İçinde ki olan 5 harfli 130 kelime var. İçerisinde Kİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ki olan kelimeler listesine ya da Sonu ki ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HEKİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsanlardaki hastalıkları teşhis ve onları ilaçlarla veya bazı araçlarla tedavi eden kimse, doktor, tabip
    • "Hekim, ebenin kendi odasına geleceğini sandıysa doğru çıkmadı." (Memduh Şevket Esendal)

KİLÜS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bağırsaktan gelen, içinde yağ damlacıkları bulunan ak kan

KİBAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan (kimse)
    • "İşte senin bu kibar, bu efendi hâllerine bayılıyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Seçkin, değerli
    • "Fazla bolluk da görmemiş bir ailenin kibar eşyaları sessiz bir şekilde âdeta hitap ediyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Zengin, soylu, köklü (kimse, aile)
    • "Telefona giderek kibar ve varlıklı insanlara has bir şive ile köşkten otomobili istetti." (Haldun Taner)
  4. [isim] Büyükler, ulular

TAKİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Verimsiz duruma getirme, sonuçsuz bırakma, kısırlaştırma
  2. Mikrobundan arıtma

EKİCİ

  1. [isim] Herhangi bir tarım ürününü üreten, tarımla uğraşan çiftçi
    • "Ekicinin ürünü değer fiyatına satın alınacaktır." (Necati Cumalı)
  2. Birini uydurma bir sebeple bırakıp giden, atlatan kimse

İŞKİL

  1. [isim] Kuruntu

TEKİN

  1. [sıfat] Boş, içinde kimse bulunmayan
  2. Güvenilir (kişi, yer)
  3. Uğurlu olan
    • "Ninem, 'akşam saatlerinde hamamlar tekin değildir, insanı çarpar' demişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. [isim] Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en küçük oğlu

KİMSE

  1. [zamir] Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi, şahıs, nefer
    • "Kimsenin girdisi çıktısı, alacağı borcu ile uğraşmak istemiyordum." (Necati Cumalı)

BAKİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Cinsel ilişkide bulunmamış (erkek)
  2. El değmemiş, kullanılmamış
  3. İşlenmemiş (toprak)
  4. Eskimemiş, yıpranmamış, yeni

ESKİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Taslak
    • "Fuayede eski afişler, eski oyunlarından dekor eskizleri var." (Haldun Taner)

KİSVE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kılık kıyafet
    • "Lakin bir türlü ahaliye mahsus kisveyi üzerinden atamamış..." (Refik Halit Karay)
  2. Hacıların Kâbe'de giydikleri beyaz üstlük

TEKİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuvvetleştirme, sağlamlaştırma, üsteleme
    • "Bu sözü bir alay uydurma vakalarla, kazalarla tekide çalışıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SEÇKİ

  1. [isim] Şairlerin, yazarların, bestecilerin eserlerinden alınmış, seçme parçalardan oluşan eser, güldeste, antoloji

KEKİK

  1. [isim] Ballıbabagillerden, karşılıklı küçük yapraklı, beyaz, pembe, kırmızı başak durumunda çiçekleri olan ve çiçeği bahar gibi kullanılan, odunsu saplı, kokulu bir bitki (Thymus vulgaris)
    • "Bütün Çamlıca'yı bir kekik kokusu içinde duyardık." (Abdülhak Şinasi Hisar)

KİLER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap
    • "Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu." (Ömer Seyfettin)

ÇEKİK

  1. [sıfat] Yanlara doğru çekilerek gerilmiş gibi olan
    • "Çekik göz. Çekik kaş."
  2. İçeriye doğru kaçmış, batık
    • "Zayıf, ince uzun bir vücudu, kuru, çekik esmer bir yüzü var." (Peyami Safa)

KİZİR

  1. [isim] Köy muhtarı yardımcısı
  2. Köy kâhyası
  3. Köy bekçisi

MEKİK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] El veya otomatik dokuma tezgâhlarında atkı veya argaç denilen ve enine olan iplikleri, uzunlamasına olan arışların arasından geçirmeye yarayan masuralı araç
    • "Görüntümüz iyi ile kötü arasında mekik dokudu." (Talât Halman)
  2. Oya yapmakta kullanılan, kemik, ağaç veya plastikten, iki ucu sivri, arasından iplik geçecek bir yarığı bulunan küçük araç
  3. Genellikle karın kaslarının güçlendirilmesi için yapılan beden hareketi
  4. Uzay gemisi

HAKİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Aşağı görülen, değersiz, hor

TEPKİ

  1. [isim] Bir cismin kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki, aksülamel, reaksiyon
    • "Önemli olan, tepki gösterdiğimiz şeyden kurtulmanın yoluna bakmak, bu yolu bulmaktır." (Orhan Kemal)
  2. Herhangi bir etkiye cevap olarak doğan, genellikle olumsuz söz veya davranış
    • "Seyircilerin şaşkınlığı geçince tepkisi başladı." (Haldun Taner)
  3. Karşılık verme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü