İçinde ko olan 5 harfli 118 kelime var. İçerisinde KO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ko olan kelimeler listesine ya da Sonu ko ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
OK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KOŞAÇ
-
-
[isim]
Ad cümlelerinde özne ile yüklemi birleştiren, yükleme güçlü ihtimal, olumluluk, olumsuzluk, süreklilik, kesinlik kavramları veren -dır / -dir eki veya değil kelimesi
-
[isim]
Ad cümlelerinde özne ile yüklemi birleştiren, yükleme güçlü ihtimal, olumluluk, olumsuzluk, süreklilik, kesinlik kavramları veren -dır / -dir eki veya değil kelimesi
- KOTRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çoğunlukla bir direkli, randası olan, ince gövdeli yelkenli
- "Açıkta demir atmış kotrayı görüyor musun?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Çoğunlukla bir direkli, randası olan, ince gövdeli yelkenli
- KONAK
-
-
[isim]
Büyük ve gösterişli ev
- "İstirahat için İstanbul'a gelmiş, bu konağı alıp yerleşmişti." (Ömer Seyfettin)
-
Vali, kaymakam gibi yüksek dereceli devlet görevlilerinin resmî konutu
-
Konakçı
-
Araba veya hayvanla bir günde alınan yol
- "Buradan orası beş konaktır."
-
Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer
-
[isim]
Büyük ve gösterişli ev
- KONUM
-
-
[isim]
Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon
-
Yeryüzünde bir noktanın, enlem ve boylamların yardımıyla bulunan yeri, konuş
-
Bir şehrin uzak ve yakın çevresiyle her türlü ilişkisini sağlayan ve şehrin gelişmesini etkileyen coğrafi şartlarının bütünü
-
[isim]
Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon
- KOLLU
-
-
[sıfat]
Kolu olan
- "Kollu sandalye."
-
Herhangi bir biçimde kolu olan
-
[sıfat]
Kolu olan
- KOKOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aşüfte
- "Akajudan yapılmış bu narin ve şık dolaplar otuz âşıklı bir kokotun elbise dolaplarına benziyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Aşüfte
- KOLEJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Öğretim programında yabancı bir dil öğretimine ağırlık veren okul
-
Bazı meslek okullarına verilen ad
- "Polis koleji. Sağlık koleji."
-
[isim]
Öğretim programında yabancı bir dil öğretimine ağırlık veren okul
- KONUR
-
-
[sıfat]
Esmer, açık kestane renginde olan
-
[sıfat]
Esmer, açık kestane renginde olan
- EKOLU
- ...
- KOLİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kalın bağırsak iltihabı
-
[isim]
Kalın bağırsak iltihabı
- KOŞİN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ağır, hareketsiz, bol ve kabarık tüylü bir tavuk ırkı
-
[isim]
Ağır, hareketsiz, bol ve kabarık tüylü bir tavuk ırkı
- KOMŞU
-
-
[isim]
Konutları yakın olan kimselerin birbirine göre aldıkları ad
-
[sıfat]
Sınır ortaklığı bulunan, mücavir
- "Komşu bahçeler arasında da pek kullanılmayan yan kapılar vardı." (Çetin Altan)
-
[isim]
Konutları yakın olan kimselerin birbirine göre aldıkları ad
- KORAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dinî ezgi
-
Kaynağı dinî ezgi olan orkestra parçası
-
[isim]
Dinî ezgi
- KOLCU
-
-
[isim]
Bir şeyi korumak için bekleyen veya kol gezen görevli, muhafız
- "Eski omuzdaşları gibi ne kahve ne kuşçu dükkânı açmaya ne kolcu yazılmaya ne de gazete müvezziliğine tenezzül etti." (Ömer Seyfettin)
-
Hizmetçilere çalışacak ev bulan kimse
- "Kolcuya hizmetçi ısmarladık."
-
[isim]
Bir şeyi korumak için bekleyen veya kol gezen görevli, muhafız
- KOLAY
-
-
[sıfat]
Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı
- "Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı." (Halit Ziya Uşaklıgil)
- "Yanlışını düzeltmek için bir kolayını aramaya başladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Kolaylık
- "İşin kolayını buldum."
-
[zarf]
Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basitçe
- "Yolu bulmak kolay oldu." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[sıfat]
Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı
- KODES
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Tutukevi, hapishane, karakol
- "Belki kodese tıkarlar, hazır olsun." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tutukevi, hapishane, karakol
- KOVUK
-
-
[isim]
Bir şeyin oyuk durumunda bulunan iç bölümü
- "Arada sırada ben de sığınacak kovuk ararım." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bir şeyin oyuk durumunda bulunan iç bölümü
- TAKOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir eşyanın altına kıpırdamadan dik durması için yerleştirilen ağaç kama, kıskı
-
Bir taşıtın kaymaması, kımıldamaması için tekerlekleri altına yerleştirilen tahta, plastik vb. engel
-
Çivi çakmak için duvarın içine yerleştirilen ağaç parçası
-
Kızaktaki geminin, üstünde oturduğu ağaçlardan her biri
-
Lakerda yapılmak için kesilmiş torik balığı parçası
-
Kaba saba insan
-
[isim]
Bir eşyanın altına kıpırdamadan dik durması için yerleştirilen ağaç kama, kıskı
- ŞİŞKO
-
-
[sıfat]
Şişman
- "Şişko bir kadın."
-
Toplu, dolgun
- "Şişko yanaklı, sarkık gerdanlı, otuz beşlik bir adamdı bu." (Reşat Enis)
-
[sıfat]
Şişman
- İSKOÇ
- ...