İçinde kav olan 7 harfli 33 kelime var. İçerisinde KAV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kav olan kelimeler listesine ya da Sonu kav ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAV
2 Harfli Kelimeler
AK, AV
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAVURGA
-
-
[isim]
Buğday, mısır vb. tahılların kuru yemiş gibi yenilmek için ateşte kavrulmuşu
-
[isim]
Buğday, mısır vb. tahılların kuru yemiş gibi yenilmek için ateşte kavrulmuşu
- KAVİLYA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yelkenin kasa ve halat dikişlerinde, kollar arasını açmak için kullanılan, sivri ağaç veya demirden yapılmış sert parça
-
[isim]
Yelkenin kasa ve halat dikişlerinde, kollar arasını açmak için kullanılan, sivri ağaç veya demirden yapılmış sert parça
- AKKAVAK
-
-
[isim]
Söğütgillerden, yapraklarının altı beyaz olan bir kavak türü, akçakavak, Hollanda kavağı (Populus alba)
-
[isim]
Söğütgillerden, yapraklarının altı beyaz olan bir kavak türü, akçakavak, Hollanda kavağı (Populus alba)
- KAVANÇO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme
-
Değiştirme, aynı türden bir şeyin yerine bir başkasını koyma
-
Bir işi başka birine yükleme, başına sarma
-
[isim]
Yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme
- KAVAKÇI
- ...
- KAVRAMA
-
-
[isim]
Kavramak işi, anlama, algılama
-
Ağaç kuşak
-
Otomobilde motor ile vites kutusunu birbirine bağlayıp ayırma, motordan gelen hareketi sarsıntısız olarak öteki aktarma ögelerine iletme
-
Küçük orak
-
[isim]
Kavramak işi, anlama, algılama
- KAVURMA
-
-
[isim]
Kavurmak işi
-
Kendi yağıyla pişirilip kavrulduktan sonra yenen veya dondurulup saklanan et
- "Sinide haşlanmış ve ikiye kesilmiş yumurtalar, yeşil soğanlar, tulum peynirleri, kavurmalar vardı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Kavrulmuş olan
-
[isim]
Kavurmak işi
- KAVİSLİ
-
-
[sıfat]
Kavisi olan
- "İki zincirin arasında sallanan yarım kavisli oturma yerlerine binersin." (Çetin Altan)
-
Falsolu
-
[sıfat]
Kavisi olan
- MUKAVVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kuvvetlendirici, güç katıcı
-
[sıfat]
Kuvvetlendirici, güç katıcı
- KAKAVAN
-
-
[sıfat]
Kendini beğenmiş, sevimsiz, düşüncesiz, bilgisiz, budala
-
[sıfat]
Kendini beğenmiş, sevimsiz, düşüncesiz, bilgisiz, budala
- KAVALYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kadına, dansta eş olan veya bir yerde, toplantıda arkadaşlık eden erkek
- "Kadınların karşısına da yine bekârlardan ve karısı yanında olmayan erkeklerden bir kavalye grubu diziliyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kibar erkek
-
[isim]
Kadına, dansta eş olan veya bir yerde, toplantıda arkadaşlık eden erkek
- KAVGALI
-
-
[sıfat]
Kavgayla yapılan veya içine kavga karışan
- "Kavgalı bir toplantı."
-
Birisiyle kavga ederek darılmış olan, dargın
-
[sıfat]
Kavgayla yapılan veya içine kavga karışan
- KAVUKLU
-
-
[sıfat]
Kavuk giymiş
-
[sıfat]
Kavuk giymiş
- CILKAVA
-
-
[isim]
Kurdun veya tilkinin ense postundan yapılan kürk
- "Sırtına da almış cılkava kürkü / Köroğlu söyledi üç beyit türkü." (Halk türküsü)
-
[isim]
Kurdun veya tilkinin ense postundan yapılan kürk
- KAVUKÇU
-
-
[isim]
Kavuk yapan veya satan kimse
-
Birine yaranmak için onun söz veya davranışlarını uygun bulan, onaylayan kimse
-
[isim]
Kavuk yapan veya satan kimse
- KAVURUŞ
-
-
[isim]
Kavurma işi veya biçimi
-
[isim]
Kavurma işi veya biçimi
- HALKAVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Halka biçiminde olan
-
[sıfat]
Halka biçiminde olan
- KAVGACI
-
-
Kavga etmeyi seven, kavga çıkaran kimse
- "İyi adam olmakla beraber aksi ve kavgacıdır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir amaç uğruna çaba harcayan, mücadele veren kimse
-
Kavga etmeyi seven, kavga çıkaran kimse
- KAVUŞMA
-
-
[isim]
Kavuşmak işi, buluşma, telaki
- "Karısını ve kendisini memlekete dönmeye ve vatanına kavuşmaya ikna ettik." (Burhan Felek)
-
Mantar ve yosun sınıfından bazı aşağı bitkilerde, yeni bir birey oluşturmak için iki ayrı hücrenin birleşmesi
-
[isim]
Kavuşmak işi, buluşma, telaki
- KAVALCI
-
-
[isim]
Kaval yapan, satan veya çalan kimse
-
[isim]
Kaval yapan, satan veya çalan kimse