İçinde kap olan 7 harfli 31 kelime var. İçerisinde KAP bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kap olan kelimeler listesine ya da Sonu kap ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K P Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAP, PAK
2 Harfli Kelimeler
AK, PA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAPIŞMA
-
-
[isim]
Kapışmak işi
-
[isim]
Kapışmak işi
- KAPUÇİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Latin çiçeği
-
[isim]
Latin çiçeği
- KAPORTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Otomobilde kaput veya ön kapak
-
Motorlu taşıtları örten, genellikle sacdan yapılmış örtü
-
Gemi içinin aydınlanması ve hava alması amacıyla güvertede açılmış bulunan camekânlı yer
-
Kişinin yüz, giysi, ayakkabı vb.nden oluşan dış görünümü
-
[isim]
Otomobilde kaput veya ön kapak
- KAPICIK
-
-
[isim]
Yumurtacığın tepesinde bulunan ve yumurtacık zarlarının iyice bitişmemesinden oluşan ağız
-
[isim]
Yumurtacığın tepesinde bulunan ve yumurtacık zarlarının iyice bitişmemesinden oluşan ağız
- KAPATMA
-
-
[isim]
Kapatmak işi
-
Metres
- "Kapatmalarım da nikâhlım kadar beni başkasından kıskanırlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Yolsuz olarak değerinden aşağı elde edilmiş (mal)
-
Basketbolda, elinde top olmayan bir oyuncunun pas almasına veya ilerlemesine engel olma
-
[isim]
Kapatmak işi
- KAPILMA
-
-
[isim]
Kapılmak işi
-
[isim]
Kapılmak işi
- KAPİTAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sermaye
-
[isim]
Sermaye
- KAPSAMA
-
-
[isim]
Kapsamak işi
-
[isim]
Kapsamak işi
- KAPATIŞ
-
-
[isim]
Kapatma işi veya biçimi
-
[isim]
Kapatma işi veya biçimi
- KAPILIŞ
-
-
[isim]
Kapılma işi veya biçimi
-
[isim]
Kapılma işi veya biçimi
- DERAKAP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Hemen arkasından
-
Çabucak
-
[zarf]
Hemen arkasından
- KAPLICA
-
-
[isim]
Ilıca
-
[isim]
Ilıca
- KAPLAMA
-
-
[isim]
Kaplamak işi
-
Bir şeyin dışına süsleme veya koruma amacıyla geçirilen başka maddeden kat
- "Her pencereyi, her kaplamayı tanıyordum artık." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kalınlığı 5 mm'den az, ince ağaç levha
-
[sıfat]
Üstü herhangi bir başka maddeyle kaplanmış olan
- "Bu, kaplama bir bilezik değil."
-
[isim]
Kaplamak işi
- KAPANCI
-
-
[isim]
Kapanın başında bulunan görevli, tartıcı
-
[isim]
Kapanın başında bulunan görevli, tartıcı
- KAPANIK
-
-
[sıfat]
Kapanmış
-
Sisli, bulutlu
- "Bütün varlığı bu kapanık havada tıpkı bahçenin son gülleri gibiydi." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
İç karartıcı, ruh sıkıcı
- "Yağmurlardan, rutubetten içinde paslı, kapanık ve sıkıntılı bir duygu belirmişti." (Halide Edip Adıvar)
-
Kaçınık
-
[sıfat]
Kapanmış
- KAPUSKA
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Etle pişirilmiş lahana yemeği
-
[isim]
Etle pişirilmiş lahana yemeği
- KAPAKLI
-
-
[sıfat]
Kapağı olan
-
[sıfat]
Kapağı olan
- KAPANTI
-
-
[isim]
Patlayıcı ünsüzün oluşmasından önceki boğumlanma noktasının kapanması
-
[isim]
Patlayıcı ünsüzün oluşmasından önceki boğumlanma noktasının kapanması
- KAPAYIŞ
- ...
- KAPAMAK
-
-
[-i]
Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek
- "Hasan, yıldırımla vurulmuş gibi hemen kapıyı kapadı, kaçtı." (Halide Edip Adıvar)
-
Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak
-
Bir şeyin görünmesine engel olmak
- "Bu yapı manzarayı kapadı."
-
Geçişi engellemek
- "Kar yolu kapamıştı."
-
Tıkamak, içini doldurmak
- "Çukuru kapamak."
-
Su, elektrik gelişini kesmek
- "Elektriği kapadı."
-
Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek
- "Fabrikayı kapamışlar. Gazeteyi kapadılar."
-
Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak
- "O konuyu kapayalım."
-
Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek
- "Zengin kadını tımarhaneye koymadılar, buraya, çiftliğe getirip kapadılar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Ortalıktan alıp saklamak
- "Vurguncular kumaşları kapamışlar."
-
Karşılamak, denk gelmek
- "Bu ikramiye borçlarımı kapar."
-
[-i]
Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek