İçinde ke olan 7 harfli 209 kelime var. İçerisinde KE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ke olan kelimeler listesine ya da Sonu ke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EK, KE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KELEPİR

  1. Değerinden çok aşağı bir fiyatla alınan veya alınabilecek olan şey, okazyon
    • "Ben akıllı olmasaydım, bu kelepiri elden kaçırırdım." (Aka Gündüz)

METRUKE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bırakılmış, geriye kalmış

ARKETİP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İlk örnek

ANKETÇİ

  1. [isim] Anket yapan kimse, soruşturmacı, anketör

TÜKENME

  1. [isim] Tükenmek işi

ERKENCİ

  1. [sıfat] Erken davranan (kimse)
    • "Birazdan erkenciler birer ikişer sökün ederler." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Erken olgunlaşan veya yetişen (meyve, sebze)
  3. Sabahın ilk saatlerinde harekete geçen

KEPÇECİ
...
TÜKENİŞ

  1. [isim] Tükenme işi veya biçimi

HUKUKEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Hukuksal olarak
    • "İstanbul civarının dağını taşını bir göz oda yaparak hukuken işgal hakkı kazanmak, uygarlık gereği midir?" (Aydın Boysan)

KESEDAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Zengin kimselerin parasını yöneten ve gerekli harcamaları yapan kimse, vekilharç
  2. Esnafın gelirlerini toplayıp kimse

TÜRKELİ
...
KEŞKELİ
...
ŞNORKEL

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Dizel motorlu denizaltının su altında uzun süre kalmasını sağlayan düzen
  2. Solukluk

ÜRKEKÇE

  1. [sıfat] Ürkek
  2. [zarf] Ürkek bir biçimde
    • "Önce ürkekçe sokuldular yanımıza, sonra gençlerin bunalımlarını anlattılar." (Tomris Uyar)

KEFESİZ

  1. [sıfat] Kefesi olmayan

KESİNTİ

  1. [isim] Kesilen parça, kırpıntı
  2. Bir işin bir süre için durması, inkıta, fasıla
    • "İşimiz hiçbir kesintiye uğramadan yürüyor."
  3. Ödenen bir paradan herhangi bir sebeple kesilen bölüm
    • "Bu ücretin hiçbir kesintisi yoktur."

ERKENCE

  1. [zarf] Oldukça erken
    • "Başkanı, şehri güzelleştirmek için istimlaklerini yapmaya başlamakta erkence davranmaya teşvik etmeye başladı." (Memduh Şevket Esendal)

ASKERCE

  1. [sıfat] Asker gibi
    • "Yürüyüşü askercedir, oturuşu askercedir, mendilini katlayıp cebine koyuşu bile askercedir." (Haldun Taner)
  2. [zarf] Askere yakışır biçimde

KESİKLİ

  1. [sıfat] Kesikleri olan
  2. Aralıklarla süren, duraklamalar yapan (elektrik akımı)
    • "Kesikli akım."

MAHKEME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yargıçtan veya bazen savcı ve yargıçlardan oluşan bir kurulun, yargı görevini yerine getirdikleri yer, yargı yeri, yargıevi
    • "Korkma, ona zırnık vermem. İcap ederse mahkemeye düşeriz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Duruşma
    • "Mahkeme tam yedi yıl sürdü."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü