İçinde ka olan 7 harfli 655 kelime var. İçerisinde KA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ka olan kelimeler listesine ya da Sonu ka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İŞTİKAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yarılmış bir şeyin bir bölümünü alma
  2. Türeme
  3. Aynı kökten gelen kelimeleri bir arada kullanma sanatı

SAKALLI

  1. [sıfat] Sakalı olan
    • "Uzaktan çadırımıza doğru gelen siyah sakallı, kırk beşlik bir bedeviyi işaret ettiler." (Refik Halit Karay)
  2. [isim] Yaşı geçkin savaş tutsağı

KAKALAK
...
KARIMAK

  1. [nsz] Yaşlanmak, kocamak, ihtiyarlamak

TIKAÇLI

  1. [sıfat] Tıkacı olan, tıkaçlanmış

ISKATÇI

  1. [isim] Iskat verilen kimse
    • "Cenazenin levazımına, hazırlanmasına, ıskatçılara para verdiği için ağırca davranıyor." (Memduh Şevket Esendal)

KAFESÇİ

  1. [isim] Kafes yapan veya satan kimse
  2. Birini aldatarak çıkar sağlayan kimse

KAYIRMA

  1. [isim] Kayırmak işi, koruma, himmet, iltimas

LİYAKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Layık olma, yaraşırlık, uygunluk, değim
  2. Yeterlilik, kifayet
    • "Her birimiz kendi liyakatimize göre, üzerimize bir vazife almalıyız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

MUKABİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan
    • "Düşmanlarla beraber Anadolu'da mukabil teşkilat yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş." (Atatürk)
  2. Bir şeyin karşısında bulunan
  3. [zarf] Karşılık olarak
    • "Bir iki iyi habere mukabil her gün nice kaza ve bela haberleri verir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  4. [zarf] Rağmen
    • "Annemi çok sevmesine mukabil, teyzemle arası bozuktu." (Reşat Nuri Güntekin)

FIRKACI

  1. [isim] Parti üyesi
  2. Bir partiye çok bağlı olan, partici
    • "Hiç olmazsa önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti." (Tarık Buğra)

KALPSİZ

  1. [sıfat] Acıması olmayan, katı yürekli, duygusuz, acımasız, merhametsiz

KALIPLI

  1. [sıfat] Kalıplanmış olan
  2. Düzgün, biçimli
    • "Hüseyin Efendi, ütülü pantolonu, kalıplı fesi, yeni kravatı, temiz gömleği ve olgun konuşması ile sahiden efendiydi." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. İri yapılı, heybetli

KAMAROT

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli
    • "Masa başında hizmet ederken erkeklik falan yok, kamarotsun, kamarot erkeklik taslayacak değil, işini bilecek, o kadar." (Zeyyat Selimoğlu)

KAŞIMAK

  1. [-i] Vücudun herhangi bir yerindeki kaşıntıyı gidermek için tırnakla veya başka bir şeyle deriyi hafifçe ovmak
    • "Baktı ki doktor sakalını kaşıyarak susuyor." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Araştırmak, incelemek
  3. Sinirlendirecek söz söylemek
    • "Bir saat sonra ayrılmak zorundaydık; bu nedenle birbirimizi kaşımamaya çok özen gösteriyorduk." (Ayşe Kulin)
  4. Herhangi bir konuyu yeniden gündeme getirmek

KANGURU

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kangurugillerden, Avustralya'da yaşayan, iri, otçul, memeli, ön ayakları kısa, art ayakları ile kuyruğu uzun ve güçlü, başı küçük, dişisinin karnında yavrularını taşıyacak bir kesesi bulunan keseli hayvan (Macropus giganteus)

KARAMSI

  1. [sıfat] Rengi karayı andıran, karaya benzeyen

KATALOG

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kitaplıktaki kitapları veya belli bir daldaki gereçleri, nitelikleri bakımından tanıtmak, arandıklarında bulunmalarını sağlamak amacıyla, yer numaraları belirtilerek hazırlanmış kitap, defter veya fişten oluşan bütün, fihrist
  2. Kitabevi, yayınevi, kurum vb. kuruluşların yayınlarını, ürettikleri malları, eşyaları tanıtan, gösteren liste veya kitap, fihrist

NAKKARE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mehterhanede yer alan, birbirine bağlı iki yarım küre benzeri ve iki değnekle vurularak çalınan bir tür davul

PAPRİKA

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Acısı az bir çeşit kırmızıbiber

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü