İçinde kma olan 7 harfli 18 kelime var. İçerisinde KMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kma olan kelimeler listesine ya da Sonu kma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KARIKMA
-
-
[isim]
Karıkmak işi
-
[isim]
Karıkmak işi
- KANIKMA
-
-
[isim]
Kanıkma işi
-
[isim]
Kanıkma işi
- SARKMAK
-
-
[-e]
Aşağıya doğru uzamak veya uzanmak
- "Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu." (Tarık Buğra)
-
Karşı cins ile ilişki kurmayı veya arkadaş olmayı istemek
-
Yolunu uzatmak, uğramak
-
[-e]
Aşağıya doğru uzamak veya uzanmak
- BURKMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi burar gibi ekseni etrafında döndürmek
- "Birinin kolunu burkmak."
-
[nsz]
Burkulmak
- "Ayağım burktu."
-
Acı vermek, üzmek
- "Yörede, şimdi yürek burkan bir suskunluk vardı." (Tarık Buğra)
-
Bazı yiyecekler, ağza kekre tat vermek
-
[-i]
Bir şeyi burar gibi ekseni etrafında döndürmek
- KIRKMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi uçlarından kesmek
-
Saç, sakal veya tüyü kesmek
- "Saçlarını çok kırkmışsın."
-
Koyun, keçi vb. hayvanların tüylerini kesmek
-
[-i]
Bir şeyi uçlarından kesmek
- ÇAKMACI
-
-
[isim]
Çakma işini yapan kimse
-
[isim]
Çakma işini yapan kimse
- AYIKMAK
-
-
[nsz]
Ayılmak, kendine gelmek, uyanmak, aklı başına gelmek
-
[nsz]
Ayılmak, kendine gelmek, uyanmak, aklı başına gelmek
- YIKMACI
-
-
[isim]
Yıkılması uygun görülen bir yapının yıkılması işini üstlenen ve yıkıntılarını satın alan kimse, yıkıcı
-
[isim]
Yıkılması uygun görülen bir yapının yıkılması işini üstlenen ve yıkıntılarını satın alan kimse, yıkıcı
- ÇIKMALI
-
-
[sıfat]
Çıkma durumunda olan
-
[sıfat]
Çıkma durumunda olan
- LOKMACI
-
-
[isim]
Lokma yapan veya satan kimse
-
[isim]
Lokma yapan veya satan kimse
- KAKMALI
-
-
[sıfat]
Üzerinde kakma işi bulunan
- "Kabzası altın kakmalı palası elinden düştü." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
[sıfat]
Üzerinde kakma işi bulunan
- KALKMAK
-
-
[nsz]
Gitmek üzere yerinden ayrılmak
- "Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız."
-
[-den]
Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak
- "Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[-den]
Uyanarak yataktan ayrılmak
- "İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım." (Ömer Seyfettin)
-
Yukarı doğru yükselmek
- "Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar."
-
Taşıtlar yola çıkmak
- "Tren saat onda kalktı."
-
[-den]
Uçmak, havalanmak
- "Uçak pistten kalktı."
-
Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak
- "Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-e]
Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak
- "At, art ayakları üzerine kalktı."
-
Kabarmak, ayrılmak
- "Masanın kaplaması kalktı."
-
Derlenip götürülmek
- "Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil." (Memduh Şevket Esendal)
-
Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek
- "Hasta bir haftaya kadar kalkar."
-
Varlığı, hayatı son bulmak
- "Halifelik kalktı."
-
[-den]
Yok olmak, artık bulunmamak
- "Ortalıktan kar kalkınca..."
-
[-e]
Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek
- "Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı." (Necati Cumalı)
-
Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak
- "Yasanın bu maddesi kalktı."
-
Uygulanmaz olmak
- "Sıkıyönetim kalktı."
-
Güncelliğini yitirmek
- "Bu âdet çoktan kalktı."
-
[-e]
Bir durumdan başka bir duruma geçmek
- "Dörtnala kalkmak."
- "Tırısa kalkmak."
-
[-den]
Başka yere gitmek, taşınmak
- "O yıl, çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı." (Necati Cumalı)
-
[-e]
Ayakta beklemek
- "Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Gitmek üzere yerinden ayrılmak
- KORKMAK
-
-
[nsz]
Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak
- "Karanlık yerde insan korkmaz mıydı?" (Sait Faik Abasıyanık)
- "Korktuğu başına gelmiş ve o koskoca Nahit Bey ... ipin ucunu kaçırarak dillere destan olmuştu." (Tarık Buğra)
-
Kaygı duymak, endişe etmek
- "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." (Mehmet Akif Ersoy)
-
Çekinmek, sakınmak, saygı duymak
- "Sabaha karşı aşağı indi, aralık kapıdan korka korka babasına baktı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yapamamak, cesaret edememek
-
[nsz]
Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak
- KAKMACI
-
-
[isim]
Kakma işleri yapan usta
-
[isim]
Kakma işleri yapan usta
- BIRAKMA
-
-
[isim]
Bırakmak işi
-
Salıverme, terk
-
[isim]
Bırakmak işi
- ÇIRAKMA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Şamdan
-
[isim]
Şamdan
- DOLUKMA
-
-
[isim]
Dolukmak işi
-
[isim]
Dolukmak işi
- ACIKMAK
-
-
[nsz]
Yemek yeme gereksinimi duymak
-
[nsz]
Yemek yeme gereksinimi duymak