İçinde ker olan 7 harfli 32 kelime var. İçerisinde KER bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ker olan kelimeler listesine ya da Sonu ker ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ERK, KER
2 Harfli Kelimeler
EK, ER, KE, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KERHANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genelev
- "Hani ev bark, hani çoluk çocuk / Ne geçti elime bu hayatın / Meyhanesinde, kerhanesinde?" (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[isim]
Genelev
- ŞEKERİM
-
-
genellikle kadınların kullandığı sevgi bildiren bir seslenme sözü
- "O bacakları biraz kalınca ama yüzü şeker gibi tatlı, kolejli kızı gözetlemeye başlar." (Haldun Taner)
-
genellikle kadınların kullandığı sevgi bildiren bir seslenme sözü
- ŞEKERCİ
-
-
[isim]
Şeker ve şekerleme yapan veya satan kimse
- "Birkaç gün içinde anlaşıldı ki ... bir fakir şekercinin kızı ile evlenmiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Şeker satılan yer
-
[isim]
Şeker ve şekerleme yapan veya satan kimse
- ASKERCE
-
-
[sıfat]
Asker gibi
- "Yürüyüşü askercedir, oturuşu askercedir, mendilini katlayıp cebine koyuşu bile askercedir." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Askere yakışır biçimde
-
[sıfat]
Asker gibi
- ŞEKERLİ
-
-
[sıfat]
İçinde şeker bulunan
- "Elmalar, ferik elmaları gibi kokulu, şekerli, tatlıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
İçinde şeker bulunan
- KLİNKER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Çimento yapımında fırından ezilmeden çıkan pişirme ürünü
-
[isim]
Çimento yapımında fırından ezilmeden çıkan pişirme ürünü
- TESKERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Sedye
-
Yapılarda malzeme taşımak için kullanılan, dört kollu ve iki kişinin taşıdığı tahta araç
-
[isim]
Sedye
- KEREMLİ
- ...
- TEZKERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Pusula
- "Bu vaziyette en tabii çare, ona küçük bir tezkere yazmaktı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt
- "Nihayet yol tezkerem yapıldı, üstüm başım düzeltildi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Askerlik görevinin bittiğini bildiren belge
-
[isim]
Pusula
- ÇÖKERTİ
-
-
[isim]
Su içinde yüzer veya erimiş durumda bulunan maddelerin elverişli koşullar altında dibe çökerek tortullaşması olayı
-
[isim]
Su içinde yüzer veya erimiş durumda bulunan maddelerin elverişli koşullar altında dibe çökerek tortullaşması olayı
- KERAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı durum
- "Babamın, mucize ve keramet kıssaları olarak bize anlattığı şeyler bu çeşit gülünç ve çocukça masallardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kerameti kendinden menkul şeyhler gibi bu armağanlar onların eksik olan kabiliyetlerinin bir çeşit icazeti oluyor." (Haldun Taner)
-
Olağanüstü durum
-
[isim]
Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı durum
- KEREVİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Maydanozgillerden, kökleri ve yaprakları sebze olarak kullanılan kokulu bir bitki (Apium graveolens)
-
[isim]
Maydanozgillerden, kökleri ve yaprakları sebze olarak kullanılan kokulu bir bitki (Apium graveolens)
- KEREVET
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, tahtadan seki, sedir, peyke
- "Bir kenarda tahta kerevet biçimli bir şey duvara dayanmış duruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, tahtadan seki, sedir, peyke
- KERAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İğrenme, tiksinme
-
[isim]
İğrenme, tiksinme
- ÜRTİKER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kurdeşen
-
[isim]
Kurdeşen
- KERATİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tırnak, boynuz, kıl gibi üst deri ürünü olan yapıları oluşturan proteinli madde
-
[isim]
Tırnak, boynuz, kıl gibi üst deri ürünü olan yapıları oluşturan proteinli madde
- ÜÇTEKER
-
-
[isim]
İkisi arkada, biri önde üç tekerleği olan, çocukların düşmeden binmesi için yapılmış araç
-
Triportör
-
[isim]
İkisi arkada, biri önde üç tekerleği olan, çocukların düşmeden binmesi için yapılmış araç
- ASKERCİ
-
-
[isim]
Asker yanlısı olan kimse
-
[isim]
Asker yanlısı olan kimse
- POKERCİ
-
-
[isim]
Poker oynayan kimse
- "Pokercileri evlerine bırakıp boş dönen taksiyi durdurdu." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Poker oynayan kimse
- ÇÖKERME
-
-
[isim]
Çökermek işi
-
[isim]
Çökermek işi