İçinde kl olan 6 harfli 88 kelime var. İçerisinde KL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kl olan kelimeler listesine ya da Sonu kl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKLAMA
-
-
[isim]
Aklamak işi, ibra
-
[isim]
Aklamak işi, ibra
- IKLAMA
-
-
[isim]
Iklamak işi
-
[isim]
Iklamak işi
- KLİNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hastanın bakıldığı, muayene edildiği yer
- "Onu, anlamını yitiren kliniğe ayaklarının alışkanlığı götürüyordu." (Tarık Buğra)
-
Hekim olacak öğrencilerin hasta başında uygulamalı olarak ders gördükleri hasta koğuşu
-
[sıfat]
Vücut muayenesinde görülen (hastalık belirtisi)
- "Klinik belirtiler çoğu kez bir hastalığın teşhisi için yetmeyebilir."
-
[isim]
Hastanın bakıldığı, muayene edildiği yer
- BLOKLU
-
-
[sıfat]
Blokları olan, bloklardan oluşan
-
[sıfat]
Blokları olan, bloklardan oluşan
- KEKLİK
-
-
[isim]
Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş (Perdrix)
- "Yediği çilek ve çiğdem, ninnisi kaval ve bülbül, arkadaşı turna ve keklik imiş." (Refik Halit Karay)
- "Bir gün evvel keklik gibi seken dipdiri bir insan, bir gün sonra kargabüken yemiş gibi kıvrılmış yatıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Alımlı, güzel kadın
-
[isim]
Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş (Perdrix)
- UFUKLU
-
-
[sıfat]
Ufku olan
-
[sıfat]
Ufku olan
- ÇOKLUK
-
-
[isim]
Sayı veya ölçü yönünden çok olma durumu, çoğul, kesret, ekseriyet, teklik karşıtı
- "Anayasa değişikliklerinde iptale karar verebilmesi için üçte iki oy çokluğu şarttır." (Anayasa)
-
Çoğunluk
- "O akşam kibarların geleceğini, smokin hatta frakların çoklukta olacağını söyledi." (Halide Edip Adıvar)
-
Kelimelerin belirli eklerle birden çok varlığı veya kişiyi bildirme biçimi, çoğul, cem
-
[zarf]
Sık sık, çokça, çok kez
- "Ben çokluk ata binmediğim için birkaç ay içinde at toplandı, semirdi ve güzelleşti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Sayı veya ölçü yönünden çok olma durumu, çoğul, kesret, ekseriyet, teklik karşıtı
- AŞIKLI
- ...
- YOKLUK
-
-
[isim]
Yok olma, bulunmama durumu, adem, ademiyet, fıkdan, gaybubet, varlık karşıtı
- "Bin bu derde, yokluğa ve tehlikeye rağmen, gönül avlayan bir Bursa baharı idi." (Tarık Buğra)
-
Fakirlik, yoksulluk
- "Doksan yaşına kadar yaşamış, yokluk yüzü görmemiş..." (Memduh Şevket Esendal)
-
Hiçlik
-
[isim]
Yok olma, bulunmama durumu, adem, ademiyet, fıkdan, gaybubet, varlık karşıtı
- NAKLEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Nakil yoluyla, aktarılarak
-
[zarf]
Nakil yoluyla, aktarılarak
- KLOŞET
- ...
- OLUKLU
-
-
[sıfat]
Oluğu olan
-
Üstünde yol yol olukları bulunan
- "Oluklu saç. Oluklu mukavva."
-
[sıfat]
Oluğu olan
- KÜRKLÜ
-
-
[sıfat]
Kürkü olan, kürk giymiş
-
Kürkle süslenmiş
- "Hizmetçi kadın gri pardösüsünü, içleri kürklü eldivenlerini, şapkasını getirip verdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Postu kürk olarak kullanılan (hayvan)
-
[sıfat]
Kürkü olan, kürk giymiş
- TOKLUK
-
-
[isim]
Tok olma durumu
-
[isim]
Tok olma durumu
- İBİKLİ
-
-
[sıfat]
İbiği olan
- "Ak, kırmızı ibikli cins tavuklar vardı gözünün önünde." (Oktay Rifat)
-
[sıfat]
İbiği olan
- YÜKLEM
-
-
[isim]
Cümlede oluş, iş ve hareket bildiren kelime veya kelime grubu, haber, mahmul
- ""Çocuk çalışkandır" ve "Çocuk çok çalışır" örneklerinde "çalışkandır" ve "çalışır" birer yüklemdir."
-
Bir konu için olumlanan veya inkâr edilen şey, mahmul
-
[isim]
Cümlede oluş, iş ve hareket bildiren kelime veya kelime grubu, haber, mahmul
- TAKLİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Döndürme, çevirme
-
Bir şeyin biçim ve kalıbını değiştirme
-
[isim]
Döndürme, çevirme
- UŞAKLI
- ...
- EMEKLİ
-
-
[sıfat]
Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
- "Emekli olduğuna hayıflandığı kadar babasının ölüşüne de o kadar hayıflanıyor." (Haldun Taner)
- "Size bir fenalık edebilir, sizi işinizden attırır, vekâlet emrine alır, vakitsiz emekliye çıkartabilir." (Haldun Taner)
- "Kafaları dazlaklaşmış, emekliye çıktıktan sonra adam kıtlığında gene işe alınmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan (kimse)
- "Buraya gelenler hep asker emeklileridir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
- ÇARKLI
-
-
[sıfat]
Çarkı olan
-
[isim]
Her iki yanda birer çarkı bulunan vapur
-
[sıfat]
Çarkı olan