İçinde kav olan 8 harfli 40 kelime var. İçerisinde KAV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kav olan kelimeler listesine ya da Sonu kav ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAV
2 Harfli Kelimeler
AK, AV
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAVURMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir kabın içinde su katmadan kızartarak pişirmek
- "Madenden bir kap içine bunları koyup kavuracağız." (Salâh Birsel)
-
Rüzgâr, soğuk, sıcak vb. kurutmak, yakmak
- "Rüzgâr ekinleri kavurdu."
-
Çok üzmek, yakmak, mahvetmek
- "Memleketi kavuran kıtlık buranın semtine uğramamıştır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Bir şeyi bir kabın içinde su katmadan kızartarak pişirmek
- KAVKISIZ
-
-
[sıfat]
Kavkısı olmayan
-
[sıfat]
Kavkısı olmayan
- KAŞKAVAL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tekerlek biçiminde, sarı renkte, kaşara benzeyen bir tür peynir
-
[sıfat]
Aptal, sersem
-
[isim]
Tekerlek biçiminde, sarı renkte, kaşara benzeyen bir tür peynir
- KAVLAŞMA
-
-
[isim]
Kavlaşmak işi
-
[isim]
Kavlaşmak işi
- ŞAŞKAVAL
- ...
- KAVUKSUZ
- ...
- KAVRULUŞ
-
-
[isim]
Kavrulma işi veya biçimi
-
[isim]
Kavrulma işi veya biçimi
- DALKAVUK
-
-
[isim]
Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, şaklaban, yağcı, yalaka, yağdanlık, yalpak
- "Bunları yaparken hiçbir zaman kendini dalkavuk vaziyetine düşürmez." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Saraylarda devlet büyüklerini nükteli sözlerle eğlendiren kimse
-
[isim]
Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, şaklaban, yağcı, yalaka, yağdanlık, yalpak
- KAVUŞMAK
-
-
[-e]
Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek
- "Biz 1923'te bir Mustafa Kemal'e kavuşmasaydık, gelecek zamanlara doğru yollarımızı tıkayan aşılmaz setleri yıkamazdık." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yokluğu çekilen veya çok istenen bir şeye erişmek, onu elde etmek
- "Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Katılmak
- "Fırat ve Dicle gibi yan yana akıyorlar, sonra birbirine kavuşuyorlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[nsz]
Bir araya gelmek, birleşmek
- "Ceketin önü kavuşmuyor."
-
[nsz]
Güneş batmak
-
Varmak, ulaşmak
-
[-e]
Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek
- KAVASLIK
-
-
[isim]
Kavas olma durumu veya kavasın görevi
- "Lalalık, kavaslık derecelerinden kalfalık payesine yükseldiği bir sırada İsmail'in oğlu yanından uzaklaştırıldı, gitti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kavas olma durumu veya kavasın görevi
- KAVAFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ucuz, özenmeden yapılmış ayakkabı, kemer, cüzdan vb. ürünler
-
[isim]
Ucuz, özenmeden yapılmış ayakkabı, kemer, cüzdan vb. ürünler
- KAVZAMAK
-
-
[-i]
Sıkı tutmak, kavramak
-
Korumak, muhafaza etmek
-
[-i]
Sıkı tutmak, kavramak
- KAVAKLIK
-
-
[isim]
Kavakları çok olan veya kavak ağacı yetiştirilen yer
-
[isim]
Kavakları çok olan veya kavak ağacı yetiştirilen yer
- KAVAFLIK
-
-
[isim]
Kavaf olma durumu
-
Kavafın işi
-
[isim]
Kavaf olma durumu
- KAVLİNCE
-
-
[zarf]
Kavline göre, sözüne bakarak
- "Ayşe Hanım'ın kavlince paşa pek cömertmiş." (Sermet Muhtar Alus)
-
[zarf]
Kavline göre, sözüne bakarak
- KAVUKLUK
-
-
[isim]
Kavuk koymaya yarayan küçük raf
-
[isim]
Kavuk koymaya yarayan küçük raf
- KAVLAĞAN
-
-
[isim]
Çınar ağacı
-
[isim]
Çınar ağacı
- KAVRAMCI
- ...
- KAVLAMAK
-
-
[nsz]
Kabarıp dökülmek, soyulmak
-
[nsz]
Kabarıp dökülmek, soyulmak
- KAVRULMA
-
-
[isim]
Kavrulmak işi
-
[isim]
Kavrulmak işi