İçinde kav olan 8 harfli 40 kelime var. İçerisinde KAV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kav olan kelimeler listesine ya da Sonu kav ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAV
2 Harfli Kelimeler
AK, AV
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAVZAMAK
-
-
[-i]
Sıkı tutmak, kavramak
-
Korumak, muhafaza etmek
-
[-i]
Sıkı tutmak, kavramak
- MUKAVELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sözleşme
- "Meşhur aktör davet edilmiş hatta mukavelesi bile yapılmak üzere imiş!" (Halit Fahri Ozansoy)
-
[isim]
Sözleşme
- KAVUŞMAK
-
-
[-e]
Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek
- "Biz 1923'te bir Mustafa Kemal'e kavuşmasaydık, gelecek zamanlara doğru yollarımızı tıkayan aşılmaz setleri yıkamazdık." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yokluğu çekilen veya çok istenen bir şeye erişmek, onu elde etmek
- "Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Katılmak
- "Fırat ve Dicle gibi yan yana akıyorlar, sonra birbirine kavuşuyorlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[nsz]
Bir araya gelmek, birleşmek
- "Ceketin önü kavuşmuyor."
-
[nsz]
Güneş batmak
-
Varmak, ulaşmak
-
[-e]
Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek
- KAVATLIK
-
-
[isim]
Pezevenklik
-
[isim]
Pezevenklik
- KAVAFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ucuz, özenmeden yapılmış ayakkabı, kemer, cüzdan vb. ürünler
-
[isim]
Ucuz, özenmeden yapılmış ayakkabı, kemer, cüzdan vb. ürünler
- KAŞKAVAL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tekerlek biçiminde, sarı renkte, kaşara benzeyen bir tür peynir
-
[sıfat]
Aptal, sersem
-
[isim]
Tekerlek biçiminde, sarı renkte, kaşara benzeyen bir tür peynir
- KAVRANMA
-
-
[isim]
Kavranmak işi
-
[isim]
Kavranmak işi
- KAVLAŞMA
-
-
[isim]
Kavlaşmak işi
-
[isim]
Kavlaşmak işi
- KAVUKSUZ
- ...
- KAVUNİÇİ
-
-
[isim]
Pembeye çalan sarı renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Kavuniçi gecelik."
-
[isim]
Pembeye çalan sarı renk
- KAVRAMAK
-
-
[-i]
Elle sıkıca tutmak
- "Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı." (Necati Cumalı)
-
Bir nesne veya düşünceyi her yönünü anlamak, iyice anlamak
- "İnsanoğlu gerçeğin bir parçasını kavradı mı bütününü kavradığı düşüne kapılır." (Salâh Birsel)
-
Motorlu araçlarda debriyaj pedalı görev yapmak
-
Motorlu araçlarda lastik yolu kavramak
-
[-i]
Elle sıkıca tutmak
- KAVLİNCE
-
-
[zarf]
Kavline göre, sözüne bakarak
- "Ayşe Hanım'ın kavlince paşa pek cömertmiş." (Sermet Muhtar Alus)
-
[zarf]
Kavline göre, sözüne bakarak
- KAVRULUŞ
-
-
[isim]
Kavrulma işi veya biçimi
-
[isim]
Kavrulma işi veya biçimi
- KAVRAYIŞ
-
-
[isim]
Kavrama, anlama, algılama yetisi
-
Motorlu araçlarda lastiğin tam olarak yolu kavraması
-
Bir algının doğrudan doğruya kavranması
-
[isim]
Kavrama, anlama, algılama yetisi
- KAVURMAÇ
-
-
[isim]
Kavrulmuş buğday
-
[isim]
Kavrulmuş buğday
- KAVRAMCI
- ...
- KAVMİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kavmin kendine özgü özellikleri
-
Bir kimsenin bağlı olduğu kavme göre durumu
-
Kavme bağlılık
- "Ne anane ne mazi ne vatan ne kavmiyet tanırdı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Bir kavmin kendine özgü özellikleri
- KAVMİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Etnografya
-
[isim]
Etnografya
- KAVUŞTAK
-
-
[isim]
Nakarat
-
[isim]
Nakarat
- KAVLANMA
-
-
[isim]
Kavlanmak işi
-
[isim]
Kavlanmak işi