İçinde ke olan 4 harfli 39 kelime var. İçerisinde KE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ke olan kelimeler listesine ya da Sonu ke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KESİ
- ...
- KETE
-
-
[isim]
Yağlı, mayalı veya mayasız hamurdan yapılan çörek
-
[isim]
Yağlı, mayalı veya mayasız hamurdan yapılan çörek
- ÖFKE
-
-
[isim]
Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap
- "Eve gelinceye kadar hiç öfkesi kalmadı." (Ömer Seyfettin)
- "Hanım, dedi, yapmayın, öfke ile kalkan ziyanla oturur!" (Osman Cemal Kaygılı)
- "Evde önüne gelenin öfkesini kendisinden çıkarmasına alışıktı." (Necati Cumalı)
- "Adamı pataklamadan bırakmazdım, pataklamadıkça öfkemi alamazdım." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap
- KEKE
-
-
[sıfat]
Kekeme
-
[sıfat]
Kekeme
- YEKE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kayıkta dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol
-
[isim]
Kayıkta dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol
- MEKE
-
-
[isim]
Su kıyılarındaki böcekleri yiyerek yaşayan yaban ördeği
-
Alt çene
-
Çocukların oyun oynadıkları küçük ve yassı taş
-
Sönmüş yanardağ
-
Mısır ve tanesi
-
Mısır unundan yapılan ekmek
-
[isim]
Su kıyılarındaki böcekleri yiyerek yaşayan yaban ördeği
- KERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kez, yol, defa, sefer
- "Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!" (Burhan Felek)
-
[isim]
Kez, yol, defa, sefer
- LEKE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kirliliği gösteren iz
- "Adi madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Çocuk giysisini leke etmiş."
- "Annemi kıskanıyor, bana leke sürmek istiyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir yüzeyde türlü sebepler dolayısıyla oluşan farklı renk
- "Kuyruğunun ucu ile alnının orta yerinde beyaz lekeler vardı." (Ömer Seyfettin)
-
Vücudun herhangi bir yerinde oluşan değişik renk
-
Yüz kızartacak durum, namussuzluk, kara, şaibe
- "Kendi vicdanında kendi durumunu düzeltmek, geçmişin lekesini yıkamak istiyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Güneş, ay, yıldız veya herhangi bir gezegenin parlak yüzeyinde görülen karanlık bölüm
-
[isim]
Kirliliği gösteren iz
- LAKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Lak ile cilalanmış
- "Yaldızlı beyaz lake karyolasının yanındaki koltukta dadısı uyukluyordu." (Cahit Uçuk)
-
[sıfat]
Lak ile cilalanmış
- KEME
-
-
[isim]
Büyük sıçan
-
Domalan
-
[isim]
Büyük sıçan
- ŞOKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
"Birdenbire şaşırmak, hoşa gitmeyecek bir şey yapmak" anlamlarındaki şoke etmek ve "birdenbire şaşırmak, hoşa gitmeyecek bir şeyle karşılaşmak" anlamlarındaki şoke olmak deyimlerinde kullanılan bir söz
-
[sıfat]
"Birdenbire şaşırmak, hoşa gitmeyecek bir şey yapmak" anlamlarındaki şoke etmek ve "birdenbire şaşırmak, hoşa gitmeyecek bir şeyle karşılaşmak" anlamlarındaki şoke olmak deyimlerinde kullanılan bir söz
- KELT
- ...
- ŞİKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek için maddi veya manevi bir çıkar karşılığı varılan anlaşma
-
Bir çıkar karşılığı, uzlaşarak bir iş yapma, aldatma
- "Bu işte şike var."
-
[isim]
Bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek için maddi veya manevi bir çıkar karşılığı varılan anlaşma
- KEBE
-
-
[isim]
Kısa kepenek
- "Eşek gitti. Üstünde yeni kebe de vardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Kısa kepenek
- KEDİ
-
-
[isim]
Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kasları çevik ve kuvvetli evcil veya yabani, küçük memeli hayvan, pisik (Felis domesticus)
- "Evcil kedi. Ankara kedisi. Van kedisi."
- "Derin bir hayranlıkla gözlerini kıza kaptırmış, kedi ciğere bakar gibi süzüp duruyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kasları çevik ve kuvvetli evcil veya yabani, küçük memeli hayvan, pisik (Felis domesticus)
- KENE
-
-
[isim]
Koyun, köpek, at vb. hayvanların veya insanların derisinde asalak olarak yaşayan, bulaşıcı hastalıklara neden olan böceklerin genel adı, sakırga
-
[isim]
Koyun, köpek, at vb. hayvanların veya insanların derisinde asalak olarak yaşayan, bulaşıcı hastalıklara neden olan böceklerin genel adı, sakırga
- FEKE
- ...
- PİKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kabartmalı pamuklu kumaş
-
Bu kumaştan yapılan yatak örtüsü
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılan
- "Gece sıcak olduğu için üzerine yalnız ince bir pike örtü örttük." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Kabartmalı pamuklu kumaş
- KERH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tiksinme, iğrenme
-
Bir işi istemeyerek zorla yapma
-
[isim]
Tiksinme, iğrenme
- SÖKE
- ...