İçinde kaba olan 8 harfli 10 kelime var. İçerisinde KABA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kaba olan kelimeler listesine ya da Sonu kaba ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A B K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ABAK, KABA
3 Harfli Kelimeler
ABA, AKA, BAK
2 Harfli Kelimeler
AB, AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KABARECİ
-
-
[isim]
Kabare oyuncusu
- "Şu üç delikanlı bugün gerçekten Avrupa klası birer kabareci olma yolundadır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kabare oyuncusu
- HOKKABAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
El çabukluğu ile birtakım şaşırtıcı olaylar yapmayı meslek edinen kimse
- "Bu arsada zaman zaman at cambazları, hokkabazlar, palyaçolar hünerlerini gösterirler." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Başkalarını aldatarak yalan dolanla iş gören
- "O ne hokkabaz heriftir."
-
[isim]
El çabukluğu ile birtakım şaşırtıcı olaylar yapmayı meslek edinen kimse
- KABALACI
-
-
[isim]
Kabala (I) konusunda uzmanlaşmış kimse, kabala ile uğraşan kişi
-
[isim]
Kabala (I) konusunda uzmanlaşmış kimse, kabala ile uğraşan kişi
- KABARALI
-
-
[sıfat]
Kabara çakılmış olan
- "Erkekler kabaralı ayakkabılarıyla birer ikişer evlerine döndüler." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Kabara çakılmış olan
- KABARTMA
-
-
[isim]
Kabartmak işi
-
Bir biçimin veya bir süslemenin düz yüzey üzerindeki çıkıntısı
-
Kil, alçı, taş vb. işlenebilir gereçleri girintili çıkıntılı yüzeyler durumunda biçimlendirerek yapılmış olan eser, rölyef
- "Bir sanatkâr eliyle alçıdan yapılmış, bembeyaz, tertemiz bir kabartma." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Kabartılarak yapılmış olan
- "Kabartma harita."
-
[isim]
Kabartmak işi
- KABADAYI
-
-
[isim]
İyi dövüşen, korkusuz, kendine özgü namus kurallarının dışına çıkmayan kimse
- "Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Yürekli
- "Doğrusu kabadayı çocuktur."
-
Bir şeyin en iyisi, başta geleni
- "Bunun en kabadayısı yüz bin lira."
-
[isim]
İyi dövüşen, korkusuz, kendine özgü namus kurallarının dışına çıkmayan kimse
- KABARMAK
-
-
[nsz]
Ağırlığı artmadan hacmi büyümek
- "Ekmek iyi kabardı."
-
Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak
- "Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Niceliği artmak, büyümek
- "Masraf kabardı."
-
Şişmek, genişlemek
- "İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi." (Peyami Safa)
-
Hayvanların tüyleri dikilmek
-
Kumaş üzerinde tüyler oluşmak, havlanmak
- "Bu kumaş çabuk kabardı."
-
Islanıp veya ısınıp yerinden kurtulmak
- "Masanın kaplaması kabardı."
- "Dolabın boyası kabardı."
-
Deniz dalgalanmak, büyük dalgalar oluşmak
-
Bulanmak
-
Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek
- "Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak
-
Böbürlenmek, gururlanmak
- "Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Ağırlığı artmadan hacmi büyümek
- KABALİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kabalacı (I)
- "Şair, âlim, mütefennin, feylesof, mutasavvıf ve kabalist olduğu kadar hayalperverdi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kabalacı (I)
- KABAKLIK
-
-
[isim]
Karpuz veya kavunun ham olma durumu
-
Başın tüysüz veya dazlak olma durumu
-
Bilgisizlik, görgüsüzlük
-
[isim]
Karpuz veya kavunun ham olma durumu
- KABARCIK
-
-
[isim]
İçi su, hava dolu ufak kabartı veya kürecik
- "Bardağın içindeki maden suyu kabarcıklarının pıtır pıtır söndüğü bile duyuluyordu." (Haldun Taner)
-
Vücutta oluşan sivilce gibi küçük şişkinlik
-
Kabartı
- "Köy, dağın ortasında, toprak kabarcıkları gibi dizilen evleriyle bir mezarlığa benziyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Metal biliminde sıvı veya katıların içinde oluşan gaz hacmi
-
[isim]
İçi su, hava dolu ufak kabartı veya kürecik