İçinde ko olan 4 harfli 31 kelime var. İçerisinde KO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ko olan kelimeler listesine ya da Sonu ko ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

K O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

OK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KOCA

  1. [isim] Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç
    • "Koca işinden çıktıktan sonra, borç boğazı aştı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Üstelik kadının adı da çıktı, bir daha koca bulamadı." (Refik Halit Karay)
    • "Harfleri okuyup yazamadan, on üçümde kocaya gidecektim." (Ayşe Kulin)
    • "Büyük kızı kocaya kaçtığı zaman küçükleri on iki dönüm tarlanın hakkından gelecek kadar yetişkindiler." (Necati Cumalı)

KOLİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Posta paketi
  2. İçinde türlü eşya bulunan çeşitli büyüklükte paket

EKOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir bilim ve sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım, okul
    • "Bizim ekolü biraz tetkik etmiş olsaydınız, daha rahat anlaşırdık." (Peyami Safa)

KOMİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli
  2. Lokantalarda garson yardımcısı

KORT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Tenis oynanan alan, tenis kortu
    • "Otelin tenis kortunu geçtik." (Hüseyin Cahit Yalçın)

AKOR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Üç veya daha çok sesin bir arada tınlaması

KOŞA

  1. [sıfat] Çift, eş, ikiz
    • "Koşa badem sığmayan dar ağızlım." (Dede Korkut)
  2. [zarf] Hep birlikte

KOLA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
  2. Kâğıt veya bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı
  3. Kolalama
    • "Zaten bu devirde kola, ütü bir evin baş işlerindendir." (Refik Halit Karay)

SAKO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Paltoya benzer bir tür üstlük
    • "Hava sıcak, arkasındaki uzunca sako omuzlarından sarkıyor, fesi terden yapışıyor ancak aldırmıyor, yürüyordu." (Memduh Şevket Esendal)

KORU

  1. [isim] Bakımlı küçük orman
    • "Arkamda çam korularının parça parça neftîleştirdiği yeşil bir dağ." (Refik Halit Karay)

KOZA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak, kozalak
    • "Pamuk kozası. İpek kozası."
    • "Hiçbir tarakta bezim kalmadı, ipek böceği gibi kozama çekilmiş, kendi hâlimde, politikaya bulaşmadan yaşıyorum." (Atilla İlhan)
    • "Pamuk ırgatları alaçıkların önüne oturmuşlar, koza çekiyorlardı." (Yahya Kemal)
  2. İpek böceğinin ördüğü ve içine kapandığı korunak

KOFA

  1. [isim] Hasır otu

KONİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Durağan bir noktadan geçen ve kapalı bir eğriye dayanarak hareket eden bir doğrunun çizdiği yüzey, mahrut
  2. [sıfat] Bu biçiminde olan
  3. Çembersel bölge üzerindeki her noktanın çember düzlemi dışındaki bir nokta ile birleşiminden oluşan geometrik cisim
  4. Bu yüzeyle sınırlı katı cisim

KOŞU

  1. [isim] Koşarak yapılan yarış
    • "Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. At yarışı
    • "Koşuların sonuçlarından başka bir şey düşünmesini engelleyen bir hastalığa dönüşmüş." (Necati Cumalı)

KOSA

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [isim] Bir çeşit uzun saplı orak

KONÇ

  1. [isim] Ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm
    • "Çorap koncu. Çizme koncu."

KOÇU

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Süslü bir çeşit gezme arabası
  2. Direkler üzerine, yüksekte kurulmuş zahire ambarı

KONT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Roma imparatorunun danışman olarak seçtiği kimse
  2. Derebeyi
  3. Batı toplumunda erkekler için kullanılan bir soyluluk unvanı

KOKU

  1. [isim] Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu
    • "Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bir yerden kokusu çıkarsa baban vasıtasıyla önlemek isteyecekler." (Sabahattin Ali)
    • "O yokken anası tarafından gönderildiğine şüphe olmayan bütün bu şeylere anasının kokusu sinmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Yaz yağmuru yağdığı vakit burada toprağın güzel kokusunu duymak mümkündür." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Güzel kokmak için sürülen esans
    • "Koku sürünmek."
    • "Yılların gazetecisisin oğlum, iyi haberin kokusunu kilometrelerce uzaktan alırsın." (Ahmet Ümit)
  3. Belirti, işaret
    • "Ortalıkta bir savaş kokusu var."

KORE
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü