İçinde ke olan 4 harfli 39 kelime var. İçerisinde KE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ke olan kelimeler listesine ya da Sonu ke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KEBE
-
-
[isim]
Kısa kepenek
- "Eşek gitti. Üstünde yeni kebe de vardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Kısa kepenek
- KEKA
-
-
[ünlem]
Keyifli bir durum anlatılırken "ne güzel, ne iyi" anlamlarında söylenen bir söz
-
[ünlem]
Keyifli bir durum anlatılırken "ne güzel, ne iyi" anlamlarında söylenen bir söz
- OKEY
-
-
[isim]
Plastik, tahta, mika vb. maddelerden yapılmış taşlarla oynanan ve konkene benzeyen bir tür oyun
-
[isim]
Plastik, tahta, mika vb. maddelerden yapılmış taşlarla oynanan ve konkene benzeyen bir tür oyun
- KESP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kazanma
-
[isim]
Kazanma
- KEFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Terazi gözlerinden her biri
-
[isim]
Terazi gözlerinden her biri
- KERH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tiksinme, iğrenme
-
Bir işi istemeyerek zorla yapma
-
[isim]
Tiksinme, iğrenme
- BUKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Koku, rayiha
- "Berrak değildir ama kokuludur, bukesi enfestir." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Koku, rayiha
- SKEÇ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Genellikle radyo ile yayımlanmak için hazırlanmış, genellikle güldürü niteliğinde kısa oyun
-
[isim]
Genellikle radyo ile yayımlanmak için hazırlanmış, genellikle güldürü niteliğinde kısa oyun
- TEKE
-
-
[isim]
Erkek keçi
- "Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Bir karides türü
-
Tüylü devenin erkeği ile tek hörgüçlü dişi devenin geriye melezlenmesinden elde edilen bir deve türü
-
[isim]
Erkek keçi
- KELE
-
-
[isim]
Boğa, tosun
-
[isim]
Boğa, tosun
- ÖFKE
-
-
[isim]
Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap
- "Eve gelinceye kadar hiç öfkesi kalmadı." (Ömer Seyfettin)
- "Hanım, dedi, yapmayın, öfke ile kalkan ziyanla oturur!" (Osman Cemal Kaygılı)
- "Evde önüne gelenin öfkesini kendisinden çıkarmasına alışıktı." (Necati Cumalı)
- "Adamı pataklamadan bırakmazdım, pataklamadıkça öfkemi alamazdım." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap
- KESİ
- ...
- SÖKE
- ...
- KENE
-
-
[isim]
Koyun, köpek, at vb. hayvanların veya insanların derisinde asalak olarak yaşayan, bulaşıcı hastalıklara neden olan böceklerin genel adı, sakırga
-
[isim]
Koyun, köpek, at vb. hayvanların veya insanların derisinde asalak olarak yaşayan, bulaşıcı hastalıklara neden olan böceklerin genel adı, sakırga
- KETE
-
-
[isim]
Yağlı, mayalı veya mayasız hamurdan yapılan çörek
-
[isim]
Yağlı, mayalı veya mayasız hamurdan yapılan çörek
- ERKE
-
-
[isim]
Enerji
-
Pozitif bilimlerde iş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü
-
[isim]
Enerji
- KEÇE
-
-
[isim]
Yapağı veya keçi kılının dokunmadan yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaş
- "Belki on aile keçelerden, kilimlerden çergelerini meyve ağaçlarının altlarına kurdular." (Ömer Seyfettin)
- "Askerde, vüzera, rical dairelerinde 'keçe külah olmak' kıyafeti soyulup tardedilmek demek idi." (Ahmet Rasim)
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış olan
- "Keçe çadırların içi biraz ısınsın diye, yerlere kilimlerin üstüne ayrı postları serilmişti." (Nezihe Araz)
-
Yere serilen halı, kilim vb. yünlü döşemelik
- "Yaz geldi, keçeleri kaldırmalı."
-
[isim]
Yapağı veya keçi kılının dokunmadan yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaş
- KEDİ
-
-
[isim]
Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kasları çevik ve kuvvetli evcil veya yabani, küçük memeli hayvan, pisik (Felis domesticus)
- "Evcil kedi. Ankara kedisi. Van kedisi."
- "Derin bir hayranlıkla gözlerini kıza kaptırmış, kedi ciğere bakar gibi süzüp duruyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kasları çevik ve kuvvetli evcil veya yabani, küçük memeli hayvan, pisik (Felis domesticus)
- KEKE
-
-
[sıfat]
Kekeme
-
[sıfat]
Kekeme
- ÜLKE
-
-
[isim]
Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü, diyar, memleket
- "Artık vatan toprağı, Rumeli'deki hudutlarından Anadolu'daki hudutlarına kadar yekpare bir ülke olmuştur." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Devlet
- "Vicdan hürriyetine riayet eden tek ülke Osmanlı İmparatorluğu idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Herhangi bir özelliği yönünden düşünülen bölge
- "Dünyanın gelişmiş, gelişmemiş ülkelerini tek tek geziyorum." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü, diyar, memleket