İçinde ko olan 5 harfli 118 kelime var. İçerisinde KO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ko olan kelimeler listesine ya da Sonu ko ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
OK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KORZA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Denizin içinde iki zincirin birbirine dolaşması
-
[isim]
Denizin içinde iki zincirin birbirine dolaşması
- AKKOR
-
-
[sıfat]
Işık saçacak beyazlığa varıncaya kadar ısıtılmış olan
- "Akkor kömür."
-
[sıfat]
Işık saçacak beyazlığa varıncaya kadar ısıtılmış olan
- BANKO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh
-
Talih oyunlarında, oyunu yönetenin ortaya koyduğu para
-
Talih oyunlarında oyunu yöneten kimse
-
[zarf]
Kesinlikle
- "Bu dönem muhtar banko Ali Bey olacak."
-
[ünlem]
Talih oyunlarında ortada toplanan paranın hepsine oynandığını anlatan bir söz
-
Su altı tepeliği
-
[isim]
İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh
- İSKOÇ
- ...
- KOVMA
-
-
[isim]
Kovmak işi
- "Türkçüler, terkipli lisanla beraber aruz veznini de millî edebiyatımızdan kovmaya karar verdiler." (Ziya Gökalp)
-
[isim]
Kovmak işi
- KOLAY
-
-
[sıfat]
Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı
- "Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı." (Halit Ziya Uşaklıgil)
- "Yanlışını düzeltmek için bir kolayını aramaya başladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Kolaylık
- "İşin kolayını buldum."
-
[zarf]
Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basitçe
- "Yolu bulmak kolay oldu." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[sıfat]
Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı
- KOLSU
-
-
[sıfat]
Kolu andıran, kola benzeyen, kol gibi
-
[sıfat]
Kolu andıran, kola benzeyen, kol gibi
- AKONT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmi ödeme
-
[isim]
Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmi ödeme
- KOŞUT
-
-
[sıfat]
Paralel
- "Kuruluş, işletmeye koşut olarak başka yararlı işler de yaptı." (Aydın Boysan)
-
[sıfat]
Paralel
- KORKU
-
-
[isim]
Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü
- "Yarı çocuk kalbimde korku, kapıya yaklaştıkça büyüyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Bir korku düştü canıma acep nola benim hâlim / Derman olmaz ise bana acep nola benim hâlim?" (Yunus Emre)
- "Devletin bu türden denetimlere kalkması, korku salma amacına yöneliktir." (Melih Cevdet Anday)
- "Kadınlıktan, erkeklikten tiksiniyordu ve etteki sır ona korku veriyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Kötülük gelme ihtimali, tehlike, muhatara
- "Yollarda korku kalmadı."
-
Gerçek veya beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, kalp, solunum hızlanması vb. belirtileri olan veya daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu
-
[isim]
Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü
- TAKOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir eşyanın altına kıpırdamadan dik durması için yerleştirilen ağaç kama, kıskı
-
Bir taşıtın kaymaması, kımıldamaması için tekerlekleri altına yerleştirilen tahta, plastik vb. engel
-
Çivi çakmak için duvarın içine yerleştirilen ağaç parçası
-
Kızaktaki geminin, üstünde oturduğu ağaçlardan her biri
-
Lakerda yapılmak için kesilmiş torik balığı parçası
-
Kaba saba insan
-
[isim]
Bir eşyanın altına kıpırdamadan dik durması için yerleştirilen ağaç kama, kıskı
- KONSA
-
-
[isim]
Taşlık
-
[isim]
Taşlık
- KOTRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çoğunlukla bir direkli, randası olan, ince gövdeli yelkenli
- "Açıkta demir atmış kotrayı görüyor musun?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Çoğunlukla bir direkli, randası olan, ince gövdeli yelkenli
- EKOLU
- ...
- KONUR
-
-
[sıfat]
Esmer, açık kestane renginde olan
-
[sıfat]
Esmer, açık kestane renginde olan
- KOZLU
- ...
- KONUT
-
-
[isim]
İnsanların içinde yaşadıkları ev, apartman vb. yer, mesken, ikametgâh
- "Kimsenin konutuna dokunulamaz." (Anayasa)
-
[isim]
İnsanların içinde yaşadıkları ev, apartman vb. yer, mesken, ikametgâh
- KOKMA
-
-
[isim]
Kokmak işi
- "Yıkanmamayı ve böylece pis pis kokmayı bile göze alırlarmış." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Kokmak işi
- KORNA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Motorlu taşıtlarda, bisikletlerde sesle işaret vermek için kullanılan ve içinden hava geçirilerek çalınan boru, klakson
- "Saat on iki olur olmaz, apartmanın önünde kornayı öttürdüm." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Motorlu taşıtlarda, bisikletlerde sesle işaret vermek için kullanılan ve içinden hava geçirilerek çalınan boru, klakson
- KOALA
- ...