İçinde ke olan 4 harfli 39 kelime var. İçerisinde KE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ke olan kelimeler listesine ya da Sonu ke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EK, KE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ERKE

  1. [isim] Enerji
  2. Pozitif bilimlerde iş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü

BUKE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Koku, rayiha
    • "Berrak değildir ama kokuludur, bukesi enfestir." (Refik Halit Karay)

KESE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba
    • "Boynundan bir kese çıkardı fakat içine bakmadan ani bir fikirle yüzü kızardı." (Halide Edip Adıvar)
    • "Balo ve kokteyl partisine bir davetiye alabilmek için keselerinin ağzını açmak kifayet etmezse avuçlarını açarlar." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bunda benim keseme bir girecek yok ki sana yalan söyleyeyim." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Böylece Tecirlilerin yanına varan bir hoca, kesesini pek çok doldururmuş." (Salâh Birsel)
  2. [sıfat] Bu küçük torba miktarında olan
    • "Üç kese tütün."
  3. Bazı şeylerin üzerine geçirilen, kumaştan çanta biçiminde kap
    • "Kur'an kesesi."
  4. Yıkanırken kir çıkartmak için ele geçirilen, vücudu ovmaya yarayan, bürümcükten, cep biçiminde bez
  5. Bir kimsenin mal varlığı
    • "Bu sadeleşme vücut ve keseye daha elverişli idi." (Falih Rıfkı Atay)
  6. Organizmanın bazı boşlukları
  7. Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik
  8. Beş yüz kuruşluk para birimi

KEZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Aynı biçimde
    • "Süt beyaz, kar keza, pamuk keza."

FEKE
...
LAKE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Lak ile cilalanmış
    • "Yaldızlı beyaz lake karyolasının yanındaki koltukta dadısı uyukluyordu." (Cahit Uçuk)

KEÇE

  1. [isim] Yapağı veya keçi kılının dokunmadan yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaş
    • "Belki on aile keçelerden, kilimlerden çergelerini meyve ağaçlarının altlarına kurdular." (Ömer Seyfettin)
    • "Askerde, vüzera, rical dairelerinde 'keçe külah olmak' kıyafeti soyulup tardedilmek demek idi." (Ahmet Rasim)
  2. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış olan
    • "Keçe çadırların içi biraz ısınsın diye, yerlere kilimlerin üstüne ayrı postları serilmişti." (Nezihe Araz)
  3. Yere serilen halı, kilim vb. yünlü döşemelik
    • "Yaz geldi, keçeleri kaldırmalı."

KEKE

  1. [sıfat] Kekeme

BÖKE

  1. [isim] Kahraman, güçlü kimse
  2. Şampiyon

KEKA

  1. [ünlem] Keyifli bir durum anlatılırken "ne güzel, ne iyi" anlamlarında söylenen bir söz

SÖKE
...
KELE

  1. [isim] Boğa, tosun

KERE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kez, yol, defa, sefer
    • "Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!" (Burhan Felek)

KERH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tiksinme, iğrenme
  2. Bir işi istemeyerek zorla yapma

KEFE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Terazi gözlerinden her biri

KESP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kazanma

ÖFKE

  1. [isim] Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap
    • "Eve gelinceye kadar hiç öfkesi kalmadı." (Ömer Seyfettin)
    • "Hanım, dedi, yapmayın, öfke ile kalkan ziyanla oturur!" (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Evde önüne gelenin öfkesini kendisinden çıkarmasına alışıktı." (Necati Cumalı)
    • "Adamı pataklamadan bırakmazdım, pataklamadıkça öfkemi alamazdım." (Refik Halit Karay)

KEME

  1. [isim] Büyük sıçan
  2. Domalan

KEDİ

  1. [isim] Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kasları çevik ve kuvvetli evcil veya yabani, küçük memeli hayvan, pisik (Felis domesticus)
    • "Evcil kedi. Ankara kedisi. Van kedisi."
    • "Derin bir hayranlıkla gözlerini kıza kaptırmış, kedi ciğere bakar gibi süzüp duruyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

KELT
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü