İçinde lık olan 7 harfli 160 kelime var. İçerisinde LIK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lık olan kelimeler listesine ya da Sonu lık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KIL
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ASKILIK
-
-
[isim]
Avcıların sırtlarına taktıkları askı takımı
-
Vestiyer
-
Asılıp saklanacak sebze, meyve
-
[isim]
Avcıların sırtlarına taktıkları askı takımı
- AÇMALIK
-
-
[isim]
Kiri çıkarmak veya eşyayı iyice temizlemek için kullanılan her türlü madde
-
[isim]
Kiri çıkarmak veya eşyayı iyice temizlemek için kullanılan her türlü madde
- AĞDALIK
-
-
[isim]
Pekmez yapmaktan başka işe yaramayan üzüm
-
[isim]
Pekmez yapmaktan başka işe yaramayan üzüm
- KISALIK
-
-
[isim]
Kısa olma durumu
-
[isim]
Kısa olma durumu
- ASANLIK
- ...
- MUAFLIK
-
-
[isim]
Muaf olma durumu
-
[isim]
Muaf olma durumu
- PUANLIK
-
-
[isim]
Puan değerinde olan
- "Kırk puanlık iki soru ile yirmi puanlık bir soru vardı."
-
[isim]
Puan değerinde olan
- SARILIK
-
-
[isim]
Sarı olma durumu
-
Sarı renk
-
Derinin, dokuların ve organizmadaki sıvıların sarı bir renk almasıyla beliren hastalık
-
[isim]
Sarı olma durumu
- AŞIKLIK
- ...
- HAVALIK
- ...
- UZAKLIK
-
-
[isim]
Uzak olma durumu, ıraklık
- "Duvarın yüzünde birbirine otuz arşın kadar uzaklıkta sımsıkı kapalı iki büyük kapı vardı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
İki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe
-
[isim]
Uzak olma durumu, ıraklık
- PAPALIK
-
-
[isim]
Papanın makamı veya görevi
-
Başında papanın bulunduğu siyasi ve dinî kurum
-
[isim]
Papanın makamı veya görevi
- ARPALIK
-
-
[isim]
Arpa ekilen yer, arpa tarlası
- "Hüseyin'i köyün kenarında, arpalık hendeğinin içinde öldürülmüş buldular." (Memduh Şevket Esendal)
-
Arpa konulan yer
-
Hayvanın dişinde bulunan ve hayvan yaşlandıkça silindiği için yaşını belli eden bir nişan
-
Karşılıksız yarar sağlanılan yer veya kimse, yemlik
-
Başmaklık
-
Müftü, kazasker vb. din görevlilerine aylık yerine verilen giyecek, yiyecek vb. şeyler veya para
-
[isim]
Arpa ekilen yer, arpa tarlası
- KOŞALIK
-
-
[isim]
Koşa olma durumu
-
[isim]
Koşa olma durumu
- AĞIRLIK
-
-
[isim]
Ağır olma durumu
- "Taşın ağırlığı."
- "Yükün ağırlığı."
- "Kimseye ağırlık olmaz, kimseyi sıkıştırmaz, iyilikten başka bir şey yapmaz." (Ömer Seyfettin)
- "Başsavcının yargıçlar arasında belli bir ağırlığı var kuşkusuz." (Ayşe Kulin)
-
Değerli olma durumu
- "Hediyenin ağırlığı."
- "Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Ağırbaşlılık
- "Çocuğa yıllar geçtikçe bir ağırlık geldi."
-
Tehlikeli olma durumu
-
Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum
- "Havanın ağırlığı."
-
Sıkıntı
-
Çeyizini düzmek için güveyinin geline verdiği para, kalın
-
Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum
-
Yük, külfet
- "Bütün ailenin ağırlığı omuzlarındadır."
-
Takı
- "Kadın bütün ağırlığını takıp düğüne gitti."
-
Sorumluluk
- "Bu işin ağırlığını tek başıma yüklendim."
-
Etki, baskı, güçlük
-
Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak
- "Şimdi bütün ağırlığı reklama vermeli." (Atilla İlhan)
-
Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne
-
Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer
-
Uyuşukluk ve gevşeklik durumu
- "Beynime bir ağırlık peyda olmuştu." (Aka Gündüz)
-
Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri
- "Akşama doğru, ağırlığın başında bezgin neferlere iş gördürmeye uğraşıyordum." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke
-
Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori
-
[isim]
Ağır olma durumu
- ALTILIK
-
-
[sıfat]
Altısı bir arada, altı taneden oluşmuş
-
Altı tane alabilen
- "Altılık bir kutu."
-
[sıfat]
Altısı bir arada, altı taneden oluşmuş
- DAVALIK
-
-
[sıfat]
Davayı gerektiren
-
[sıfat]
Davayı gerektiren
- AYLIKÇI
-
-
[isim]
Aylıkla çalışan kimse
-
Başka geliri olmayıp yalnız aldığı aylıkla geçinen kimse
-
[isim]
Aylıkla çalışan kimse
- AYNILIK
-
-
[isim]
Aynı olma durumu, özdeşlik, ayniyet
-
[isim]
Aynı olma durumu, özdeşlik, ayniyet
- ÇIRALIK
-
-
[sıfat]
Çıra olarak kullanılmaya elverişli (ağaç, tahta)
-
[isim]
Çıra konulan yer
- "Çıralık yanınca Koca Osman onu öylece gördü, yüzüne ters ters, alaylı baktı." (Yahya Kemal)
-
[sıfat]
Çıra olarak kullanılmaya elverişli (ağaç, tahta)