İçinde olan 8 harfli 277 kelime var. İçerisinde KI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kı olan kelimeler listesine ya da Sonu kı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KILGISAL

  1. [sıfat] Kılgılı, uygulamalı, pratik

KIVRAKÇA

  1. Kıvrak bir biçimde

KISILMAK

  1. [nsz] Hacmi, niceliği, gücü azalmak
    • "Sesi kısıldı."
    • "Nablusluların rengi, asılmış adamların rengine döndü, dudakları kısıldı." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Göz kapağı hafifçe kapanmak
  3. Kaçıp kurtulma yolu kalmamak
    • "Kapana kısıldı."

ÇAPKINCA

  1. [zarf] Çapkın bir biçimde
    • "Bana azıcık çapkınca göründü, söyle yola gelsin." (Mahmut Yesari)

KAVKISIZ

  1. [sıfat] Kavkısı olmayan

KILAĞILI

  1. [sıfat] Kılağılanmış, keskin duruma getirilmiş olan, zağlı

KIRPINTI

  1. [isim] Kırpılan şeyden kalan küçük parça
    • "Biz Frenkleri birkaç kırpıntı ile aldatıyorsak onların bize soktukları kazıklardan haberin yok mu?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

ÇIKILAMA

  1. [isim] Çıkılamak işi

KISKAÇLI
...
KITLAŞMA

  1. [isim] Kıtlaşmak işi

YAKINDAN

  1. [zarf] Yakın bir yerden, yakın olarak
    • "Yakından bakılırsa iyi görülür."
  2. Çok dikkatli, titiz bir biçimde
    • "Hükûmet gibi müttefik kuvvetlerin ajanları da olayları yakından gözetliyorlardı." (Tarık Buğra)

FIŞKIRTI

  1. [isim] Fışkıran bir şeyin çıkardığı ses

KIYINMAK

  1. [nsz] Ezilmiş veya kırılmış gibi bir duygu duymak
    • "Midem kıyındı. Vücudum kıyındı."

KIVRANTI

  1. [isim] Kararsızlık, sıkıntı
    • "... ne yapacağını bilememenin kıvrantısı içinde..." (Haldun Taner)

SAKINMAK

  1. [-i] Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek
    • "Gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş." (Haldun Taner)
  2. Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak
    • "Bir insanı, yanında uşak gibi kullandıracak her işten sakın." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Korumak, esirgemek, gözetmek
    • "Kendini tramvay ve otomobil tehlikelerinden sakınarak yürüdü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

KIVIRMAK

  1. [-i] Herhangi bir şeyi bükmek
    • "Fino, beni görünce kuyruğunu kıvırıp düşmanca havlaya havlaya beyaz dişlerini gösterdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Kenarından katlamak
  3. Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek
  4. Kalçalarını iki yana sallayarak oynamak veya yürümek
  5. Uydurup söylemek
    • "Gene yalanları kıvırmaya başladı."
  6. [-e] Sapmak
    • "Araba birdenbire sağa kıvırdı."
  7. [nsz] Yapmak istememek, yan çizmek
  8. [nsz] Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek
    • "Hâlbuki Nahit onu odasına çekip de baş başa prova yaptığı zamanlarda pek âlâ kıvıracağa benziyordu." (Tarık Buğra)

ŞAŞKINCA

  1. Şaşkın bir biçimde

BIÇKINCA

  1. [zarf] Bıçkına yaraşır bir biçimde

ÇIKILMAK

  1. [-e] Dışarı veya yukarı gidilmek
    • "Dağa çıkıldı. Bu havada dışarıya çıkılmaz."

KIZDIRMA

  1. [isim] Kızdırmak işi
  2. Üzüm çubuklarını köklendirmek için yere gömme, daldırma
  3. Yüksek vücut ısısı, ateş

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü