İçinde kun olan 8 harfli 14 kelime var. İçerisinde KUN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kun olan kelimeler listesine ya da Sonu kun ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K N U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
UN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TRAKUNYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Çarpan balığı
-
[isim]
Çarpan balığı
- BURKUNTU
- ...
- KUSKUNLU
-
-
[sıfat]
Kuskunu olan
-
[sıfat]
Kuskunu olan
- YUTKUNMA
-
-
[isim]
Yutkunmak işi
-
[isim]
Yutkunmak işi
- KUNDAKÇI
-
-
[isim]
Yangın çıkarmak için kundak koyan kimse
- "Fakat ne çare ki Rum kundakçıları tarafından baştan başa yakılıp yıkılmış." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tüfek kundakları yapan kimse
-
Ara bozucu
-
[isim]
Yangın çıkarmak için kundak koyan kimse
- SOKUNMAK
- ...
- COŞKUNCA
-
-
[sıfat]
Coşkun
-
[zarf]
Coşkun bir biçimde
-
[sıfat]
Coşkun
- SEKUNDER
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[sıfat]
İkincil
-
[sıfat]
İkincil
- DOKUNMAK
-
-
[-e]
Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek
- "Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." (Ahmet Haşim)
-
Karıştırmak
- "Bu kâğıtlara kimse dokunmasın."
-
[nsz]
Almak, kullanmak, el sürmek
- "Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu." (Nezihe Araz)
-
[nsz]
Sağlığını bozmak
- "Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu."
-
İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak
- "Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İlişkin, ilgili olmak, değinmek
- "Eğitim konusuna dokunan bir yazı."
-
Hafifçe değmek
- "Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor."
-
Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak
- "Erkekte pudra sinirime dokunuyor diyorum, anlamıyorsun." (Peyami Safa)
-
Tedirgin etmek, sataşmak
- "Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek
- OKUNULMA
-
-
[isim]
Okunulmak işi veya durumu
-
[isim]
Okunulmak işi veya durumu
- OKUNAKLI
-
-
[sıfat]
Açık ve düzgün harflerle yazılmış, kolaylıkla okunabilen (yazı)
- "Eksik olmasın, bizim vergi dairelerinden okunaklı makbuz alınmaz." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Açık ve düzgün harflerle yazılmış, kolaylıkla okunabilen (yazı)
- KUNDAKLI
-
-
[sıfat]
Kundağı olan, kundağa sarılmış olan
-
[sıfat]
Kundağı olan, kundağa sarılmış olan
- DOKUNSAL
-
-
[sıfat]
Dokunum ile ilgili olan
-
[sıfat]
Dokunum ile ilgili olan
- TOPYEKUN
- ...