İçinde kor olan 7 harfli 29 kelime var. İçerisinde KOR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kor olan kelimeler listesine ya da Sonu kor ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K O R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KOR, ROK
2 Harfli Kelimeler
OK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DEKORCU
-
-
[isim]
Mesleği dekor yapmak olan sanatçı
-
[isim]
Mesleği dekor yapmak olan sanatçı
- KORSECİ
-
-
[isim]
Korse yapan veya satan kimse
-
[isim]
Korse yapan veya satan kimse
- KORKMAK
-
-
[nsz]
Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak
- "Karanlık yerde insan korkmaz mıydı?" (Sait Faik Abasıyanık)
- "Korktuğu başına gelmiş ve o koskoca Nahit Bey ... ipin ucunu kaçırarak dillere destan olmuştu." (Tarık Buğra)
-
Kaygı duymak, endişe etmek
- "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." (Mehmet Akif Ersoy)
-
Çekinmek, sakınmak, saygı duymak
- "Sabaha karşı aşağı indi, aralık kapıdan korka korka babasına baktı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yapamamak, cesaret edememek
-
[nsz]
Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak
- KORUGAN
-
-
[isim]
Ağaç gövdeleriyle yapılmış ve çevresinde kazılı çukuru bulunan, korunmaya elverişli, kare biçimindeki ev
-
Ateş etmeye imkân verecek biçimde hazırlanmış delik ve mazgalları bulunan yer
-
[isim]
Ağaç gövdeleriyle yapılmış ve çevresinde kazılı çukuru bulunan, korunmaya elverişli, kare biçimindeki ev
- ANTİKOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hastalığa sebep olan etkenleri zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı madde
-
[isim]
Hastalığa sebep olan etkenleri zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı madde
- KORSELİ
-
-
[sıfat]
Korsesi olan
- "Abanarak ve korseli göğsünü âdeta kavalyesinin göğsünde ezerek dans ediyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Korsesi olan
- KORKULU
-
-
[sıfat]
Korku veren, korkutan
- "Gördüğü korkulu rüyalara ve bunların tabirlerine inanırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "O, çok kere, korkulu rüya görmektense uyanık yatmak evladır, diye sabaha kadar uyumamaya çalışır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Kendisinden kötülük gelebilen, tehlikeli
- "Hâlinden şerir, korkulu bir adam olduğu görünüyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Korku veren, korkutan
- KORUNMA
-
-
[isim]
Korunmak işi
- "En iyi korunma çaresi yeşil dal altlarına sinmeye kaldı!" (Haldun Taner)
- "Hiçbir düşünce ve mülahazanın ... Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği..." (Anayasa)
-
[isim]
Korunmak işi
- KORUTMA
- ...
- KORUNGA
-
-
[isim]
Otsu, genellikle 30-70 cm boyunda, çok yıllık, pembe çiçekli, hayvan yemi olarak kullanılan bir bitki (Onobrychis viciifolia)
-
[isim]
Otsu, genellikle 30-70 cm boyunda, çok yıllık, pembe çiçekli, hayvan yemi olarak kullanılan bir bitki (Onobrychis viciifolia)
- KOKOROZ
-
-
[isim]
Mısır
-
Sivri uçlu uzun şey
-
Çirkin kimse
-
[isim]
Mısır
- KORULUK
-
-
[isim]
Koru durumunda olan sık ağaçlı yer
-
[isim]
Koru durumunda olan sık ağaçlı yer
- KORONER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kalbi taç şeklinde kuşatıp besleyen (damarlar)
-
[sıfat]
Kalbi taç şeklinde kuşatıp besleyen (damarlar)
- KORUYUŞ
-
-
[isim]
Koruma işi veya biçimi
-
[isim]
Koruma işi veya biçimi
- KORTEKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kabuk
- "Beyin korteksinin harabiyeti sonucu bir olguyla karşı karşıya imişiz." (Tarık Dursun K)
-
Beyin zarı
-
[isim]
Kabuk
- AKORTÇU
-
-
[isim]
Piyano ve org vb. müzik aletlerini ayarlamayı meslek edinmiş kimse
-
[isim]
Piyano ve org vb. müzik aletlerini ayarlamayı meslek edinmiş kimse
- AKORTLU
-
-
[sıfat]
Akordu olan, akort edilmiş
-
[sıfat]
Akordu olan, akort edilmiş
- KORUCUK
-
-
[isim]
Küçük koru
- "Şimdi orada bir sürü meşe fidanlarından bir korucuk peydah olmaya başlıyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Küçük koru
- KORİDOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yapıya girmeyi sağlayan veya odaları birleştiren genellikle dar geçit, geçenek
- "Ninni sesini henüz koridordayken duydu." (Halide Edip Adıvar)
-
Geçmeye yarayan dar ve uzun aralık, dehliz
-
İki devlet arasındaki dar toprak parçası
- "Danzig koridoru."
-
[isim]
Bir yapıya girmeyi sağlayan veya odaları birleştiren genellikle dar geçit, geçenek
- KORUNUŞ
- ...