İçinde ka olan 7 harfli 655 kelime var. İçerisinde KA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ka olan kelimeler listesine ya da Sonu ka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İŞTİKAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yarılmış bir şeyin bir bölümünü alma
-
Türeme
-
Aynı kökten gelen kelimeleri bir arada kullanma sanatı
-
[isim]
Yarılmış bir şeyin bir bölümünü alma
- SAKALLI
-
-
[sıfat]
Sakalı olan
- "Uzaktan çadırımıza doğru gelen siyah sakallı, kırk beşlik bir bedeviyi işaret ettiler." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yaşı geçkin savaş tutsağı
-
[sıfat]
Sakalı olan
- KAKALAK
- ...
- KARIMAK
-
-
[nsz]
Yaşlanmak, kocamak, ihtiyarlamak
-
[nsz]
Yaşlanmak, kocamak, ihtiyarlamak
- TIKAÇLI
-
-
[sıfat]
Tıkacı olan, tıkaçlanmış
-
[sıfat]
Tıkacı olan, tıkaçlanmış
- ISKATÇI
-
-
[isim]
Iskat verilen kimse
- "Cenazenin levazımına, hazırlanmasına, ıskatçılara para verdiği için ağırca davranıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Iskat verilen kimse
- KAFESÇİ
-
-
[isim]
Kafes yapan veya satan kimse
-
Birini aldatarak çıkar sağlayan kimse
-
[isim]
Kafes yapan veya satan kimse
- KAYIRMA
-
-
[isim]
Kayırmak işi, koruma, himmet, iltimas
-
[isim]
Kayırmak işi, koruma, himmet, iltimas
- LİYAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Layık olma, yaraşırlık, uygunluk, değim
-
Yeterlilik, kifayet
- "Her birimiz kendi liyakatimize göre, üzerimize bir vazife almalıyız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Layık olma, yaraşırlık, uygunluk, değim
- MUKABİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan
- "Düşmanlarla beraber Anadolu'da mukabil teşkilat yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş." (Atatürk)
-
Bir şeyin karşısında bulunan
-
[zarf]
Karşılık olarak
- "Bir iki iyi habere mukabil her gün nice kaza ve bela haberleri verir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
Rağmen
- "Annemi çok sevmesine mukabil, teyzemle arası bozuktu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan
- FIRKACI
-
-
[isim]
Parti üyesi
-
Bir partiye çok bağlı olan, partici
- "Hiç olmazsa önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Parti üyesi
- KALPSİZ
-
-
[sıfat]
Acıması olmayan, katı yürekli, duygusuz, acımasız, merhametsiz
-
[sıfat]
Acıması olmayan, katı yürekli, duygusuz, acımasız, merhametsiz
- KALIPLI
-
-
[sıfat]
Kalıplanmış olan
-
Düzgün, biçimli
- "Hüseyin Efendi, ütülü pantolonu, kalıplı fesi, yeni kravatı, temiz gömleği ve olgun konuşması ile sahiden efendiydi." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
İri yapılı, heybetli
-
[sıfat]
Kalıplanmış olan
- KAMAROT
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli
- "Masa başında hizmet ederken erkeklik falan yok, kamarotsun, kamarot erkeklik taslayacak değil, işini bilecek, o kadar." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli
- KAŞIMAK
-
-
[-i]
Vücudun herhangi bir yerindeki kaşıntıyı gidermek için tırnakla veya başka bir şeyle deriyi hafifçe ovmak
- "Baktı ki doktor sakalını kaşıyarak susuyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Araştırmak, incelemek
-
Sinirlendirecek söz söylemek
- "Bir saat sonra ayrılmak zorundaydık; bu nedenle birbirimizi kaşımamaya çok özen gösteriyorduk." (Ayşe Kulin)
-
Herhangi bir konuyu yeniden gündeme getirmek
-
[-i]
Vücudun herhangi bir yerindeki kaşıntıyı gidermek için tırnakla veya başka bir şeyle deriyi hafifçe ovmak
- KANGURU
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kangurugillerden, Avustralya'da yaşayan, iri, otçul, memeli, ön ayakları kısa, art ayakları ile kuyruğu uzun ve güçlü, başı küçük, dişisinin karnında yavrularını taşıyacak bir kesesi bulunan keseli hayvan (Macropus giganteus)
-
[isim]
Kangurugillerden, Avustralya'da yaşayan, iri, otçul, memeli, ön ayakları kısa, art ayakları ile kuyruğu uzun ve güçlü, başı küçük, dişisinin karnında yavrularını taşıyacak bir kesesi bulunan keseli hayvan (Macropus giganteus)
- KARAMSI
-
-
[sıfat]
Rengi karayı andıran, karaya benzeyen
-
[sıfat]
Rengi karayı andıran, karaya benzeyen
- KATALOG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kitaplıktaki kitapları veya belli bir daldaki gereçleri, nitelikleri bakımından tanıtmak, arandıklarında bulunmalarını sağlamak amacıyla, yer numaraları belirtilerek hazırlanmış kitap, defter veya fişten oluşan bütün, fihrist
-
Kitabevi, yayınevi, kurum vb. kuruluşların yayınlarını, ürettikleri malları, eşyaları tanıtan, gösteren liste veya kitap, fihrist
-
[isim]
Kitaplıktaki kitapları veya belli bir daldaki gereçleri, nitelikleri bakımından tanıtmak, arandıklarında bulunmalarını sağlamak amacıyla, yer numaraları belirtilerek hazırlanmış kitap, defter veya fişten oluşan bütün, fihrist
- NAKKARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mehterhanede yer alan, birbirine bağlı iki yarım küre benzeri ve iki değnekle vurularak çalınan bir tür davul
-
[isim]
Mehterhanede yer alan, birbirine bağlı iki yarım küre benzeri ve iki değnekle vurularak çalınan bir tür davul
- PAPRİKA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Acısı az bir çeşit kırmızıbiber
-
[isim]
Acısı az bir çeşit kırmızıbiber