İçinde kı olan 8 harfli 277 kelime var. İçerisinde KI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kı olan kelimeler listesine ya da Sonu kı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KILGISAL
-
-
[sıfat]
Kılgılı, uygulamalı, pratik
-
[sıfat]
Kılgılı, uygulamalı, pratik
- KIVRAKÇA
-
-
Kıvrak bir biçimde
-
Kıvrak bir biçimde
- KISILMAK
-
-
[nsz]
Hacmi, niceliği, gücü azalmak
- "Sesi kısıldı."
- "Nablusluların rengi, asılmış adamların rengine döndü, dudakları kısıldı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Göz kapağı hafifçe kapanmak
-
Kaçıp kurtulma yolu kalmamak
- "Kapana kısıldı."
-
[nsz]
Hacmi, niceliği, gücü azalmak
- ÇAPKINCA
-
-
[zarf]
Çapkın bir biçimde
- "Bana azıcık çapkınca göründü, söyle yola gelsin." (Mahmut Yesari)
-
[zarf]
Çapkın bir biçimde
- KAVKISIZ
-
-
[sıfat]
Kavkısı olmayan
-
[sıfat]
Kavkısı olmayan
- KILAĞILI
-
-
[sıfat]
Kılağılanmış, keskin duruma getirilmiş olan, zağlı
-
[sıfat]
Kılağılanmış, keskin duruma getirilmiş olan, zağlı
- KIRPINTI
-
-
[isim]
Kırpılan şeyden kalan küçük parça
- "Biz Frenkleri birkaç kırpıntı ile aldatıyorsak onların bize soktukları kazıklardan haberin yok mu?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Kırpılan şeyden kalan küçük parça
- ÇIKILAMA
-
-
[isim]
Çıkılamak işi
-
[isim]
Çıkılamak işi
- KISKAÇLI
- ...
- KITLAŞMA
-
-
[isim]
Kıtlaşmak işi
-
[isim]
Kıtlaşmak işi
- YAKINDAN
-
-
[zarf]
Yakın bir yerden, yakın olarak
- "Yakından bakılırsa iyi görülür."
-
Çok dikkatli, titiz bir biçimde
- "Hükûmet gibi müttefik kuvvetlerin ajanları da olayları yakından gözetliyorlardı." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Yakın bir yerden, yakın olarak
- FIŞKIRTI
-
-
[isim]
Fışkıran bir şeyin çıkardığı ses
-
[isim]
Fışkıran bir şeyin çıkardığı ses
- KIYINMAK
-
-
[nsz]
Ezilmiş veya kırılmış gibi bir duygu duymak
- "Midem kıyındı. Vücudum kıyındı."
-
[nsz]
Ezilmiş veya kırılmış gibi bir duygu duymak
- KIVRANTI
-
-
[isim]
Kararsızlık, sıkıntı
- "... ne yapacağını bilememenin kıvrantısı içinde..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kararsızlık, sıkıntı
- SAKINMAK
-
-
[-i]
Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek
- "Gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş." (Haldun Taner)
-
Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak
- "Bir insanı, yanında uşak gibi kullandıracak her işten sakın." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Korumak, esirgemek, gözetmek
- "Kendini tramvay ve otomobil tehlikelerinden sakınarak yürüdü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek
- KIVIRMAK
-
-
[-i]
Herhangi bir şeyi bükmek
- "Fino, beni görünce kuyruğunu kıvırıp düşmanca havlaya havlaya beyaz dişlerini gösterdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Kenarından katlamak
-
Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek
-
Kalçalarını iki yana sallayarak oynamak veya yürümek
-
Uydurup söylemek
- "Gene yalanları kıvırmaya başladı."
-
[-e]
Sapmak
- "Araba birdenbire sağa kıvırdı."
-
[nsz]
Yapmak istememek, yan çizmek
-
[nsz]
Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek
- "Hâlbuki Nahit onu odasına çekip de baş başa prova yaptığı zamanlarda pek âlâ kıvıracağa benziyordu." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Herhangi bir şeyi bükmek
- ŞAŞKINCA
-
-
Şaşkın bir biçimde
-
Şaşkın bir biçimde
- BIÇKINCA
-
-
[zarf]
Bıçkına yaraşır bir biçimde
-
[zarf]
Bıçkına yaraşır bir biçimde
- ÇIKILMAK
-
-
[-e]
Dışarı veya yukarı gidilmek
- "Dağa çıkıldı. Bu havada dışarıya çıkılmaz."
-
[-e]
Dışarı veya yukarı gidilmek
- KIZDIRMA
-
-
[isim]
Kızdırmak işi
-
Üzüm çubuklarını köklendirmek için yere gömme, daldırma
-
Yüksek vücut ısısı, ateş
-
[isim]
Kızdırmak işi