İçinde kıs olan 6 harfli 10 kelime var. İçerisinde KIS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kıs olan kelimeler listesine ya da Sonu kıs ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I K S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SIK
2 Harfli Kelimeler
IS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KISKAÇ
-
-
[isim]
Bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense vb. araç
-
Açılıp kapanan eğreti merdiven
-
Böceklerde besin maddelerini parçalamaya ve kendilerini savunmaya yarayan organ
- "Deniz kenarında bu meşalelerle korkunç kıskaçlı büyük pavuryalar topladıkları görülüyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Demircilerin kızgın demiri tuttukları maşa vb. araç
-
[isim]
Bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense vb. araç
- KISMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı'nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip
- "Şimdi genç değil, şöyle kırkını, kırk beşini aşmış, efendiden, ağırbaşlı bir kısmet bekliyor." (Haldun Taner)
- "Zavallı kızın kısmeti çıkmış, kendine sormadan, danışmadan hemen vermişler." (Ömer Seyfettin)
- "Kısmet olursa bunları bu yeni yılda göreceğiz." (Haldun Taner)
- "Çöp tenekeleri modernleşip metal sandıklara dönüşünce bu zavallıların çöp tenekelerinden de kısmeti kesildi." (Aydın Boysan)
-
Evlenme talihi
- "Aslında kendi de şimdiye kadar bütün kısmetleri tepti." (Halide Edip Adıvar)
-
Olayların kötü sonuçlarını tevekkülle karşılama durumu
-
Talih, kader, şans
-
[ünlem]
"Şimdiden belli değil, ya olur ya olmaz" anlamlarında bir seslenme sözü
- "Yarın gelecek misiniz? -Kısmet!"
-
[isim]
Tanrı'nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip
- KISTAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ölçüt
- "Dedektif romanlarında suçluyu ararken kullanılan bir kıstası burada da kullanabiliriz." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ölçüt
- KISMAK
-
-
[-i]
Sesi azaltmak, alçaltmak
- "Radyoyu biraz kısar mısın?"
-
Gözü biraz kapamak
- "Adam göz kapaklarını kısarak bir hesapladı." (Necati Cumalı)
-
Ezmek, büzmek, daraltmak
- "Omuzlarını kısar, ellerini cebinden çıkarır, atar ağzından sigarasını." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Lamba ışığını azaltmak
-
Sıkıştırmak
- "Birden susan köpek kuyruğunu bacaklarının arasına kıstı." (Ömer Seyfettin)
-
[-den]
Masraf, harcama vb.ni azaltmak
- "Kes üç kuruş ekmekten / Beş kuruş etten kıs." (Behçet Necatigil)
-
Verilen hak ve özgürlüklerin sınırını daraltmak
-
Pintilik etmek
-
[-i]
Sesi azaltmak, alçaltmak
- KISMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Bütün değil, bir bölüm olarak veya bazı bakımdan, bazı yönden
- "Eşyayı kısmen gönderdim. Kısmen haklısınız."
-
[zarf]
Bütün değil, bir bölüm olarak veya bazı bakımdan, bazı yönden
- KISTAK
-
-
[isim]
Bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası, berzah, dil
-
[isim]
Bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası, berzah, dil
- KISACA
-
-
[sıfat]
Oldukça kısa, biraz kısa
- "Mutfakta kısaca boylu, kısıkça sesli, başı yazma yemeni, sırtı örme hırkalı ihtiyarca bir hanımla karşılaştık." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Kısa olarak, özetle
- "O hafta çocukluk arkadaşı ile iki defa daha kısaca görüşebildi." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Oldukça kısa, biraz kısa
- KISMAÇ
- ...
- KISMIK
-
-
[sıfat]
Cimri
-
[sıfat]
Cimri
- KISRAK
-
-
[isim]
Dişi at
- "Kurt görmüş bir kısrak heyecanıyla haykıra haykıra kaçtı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Dişi at