İçinde kor olan 7 harfli 29 kelime var. İçerisinde KOR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kor olan kelimeler listesine ya da Sonu kor ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

K O R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KOR, ROK

2 Harfli Kelimeler

OK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KORUMAK

  1. [-i] Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek
    • "Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur." (Orhan Seyfi Orhon)
  2. Güçlü bir kimse veya kuruluş, güçsüz birini veya bir şeyi desteklemek, himaye etmek
    • "Beni kendi kardeşi gibi sever, babasının hışmından korurdu." (Reşat Enis)
  3. [-i] Tehlikeye karşı denetimi altında bulundurmak, savunmak, müdafaa etmek
    • "Yurdu korumak."
  4. [-i] Tehlikeli, zararlı durumları önlemek
    • "İlaçla meyveleri korudu."
  5. [-i] Bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni göstermek
    • "Üstünü başını biraz korusaydın bu kadar kirlenmezdi."
  6. [-i] Süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önlemek
    • "Geleneklerini koruyorlar."
  7. [-i] Karşılamak, denk gelmek
    • "Bu işin geliri masrafını korumaz."

KORUTMA
...
KORUCUK

  1. [isim] Küçük koru
    • "Şimdi orada bir sürü meşe fidanlarından bir korucuk peydah olmaya başlıyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KORULUK

  1. [isim] Koru durumunda olan sık ağaçlı yer

KORUGAN

  1. [isim] Ağaç gövdeleriyle yapılmış ve çevresinde kazılı çukuru bulunan, korunmaya elverişli, kare biçimindeki ev
  2. Ateş etmeye imkân verecek biçimde hazırlanmış delik ve mazgalları bulunan yer

KORSELİ

  1. [sıfat] Korsesi olan
    • "Abanarak ve korseli göğsünü âdeta kavalyesinin göğsünde ezerek dans ediyordu." (Sait Faik Abasıyanık)

DEKORCU

  1. [isim] Mesleği dekor yapmak olan sanatçı

KORONER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Kalbi taç şeklinde kuşatıp besleyen (damarlar)

KOKOREÇ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Şişe sarılarak kor ateşte kızartılan, kuzu bağırsağından yiyecek

KORUYUŞ

  1. [isim] Koruma işi veya biçimi

KORİDOR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yapıya girmeyi sağlayan veya odaları birleştiren genellikle dar geçit, geçenek
    • "Ninni sesini henüz koridordayken duydu." (Halide Edip Adıvar)
  2. Geçmeye yarayan dar ve uzun aralık, dehliz
  3. İki devlet arasındaki dar toprak parçası
    • "Danzig koridoru."

KORKMAK

  1. [nsz] Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak
    • "Karanlık yerde insan korkmaz mıydı?" (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Korktuğu başına gelmiş ve o koskoca Nahit Bey ... ipin ucunu kaçırarak dillere destan olmuştu." (Tarık Buğra)
  2. Kaygı duymak, endişe etmek
    • "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." (Mehmet Akif Ersoy)
  3. Çekinmek, sakınmak, saygı duymak
    • "Sabaha karşı aşağı indi, aralık kapıdan korka korka babasına baktı." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Yapamamak, cesaret edememek

AKORTLU

  1. [sıfat] Akordu olan, akort edilmiş

KORUNMA

  1. [isim] Korunmak işi
    • "En iyi korunma çaresi yeşil dal altlarına sinmeye kaldı!" (Haldun Taner)
    • "Hiçbir düşünce ve mülahazanın ... Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği..." (Anayasa)

KORKUNÇ

  1. Çok korkulu, korku veren, dehşete düşüren, müthiş
    • "Bizi buraya getiren arabacı yolda birtakım korkunç şeyler söyledi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Herhangi bir özelliğiyle şaşkınlık veren
  3. Çok aşırı, pek çok, güçlü, şiddetli
    • "Kendini korkunç bir pehlivan sanırmış ki adını Çelikkol koymuş." (Memduh Şevket Esendal)

KORDONE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sim, gümüş veya ipek ipliklerin bükülmesiyle hazırlanan ve el işlemelerinde kullanılan ince kordon
  2. Üç katlı bükülmüş ipek ipliği

KORUNUŞ
...
AKORTÇU

  1. [isim] Piyano ve org vb. müzik aletlerini ayarlamayı meslek edinmiş kimse

SADAKOR

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Düz dokunmuş, açık saman renginde bir tür ipek kumaş
  2. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış olan
    • "Sırtında tiril tiril sadakor gömlek..." (Haldun Taner)

KORUNAK

  1. [isim] Tehlikeden kurtulmak, korunmak için yapılmış yer
  2. Sığınılan, saklanılan yapı, mağara gibi yer
    • "Öyle bir savaştayım ki sığınağı, korunağı yok." (Turan Oflazoğlu)
  3. Koruyan, esirgeyen, saklayan kimse

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü