İçinde ke olan 7 harfli 209 kelime var. İçerisinde KE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ke olan kelimeler listesine ya da Sonu ke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KEFALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik
- "O zamanlarda her sene kefaletleri yüzünden bin lira, iki bin lira ödemek mecburiyetinde kalınmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik
- KESİRLİ
-
-
[sıfat]
Kesir niteliğinde olan (sayı)
-
[sıfat]
Kesir niteliğinde olan (sayı)
- REKAKET
- ...
- ÜÇTEKER
-
-
[isim]
İkisi arkada, biri önde üç tekerleği olan, çocukların düşmeden binmesi için yapılmış araç
-
Triportör
-
[isim]
İkisi arkada, biri önde üç tekerleği olan, çocukların düşmeden binmesi için yapılmış araç
- KEMİKSİ
-
-
[sıfat]
Kemiği andıran, kemiğe benzeyen, kemik gibi
-
[sıfat]
Kemiği andıran, kemiğe benzeyen, kemik gibi
- ATEŞKES
-
-
[isim]
Savaşan iki kuvvetin karşılıklı olarak savaşı durdurması, bırakışma, mütareke
-
[isim]
Savaşan iki kuvvetin karşılıklı olarak savaşı durdurması, bırakışma, mütareke
- HAREKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
- "Ne vakit hareket edeceğiz, Kenan? Yarın mı?" (Ömer Seyfettin)
- "... saldırma için lazım gelen strateji planını tespit ederler ve ona göre harekete geçerlerdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma
- "Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı." (Refik Halit Karay)
-
Davranış, tutum
- "Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır." (Halide Edip Adıvar)
- "İnsan bu kadar ölçülü hareket eder mi, edemez mi?." (Halide Edip Adıvar)
-
Yola çıkma
- "Hareketimiz iki gün ertelendi."
-
Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım
- "Türkçülük hareketi. Dilde özleşme hareketi."
-
Deprem
- "Ben, diyor, hareket olurken Eminönü'nde idim." (Memduh Şevket Esendal)
-
Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri
- "Hareket cetveli. Hareket memuru."
-
Devinim
-
Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi
-
Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi
-
[isim]
Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
- KEPÇECİ
- ...
- KESEKLİ
-
-
[sıfat]
Parça parça kabarmış olan (toprak)
-
[sıfat]
Parça parça kabarmış olan (toprak)
- KEBAPLI
-
-
[sıfat]
Kebabı olan, içine kebap konulmuş olan
-
[sıfat]
Kebabı olan, içine kebap konulmuş olan
- KEBZECİ
-
-
[isim]
Koyunların kürek kemiğine bakarak gelecekten haber verdiğini ileri süren kimse
-
[isim]
Koyunların kürek kemiğine bakarak gelecekten haber verdiğini ileri süren kimse
- KESİLİŞ
-
-
[isim]
Kesilme işi veya biçimi
-
[isim]
Kesilme işi veya biçimi
- KENARCI
-
-
[isim]
Deniz kıyılarında avlanan balıkçı
-
[isim]
Deniz kıyılarında avlanan balıkçı
- SİKKECİ
- ...
- BAŞÜLKE
-
-
[isim]
Sömürge imparatorluklarında sömürgelere egemen olan ülke
- "Vaktiyle Hindistan'ın başülkesi Büyük Britanya idi."
-
[isim]
Sömürge imparatorluklarında sömürgelere egemen olan ülke
- ÇEKECEK
-
-
[isim]
Ayakkabı ile topuk arasına sokularak ayağın ayakkabıya kolay girmesini sağlayan, maden, boynuz veya plastik maddeden yapılmış alet
-
[isim]
Ayakkabı ile topuk arasına sokularak ayağın ayakkabıya kolay girmesini sağlayan, maden, boynuz veya plastik maddeden yapılmış alet
- HÖKELEK
- ...
- KEREMPE
-
-
[isim]
Denize doğru uzanan taşlık burun
-
Dağın en yüksek yeri
-
[isim]
Denize doğru uzanan taşlık burun
- MUDHİKE
- ...
- ÖFKESİZ
-
-
[sıfat]
Öfkelenmeyen
-
Kızgın olmayan
- "Öfkesiz bir sesle dedi ki ..." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Öfkelenmeyen