İçinde kav olan 8 harfli 40 kelime var. İçerisinde KAV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kav olan kelimeler listesine ya da Sonu kav ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAV

2 Harfli Kelimeler

AK, AV

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAVKISIZ

  1. [sıfat] Kavkısı olmayan

KAVURMAK

  1. [-i] Bir şeyi bir kabın içinde su katmadan kızartarak pişirmek
    • "Madenden bir kap içine bunları koyup kavuracağız." (Salâh Birsel)
  2. Rüzgâr, soğuk, sıcak vb. kurutmak, yakmak
    • "Rüzgâr ekinleri kavurdu."
  3. Çok üzmek, yakmak, mahvetmek
    • "Memleketi kavuran kıtlık buranın semtine uğramamıştır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

KAVUŞMAK

  1. [-e] Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek
    • "Biz 1923'te bir Mustafa Kemal'e kavuşmasaydık, gelecek zamanlara doğru yollarımızı tıkayan aşılmaz setleri yıkamazdık." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yokluğu çekilen veya çok istenen bir şeye erişmek, onu elde etmek
    • "Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  3. Katılmak
    • "Fırat ve Dicle gibi yan yana akıyorlar, sonra birbirine kavuşuyorlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
  4. [nsz] Bir araya gelmek, birleşmek
    • "Ceketin önü kavuşmuyor."
  5. [nsz] Güneş batmak
  6. Varmak, ulaşmak

KAVRAMCI
...
KAVUKSUZ
...
ŞAŞKAVAL
...
KAVGASIZ

  1. [sıfat] Kavgası olmayan
    • "Kavgasız bir toplantı."
  2. Çatışma, kavga olmadan
    • "Kavgasız yaşıyorlar."

KAVURTMA

  1. [isim] Kavurtmak işi

KAVZAMAK

  1. [-i] Sıkı tutmak, kavramak
  2. Korumak, muhafaza etmek

KAVUNİÇİ

  1. [isim] Pembeye çalan sarı renk
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Kavuniçi gecelik."

KAVURMAÇ

  1. [isim] Kavrulmuş buğday

KAVLAĞAN

  1. [isim] Çınar ağacı

KAVRULUŞ

  1. [isim] Kavrulma işi veya biçimi

KAVASLIK

  1. [isim] Kavas olma durumu veya kavasın görevi
    • "Lalalık, kavaslık derecelerinden kalfalık payesine yükseldiği bir sırada İsmail'in oğlu yanından uzaklaştırıldı, gitti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KAVARACI

  1. [isim] Gürültücü

KAVLETME

  1. [isim] Kavletmek işi

KAVRAMAK

  1. [-i] Elle sıkıca tutmak
    • "Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı." (Necati Cumalı)
  2. Bir nesne veya düşünceyi her yönünü anlamak, iyice anlamak
    • "İnsanoğlu gerçeğin bir parçasını kavradı mı bütününü kavradığı düşüne kapılır." (Salâh Birsel)
  3. Motorlu araçlarda debriyaj pedalı görev yapmak
  4. Motorlu araçlarda lastik yolu kavramak

MUKAVVES

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kavisli, eğri, eğmeçli

KAVLAŞMA

  1. [isim] Kavlaşmak işi

KAVRAYIŞ

  1. [isim] Kavrama, anlama, algılama yetisi
  2. Motorlu araçlarda lastiğin tam olarak yolu kavraması
  3. Bir algının doğrudan doğruya kavranması

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü