İçinde ke olan 5 harfli 149 kelime var. İçerisinde KE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ke olan kelimeler listesine ya da Sonu ke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EK, KE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KELAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Söz
    • "Mecliste arif ol kelamı dinle / El iki söylerse sen birin söyle." (Karacaoğlan)
  2. Söyleyiş biçimi, söyleme
  3. Tanrı'nın varlığını ve İslam dininin doğruluğunu konu edinen bilim

KELİK

  1. [isim] Eski ayakkabı

KESİN

  1. [sıfat] Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu
    • "Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden." (Nurullah ataç)
  2. [zarf] Kesinlikle

KEMRE

  1. [isim] Gübre, tezek
  2. Deride kalınlaşmış kir tabakası
  3. Başta olan kepek

KEHLE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bit
    • "Günah kirli, kehle yüklü / Çamaşırlarımı yudum." (Ahmet Muhip Dranas)

KEKİK

  1. [isim] Ballıbabagillerden, karşılıklı küçük yapraklı, beyaz, pembe, kırmızı başak durumunda çiçekleri olan ve çiçeği bahar gibi kullanılan, odunsu saplı, kokulu bir bitki (Thymus vulgaris)
    • "Bütün Çamlıca'yı bir kekik kokusu içinde duyardık." (Abdülhak Şinasi Hisar)

LİKEN

Kelime Kökeni : Yunanca

  1. [isim] Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı
  2. Kaşındırıcı bir deri hastalığı

KEFNE

  1. [isim] Çuvaldız veya kalın iğne ile iş işleyen kimsenin eline geçirdiği demirli kayış

KENET

  1. [isim] İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça
    • "Bu mevsimde kızlar ikişer, üçer kişilik gruplara ayrılır ve birbirlerine kenet gibi yapışırlardı." (Reşat Nuri Güntekin)

PAKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İçinde bir veya birçok şey bulunan, kâğıda sarılarak veya kutuya konularak bağlanmış, elde taşınacak büyüklükte nesne
    • "Yemek paketini, raflarda yer bulamadığı için masa üstüne koydu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [sıfat] Kâğıda sarılarak veya bir kutuya konularak satışa hazır duruma getirilmiş, belli bir miktarda olan (yiyecek, ilaç vb.)
    • "Bir paket çikolata. Üç paket makarna."
  3. [sıfat] Dolu (toplu taşım aracı)

KENDİ

  1. [zamir] İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat
    • "Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Ertesi sabah beni balığa çıkarken uyandırmayacaklardı. Bırakacaklardı kendi hâlime." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bizim gibi dış âlemle münasebetleri aksamış, kendi içine çekilip kendi yağıyla kavrulmak zorunda kalmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kendi kanatlarınla uçmayı öğreninceye dek yanından ayrılır mıyım senin yavrum?" (Turan Oflazoğlu)
  2. Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz
    • "Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz."
    • "Sonunda kendine gelen İnce Memed hemen abasını soyundu." (Yahya Kemal)
    • "O hayalleri kuran da o hatıralara kendini bırakan da bugünkü ben değil miyim?" (Nurullah ataç)
    • "Onlar benim dostlarım, kendimi onların yanında dağıtmış olmam çok vahim değil." (Ayşe Kulin)
  3. Bir işte başkalarının etkisi bulunmadığını belirten bir söz
    • "Kendi yapacağı işi bırakır, âleme öğüt vermeye kalkar." (Burhan Felek)
    • "Pencere kenarında, uzun bir mindere kendini bıraktı, gözlerini kapadı, öylece kaldı." (Peyami Safa)
    • "Kendini, çiğ ve yakıcı ışık çerçevesi içinde bulur bulmaz, ter boğmasına uğradı." (Atilla İlhan)
    • "Geçen sene bir buçuk şişe içti, biraz kendini toparladı." (Memduh Şevket Esendal)
  4. "Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak o ve onlar yerine kullanılan bir söz
    • "Kendileri evde yoklar mı?"
    • "Kendimi bildim bileli hep bu bozuk makine seslerini duyarım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

AKEMİ

  1. [isim] İki elemanlı mermer yapıştırıcısı

KEFİR

  1. [isim] Özel bir maya mantarıyla keçi veya inek sütünün mayalanmasıyla hazırlanan ekşi içecek

KEBAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğrudan doğruya ateşte veya kap içinde susuz olarak pişirilmiş et
    • "Oradan ayrılınca hemen çarşıya koşar, sıcak bir ekmek alır, içini kebapla doldurur, anama götürürdüm." (Halide Edip Adıvar)
  2. Kızartma, çevirme veya kavurma yoluyla hazırlanan her türlü yiyecek
    • "Kestane kebabı. Patlıcan kebabı."
  3. [sıfat] Kavrulmuş, kızarmış
    • "Kebap mısır."
  4. [sıfat] Yanmış, yanık

KENEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tuvalet
  2. [sıfat] Pis, berbat

KOKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. Yosma
    • "Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

TEKER

  1. [isim] Tekerlek
    • "Araba tekeri. Makine tekeri."
    • "Kırıp geçirmeye niyet etmişti ama ah bu kadın, gene tekerine taş koymuştu." (Orhan Kemal)
    • "Neden ikide bir tekere çomak sokarlar? Neden kalkınma hamlesine bir tuğla da onlar koymazlar?" (Haldun Taner)
  2. Tekerlek biçimde olan
    • "Bir teker peynir."
  3. İnce ve çapı oldukça tekerlek biçiminde parça
  4. Bir gök cisminin daire biçiminde görünen yüzeyi
  5. Cismin gökyüzü üzerindeki iz düşümü

KEMAH
...
KEYFİ
...
KEFAL

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Kefalgillerden, orta büyüklükte, çok pullu, küt başlı, gümüş renkte, beyaz etli bir balık, topbaş balık (Mugil cephalus)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü