İçinde olan 5 harfli 74 kelime var. İçerisinde KÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kü olan kelimeler listesine ya da Sonu kü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BÜKÜÇ

  1. [isim] Köşe

KÜŞAT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Açma, açılış
  2. Tavlada bir çeşit oyun
  3. Güzellik, hoşluk

KÜTÖR

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Smaçör

KÜNCÜ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Susam tanesi

ÇÜNKÜ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [bağlaç] Şundan dolayı, şu sebeple, zira
    • "Ben şimdi sizin fikrinizi tenkit etmeyeceğim çünkü faydasızdır." (Ömer Seyfettin)

KÜTİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bitkilerin kütiküllerini oluşturan, geçirgen olmayan, bal mumu yapısında madde

DÜNKÜ

  1. [sıfat] Bugünden bir önceki günle ilgili
    • "Dünkü gün. Dünkü yağmur."
  2. Yakın geçmişteki
    • "Dünkü kaplan, bir kül kedisi yumuşaklığı ile göğsüme yaslandı." (Aka Gündüz)
  3. Acemi, yeni, toy
    • "Daha dünkü damatla böyle çabucak yüzgöz olup rezaleti ayyuka çıkarmak olur mu hiç?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

KÜLTE

  1. [isim] Külçe
  2. Kayaç
  3. Demet, bağlam

KÜSUF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güneş tutulması

KÜFLÜ

  1. [sıfat] Küflenmiş olan
    • "Küflü ekmek."
  2. [isim] Saklanmış altın para
    • "Galiba sıra küflülere gelmiş."
  3. Zamanı geçmiş, köhne

KÜŞÜM

  1. [isim] Kuşku
  2. Kaygı

RÜKÜN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin en güçlü ve sağlam yönü
  2. Bir kurulun, bir topluluğun en önemli üyelerinden her biri

KÜNDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Güreşçinin, hasmını altına alıp bir elini önden, ötekini arkadan geçirerek ellerini kilitlemesi
    • "Kolunu tutup kündeye getiriyor, bir taraftan da bacağının birini ikiye büküyorum." (Muammer İzgü)
    • "Barut yoktu. Kalenin dar kapısından çıkmak imkânı yoktu. Öyle korkunç bir kündeye gelmişlerdi ki..." (Ömer Seyfettin)
    • "Akıllı bir evlat olan Ali Harun Bey, annesinin böyle bir kündeye getirilmesini hazmedemez." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Düzen, tuzak, oyun, hile
    • "Plan kurar, tertip yaparlar; kendilerini kurtarmaya, yeni müdürü de kündeye getirmeye çalışırlar." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Suçluların ayağına bağlanan demir halka, köstek

BÜKÜM

  1. [isim] Bükme işi
  2. Bir şeyin bükülmüş yeri, kat, kıvrım
    • "Cebine koyarken kâğıt yere düştü, bükümü açıldı." (Burhan Felek)
  3. Bir kerede eğrilmiş iplik, yün miktarı

KÜLEK

  1. [isim] Bal, yağ, yoğurt vb. şeyler koymaya yarar tahta kova

TÜRKÜ

  1. [isim] Hece ölçüsüyle yazılmış ve halk ezgileriyle bestelenmiş manzume
    • "Kulak ver ki havasında bahçemizin / Gök maviliğinden, dal yeşilliğinden / Bir türkü söylenmede kendiliğinden." (Cahit Sıtkı Tarancı)
    • "Dikişine başlarken güzel bir türkü tutturmuştu." (Reşat Enis)
    • "İçeride bir yandan türkü söylüyor, bir yandan da iş yapıyordum." (Peyami Safa)
    • "Azizim, biz kimsenin arabasında kimsenin türküsünü çağırmayız, kendi havamızı mırıldanırız." (Sait Faik Abasıyanık)

ÇÜKÜR

  1. [isim] Bir yüzü balta, bir yüzü kazma olan araç

FAKÜL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Benek

KÜREK

  1. [isim] Toprak, kömür vb.ni bir yerden bir yere alıp atmaya, taşımaya yarayan ve yayvan bir bölümü, buna bağlı uzun bir sapı bulunan araç
    • "Ölünün cesedi üstüne atılan birkaç kürek toprak gibi hatırası üzerine kapanan birkaç satır yazı!" (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Sandalın içine hızla atıldıktan sonra kürekleri var kuvvetiyle çekerek meskûn adanın kömür iskelesine yanaştı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Küçük deniz teknelerini yürütmeye yarayan, bir ucu yassı, uzun ağaç
  3. Kürek cezası

YÜKÜM

  1. [isim] Yükümlülük
    • "Vergi yükümü yasayla konulur."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü