İçinde kün olan 7 harfli 13 kelime var. İçerisinde KÜN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kün olan kelimeler listesine ya da Sonu kün ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K N Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
NÜ, ÜN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÖKÜNÜŞ
- ...
- YÜKÜNME
-
-
[isim]
Yükünmek işi veya durumu
-
[isim]
Yükünmek işi veya durumu
- ÖYKÜNCE
-
-
[isim]
Fabl
-
[isim]
Fabl
- ÇÖKÜNTÜ
-
-
[isim]
Çökme
-
Çöken şeylerin kalıntısı, enkaz
-
Suyun dibine çöken şeyler
-
Jeolojik bir olay sonunda oluşan toprak çöküklüğü
-
Gerileme, kriz, depresyon
- "Dünya krizi, özellikle de afyon piyasasındaki çöküntü ondan da çok şey götürmüştü." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Çökme
- ÖYKÜNÜŞ
- ...
- DÖKÜNME
-
-
[isim]
Dökünmek işi
-
[isim]
Dökünmek işi
- BÜKÜNTÜ
-
-
[isim]
Bükme sonucu oluşan biçim veya iz
-
Bağırsakta olan ağrı
-
Dönemeç, viraj
-
[isim]
Bükme sonucu oluşan biçim veya iz
- BÜKÜNLÜ
-
-
[sıfat]
Türetmede ve çekimde kelime kökleri değişikliğe uğrayan, bükülgen, insirafi
-
[sıfat]
Türetmede ve çekimde kelime kökleri değişikliğe uğrayan, bükülgen, insirafi
- DÖKÜNTÜ
-
-
[isim]
Dökülmüş, saçılmış şeyler
- "Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir topluluktan geri kalmış kimseler
-
Deniz yüzüne yakın, üzerinde dalgaların çatladığı kaya kümesi
-
Kâğıtçılıkta üretimin herhangi bir safhasında ıskartaya çıkan, genellikle tekrar hamur durumuna getirilen, yaş ve kuru biçimleri olan kâğıt veya karton artığı
-
Değersiz, bayağı, ayak takımından olan kimse
- "Meşrutiyete uygun yönetim, yurt hainlerinin döküntüleriyle kurulamaz." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
İşe yaramayan, değersiz, kötü, berbat
- "Şoföre önce kentin en döküntü mahallelerinin adını söylediler." (Çetin Altan)
-
Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti
-
Parçalanan taşların yamaç aşağı kayması, yuvarlanması, etekte birikmesiyle oluşan yer
-
[isim]
Dökülmüş, saçılmış şeyler
- ÜRKÜNTÜ
-
-
[isim]
Ürkme duygusu, tevahhuş
- "Işıltılı gözlerinde en ufak bir ürküntü yoktu." (Nezihe Araz)
- "Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ıstırabı zor" (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Ürkme duygusu, tevahhuş
- BÜKÜNME
-
-
[isim]
Bükünmek işi
-
[isim]
Bükünmek işi
- SÖKÜNTÜ
-
-
[isim]
Sökülen şeyin parçası
-
Ağaçlık yerden açılan tarla
-
[isim]
Sökülen şeyin parçası
- ÖYKÜNME
-
-
[isim]
Öykünmek işi, taklit
- "Gangster filmleri çoklukla gençler arasında öykünme isteği uyandırır." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Öykünmek işi, taklit