ELCİ
-
-
[isim]
Bazı yörelerde mevsimlik tarım işçisi toplayıp işçi ile işveren arasında aracılık yapan kimse
-
[isim]
Bazı yörelerde mevsimlik tarım işçisi toplayıp işçi ile işveren arasında aracılık yapan kimse
- ULAK
-
-
[isim]
Haberci, haber veren kimse
- "Az sonra ulaklar oba beylerine haber ulaştırmak için atlanmışlardı." (Nezihe Araz)
-
[isim]
Haberci, haber veren kimse
- VALİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir ilde devleti temsil eden en yetkili yönetim görevlisi, ilbay
-
Satrap
-
[isim]
Bir ilde devleti temsil eden en yetkili yönetim görevlisi, ilbay
- AKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Akıllı
- "Ne akilem ne divane / Gel gör beni aşk neyledi." (Yunus Emre)
-
[sıfat]
Akıllı
- ATIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tembel
-
İşsiz, aylak
-
Etkisiz, işe yaramaz
-
Süreduran
-
[sıfat]
Tembel
- FABL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kahramanları çoklukla hayvanlardan seçilen, sonunda ders verme amacı güden, genellikle manzum hikâye, öykünce
-
[isim]
Kahramanları çoklukla hayvanlardan seçilen, sonunda ders verme amacı güden, genellikle manzum hikâye, öykünce
- FLİT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Sinek, sivrisinek vb. böcekleri öldürmek için püskürtülen ilaç
-
Bu ilacı havaya püskürten araç
-
[isim]
Sinek, sivrisinek vb. böcekleri öldürmek için püskürtülen ilaç
- CİLT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ten
-
Formaları, yaprakları birbirine dikerek veya yapıştırarak kitap, defter, dergi vb.ne geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak
- "Nakışlara, ciltlere, minyatürlere hayran kaldı." (Ömer Seyfettin)
-
Bir eserin ayrı ayrı basılan bölümlerinden her biri
- "İstanbul Ansiklopedisi'nin ilk dokuz cildinde bunların altmış yedi tanesi yer alır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Ten
- KULE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çoğunlukla kare veya silindir biçimindeki yüksek yapı
- "Şu muazzam kule bir mühendisin hayaliydi." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Cihannüma
-
[isim]
Çoğunlukla kare veya silindir biçimindeki yüksek yapı
- EHİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işte yetkili olan, bir işi yapan, erbap
- "O, bu işin ehlidir."
- "Dikkat ettim, bu adamda, her işte ehil olmak merakı var." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Sahip
- "Sanat ehli. Zevk ehli."
-
Karı kocadan her biri, eş
- "Bu adam ehliyle iyi geçinmiyor."
-
Topluluk, cemaat
-
[isim]
Bir işte yetkili olan, bir işi yapan, erbap
- OLTU
- ...
- LİMA
- ...
- İLAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Duyuru
- "Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti." (Tarık Buğra)
- "Dün, bütün akşam gazetelerine ilan verdim." (Ömer Seyfettin)
-
Açıkça bildirme, açıkça duyurma
- "Cumhuriyetin ilanı."
- "Mahkemede senetle kendi kızı olduğunu dünyaya ilan etti." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Duyuru
- ÖLET
-
-
[isim]
Öldürücü hastalık salgını, kıran
-
[isim]
Öldürücü hastalık salgını, kıran
- LİRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yüz kuruş değerinde Türk para birimi
- "Bu pazarlığın yapıldığı zamanda liranın kıymeti vardı." (Refik Halit Karay)
-
Bazı ülkelerin para birimi
- "Mısır lirası. Suriye lirası."
-
Yedi gram ağırlığında altın sikke, sarı lira
-
[isim]
Yüz kuruş değerinde Türk para birimi
- LUTİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Oğlancı
-
[isim]
Oğlancı
- SALA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslümanları bayram veya cuma namazına çağırmak, bazı yerlerde cenaze için kılınacak namazı haber vermek amacıyla minarelerde okunan dua
- "Su salası, gündüz, vakitli vakitsiz verilirdi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Müslümanları bayram veya cuma namazına çağırmak, bazı yerlerde cenaze için kılınacak namazı haber vermek amacıyla minarelerde okunan dua
- ARLI
-
-
[sıfat]
Namuslu, utangaç, sıkılgan
- "Ağaların yiğittir, arlıdır, oğul!" (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Namuslu, utangaç, sıkılgan