İçinde ke olan 7 harfli 209 kelime var. İçerisinde KE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ke olan kelimeler listesine ya da Sonu ke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEHLİKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyük zarar veya yok olmaya yol açabilecek durum, muhatara
- "Tehlike gittikçe büyüyor, güçlük artıyordu." (Refik Halit Karay)
- "Şimdilik sizin tehlikeye atılmanıza hacet yoktur." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Gerçekleşme ihtimali bulunan fakat istenmeyen durum
- "Ketumdur, katlandığı acıları, atlattığı tehlikeleri sergilemeyi hiç sevmez." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Büyük zarar veya yok olmaya yol açabilecek durum, muhatara
- RÖLİKER
- ...
- KELLECİ
-
-
[isim]
Kelleyi pişiren veya satan kimse
-
[isim]
Kelleyi pişiren veya satan kimse
- KEMENÇE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yayla diz üzerinde çalınan, kemana benzer, üç teli olan küçük bir çalgı
- "Davul değişmiş, tef değişmiş, kemençe bambaşka bir çalgı olmuştu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Yayla diz üzerinde çalınan, kemana benzer, üç teli olan küçük bir çalgı
- ERKENCE
-
-
[zarf]
Oldukça erken
- "Başkanı, şehri güzelleştirmek için istimlaklerini yapmaya başlamakta erkence davranmaya teşvik etmeye başladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Oldukça erken
- KERİZCİ
-
-
[isim]
Çalgıcı
-
Hile yapan oyuncu
-
[isim]
Çalgıcı
- KEPEKLİ
-
-
[sıfat]
İçinde kepeği olan
- "Kepekli un. Kepekli ekmek."
-
Üzerinde kepek oluşmuş olan
- "Kepekli saçlar."
-
Un gibi, susuz ve tatsız (elma)
-
[sıfat]
İçinde kepeği olan
- YETKELİ
-
-
[sıfat]
Otoritesi olan
-
[sıfat]
Otoritesi olan
- HUKUKEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Hukuksal olarak
- "İstanbul civarının dağını taşını bir göz oda yaparak hukuken işgal hakkı kazanmak, uygarlık gereği midir?" (Aydın Boysan)
-
[zarf]
Hukuksal olarak
- TÜKENİK
-
-
[sıfat]
Bitmiş, tükenmiş
-
[zarf]
Çok azalmış bir biçimde
- "Uzaklarda coşkun akan Ravi Çayı, suyunu kumluk vadilere içire içire, Lahor'a yorgun ve tükenik gelirmiş." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bitmiş, tükenmiş
- DİKENLİ
-
-
[sıfat]
Dikenli olan
- "Dikenli çiçek."
-
Dikeni olan bitkilerin bulunduğu (yer)
- "Dikenli tarla."
-
Zor, çetin, sıkıntı veya üzüntü veren
- "Corielanus, Shakespeare'in gerek oynanması gerek yorumu en güç, en dikenli yapıtlarından biridir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Dikenli olan
- KEMİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nicelik
-
[isim]
Nicelik
- KESAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çokluk, sıklık
-
Yoğunluk
- "Dağ, bütün kesafeti ve bütün heybetiyle benim üstüme yürüyor gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Saydam olmama durumu, bulanıklık
-
[isim]
Çokluk, sıklık
- LİKENLİ
- ...
- MAKEDON
- ...
- REKAKET
- ...
- KENYALI
- ...
- MELAİKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Melekler
-
Melek gibi güzel kadın
- "Yerin melaikesi misin yoksa cennetin hurisi mi?" (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Melekler
- KEÇİLER
-
-
[isim]
Keçileri ve çeşitli koyun türlerini içine alan, dağlık, kayalık yerlerde yaşayan, hafif yapılı, çevik, geviş getiren hayvanlar sınıfı
-
[isim]
Keçileri ve çeşitli koyun türlerini içine alan, dağlık, kayalık yerlerde yaşayan, hafif yapılı, çevik, geviş getiren hayvanlar sınıfı
- KENELER
-
-
[isim]
Eklem bacaklı hayvanlardan, örümceğimsiler sınıfına giren bir takım
-
[isim]
Eklem bacaklı hayvanlardan, örümceğimsiler sınıfına giren bir takım