İçinde kl olan 5 harfli 30 kelime var. İçerisinde KL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kl olan kelimeler listesine ya da Sonu kl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KLİPS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Yaylı bir pensle tutturulmuş küpe, iğne vb
-
[isim]
Yaylı bir pensle tutturulmuş küpe, iğne vb
- KÖKLÜ
-
-
[sıfat]
Kökü olan
-
Kökleşmiş, iyi yerleşmiş, kalıcı olan, esaslı
-
Soylu, soyu sopu belli, iyi tanınan
-
[sıfat]
Kökü olan
- SAKLI
-
-
[sıfat]
Saklanmış olan
- "Saklı, gizli demektir; sır manasına da gelir." (Refik Halit Karay)
-
Elde tutulan, mahfuz
- "Her hakkı saklıdır."
-
Gizli bir yere konarak kaybolması veya çalınması önlenen
-
Başkalarından gizlenen, gizli tutulan, hafi
- "Birbirlerinden saklı hiçbir işleri yoktur." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Saklanmış olan
- AKLAN
-
-
[isim]
Sularını bir denize veya göle gönderen bölge, maile
- "Karadeniz aklanı."
-
Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri
-
[isim]
Sularını bir denize veya göle gönderen bölge, maile
- KİKLA
-
-
[isim]
Lapinagillerden, güzel renkli, 50 cm uzunluğunda bir balık (Labrus berggylta)
-
[isim]
Lapinagillerden, güzel renkli, 50 cm uzunluğunda bir balık (Labrus berggylta)
- EKLER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü
-
[isim]
İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü
- OKLUK
-
-
[isim]
İçine ok konulan ve sırtta taşınan meşinden yapılmış ok kılıfı, sadak
-
[isim]
İçine ok konulan ve sırtta taşınan meşinden yapılmış ok kılıfı, sadak
- ASKLI
-
-
[sıfat]
Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar)
-
[sıfat]
Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar)
- TAKLA
-
-
[isim]
Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi
- "Sizin için Türkçenin cambazıdır, kafiyelere taklalar attırır, dedi." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Otomobil, kamyon vb. devrilip yuvarlanma
- "Biz senin yaşındayken iki altına takla atardık." (Falih Rıfkı Atay)
-
Uçak, güvercin vb.nin uzunlamasına veya yanlamasına dönme hareketi
-
[isim]
Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi
- ERKLİ
-
-
[sıfat]
Erki olan, nüfuzlu, muktedir, kadir
-
[sıfat]
Erki olan, nüfuzlu, muktedir, kadir
- KUKLA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hareketli yerleri iplikle sanatçının parmaklarına bağlanarak veya eldiven gibi bir kesiti kullanarak bir perdenin üzerinden oynatılan, bez, karton vb. hafif nesnelerden yapılmış insan ve hayvan figürleri
- "Salıncağın üzerindeki kızlar, iki zarif kukla gibi fıldır fıldır dönüyorlardı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Ayakları olmayan, alttan içine el sokularak oynatılan çeşitli nesnelerden yapılmış bebek
-
Bu bebeklerle oynatılan oyun
-
Başkasının etkisinde olan, onun isteklerine göre davranan (kimse)
-
[isim]
Hareketli yerleri iplikle sanatçının parmaklarına bağlanarak veya eldiven gibi bir kesiti kullanarak bir perdenin üzerinden oynatılan, bez, karton vb. hafif nesnelerden yapılmış insan ve hayvan figürleri
- BOKLU
-
-
[sıfat]
Boku olan
-
Pis
-
[sıfat]
Boku olan
- EKLEM
-
-
[isim]
Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal
-
[isim]
Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal
- TOKLU
-
-
[isim]
Bir yıllık kuzu
-
[isim]
Bir yıllık kuzu
- HAKLI
-
-
[sıfat]
Hakka uygun, doğru, yerinde
- "Fakat aşkta ne hak ne haklı ne haksız ne de bir hakikat vardır." (Memduh Şevket Esendal)
- "Müdür onu haklı buldu."
- "Bu tartışmada o haklı çıktı."
- "Birden döndüm ve tahminimde haklı olduğumu anladım." (Refik Halit Karay)
-
Davası, iddiası, düşüncesi veya davranışı doğru ve adalete uygun olan (kimse)
- "İkisinden hangisinin haklı olduğu anlaşılamadı."
-
[sıfat]
Hakka uygun, doğru, yerinde
- BUKLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Küçük lüle durumunda, kıvrımlı saç
- "Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Küçük lüle durumunda, kıvrımlı saç
- KLİŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha
- "Klişecilik sanatını usta bir klişeci kadar bildiği hatta kendisi de klişe yaptığı için, siyah ve beyazın tonlarını son derece hünerle kaynaştırır." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Basmakalıp (söz, görüş vb.)
- "Söylediği sözün klişe olduğunu, bir yazarın klişelerle yazmamak zorunda olduğunu kabul etmez o." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha
- TEKLİ
-
-
[isim]
Bir sanatçının tek eserini seslendirdiği kaset
-
Tek yataklı otel odası
-
[isim]
Bir sanatçının tek eserini seslendirdiği kaset
- İKLİL
- ...
- İKLİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yeryüzünün herhangi bir yerinde hava olaylarına bağlı olarak gerçekleşen etkilerin uzun yılların ortalamasına dayanan durumu, abuhava
-
Ülke, diyar
- "Geceleri çalışmak, gündüzlerinin çok sıcak olduğu iklimlerde alışılmış manzaralardandır." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yeryüzünün herhangi bir yerinde hava olaylarına bağlı olarak gerçekleşen etkilerin uzun yılların ortalamasına dayanan durumu, abuhava