İçinde k olan 7 harfli 3209 kelime var. İçerisinde K harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında k harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu k harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ARŞİDÜK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Avusturya'da imparator ailesi prenslerine verilen unvan

ASKERCE

  1. [sıfat] Asker gibi
    • "Yürüyüşü askercedir, oturuşu askercedir, mendilini katlayıp cebine koyuşu bile askercedir." (Haldun Taner)
  2. [zarf] Askere yakışır biçimde

AYIKLIK

  1. [isim] Ayık olma durumu

BELKİLİ

  1. [sıfat] Olasılı, muhtemel
  2. Doğru olabileceği gibi yanlış da olabilen, belli ve kesin olmayan, olasılı, ihtimalî

BIKIŞMA

  1. [isim] Bıkışmak işi
    • "Sonra alışma, tanışma, doyuşma ve ... bıkışma gelir arkasından." (Haldun Taner)

EŞLİKÇİ
...
İÇERMEK

  1. [-i] İçine almak, içinde bulundurmak, ihtiva etmek
    • "Yarım Adam adlı romanı ise kültür yoğunluğu içeren değerli bir denemedir." (Haldun Taner)
  2. Bir şey, başka bir şeyin varlığını gerektirmek, biri ötekini ister istemez düşündürmek, tazammun etmek
    • "Cins kavramları tür kavramlarını, tür kavramları birey kavramlarını içerir."

İRKİLME

  1. [isim] İrkilmek işi
    • "İlk girip çıktığım yere karşı mutlaka böyle bir huylanma ve irkilme krizine tutuluyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KABAHAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet
    • "Bir kabahat gizlenirse büyür, söylenirse küçülür." (Peyami Safa)
    • "O, atı kızdırıyor, çileden çıkarıyor diye, bütün kabahati seyisinde buluyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Bu kabahati işlemiş, bu akşam tütsüyü, şerbeti unutmuştum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Bu işte kabahati sobaya yüklemek lazım geliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Hafif hapis, para cezası veya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan suç

KONUŞMA

  1. [isim] Konuşmak işi
    • "Gecenin sessizliğini bozan bu gürültülü konuşmaların uğultusu yukarı katlara genişleyerek, sağırlaşarak çıkmaya başladı." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Gerekli gördüğü takdirde yasama yılının ilk günü, Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapmak." (Anayasa)
    • "İçerideki bu mühim şahsiyetlerin kendi aralarında bir konuşmaya dalmış olduklarını görünce ..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Görüşme, danışma, müzakere
  3. Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat vb. konularda bilgi vermek için yapılan söyleşi, konferans
    • "Bu konuşmaya nihayet verirken okumak terbiyesinden bahsetmek lazımdır." (Yahya Kemal Beyatlı)

KÖSELİK

  1. [isim] Köse olma durumu

KÖŞESİZ

  1. [sıfat] Köşesi olmayan

MELODİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Melodi ile ilgili, ezgili

TARAKLI

  1. [sıfat] Tarağı olan
    • "O, bizim köylülerin cebi ipek mendilli, aynalı, taraklı dışarlıklarından." (Necati Cumalı)
  2. Başında tarak bulunan (kuş veya kadın)
  3. Yol yol nakışlı
    • "Taraklı kumaş."
  4. Tarağı geniş olan (ayak)

TEMATİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Bir tema etrafında oluşan

ABLALIK

  1. [isim] Abla olma durumu
  2. Yakın ve koruyucu davranışta bulunma

AKIŞMAK

  1. [nsz] Karşılıklı akmak
  2. Her yönden gelip gitmek
    • "Sessiz, hayatın durgun akıştığı bir arka sokak." (Selim İleri)

BOĞASAK

  1. [isim] Boğaya gelmiş veya boğa isteyen inek

FIKRAMA

  1. [isim] Fıkramak işi veya durumu

JENERİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tanıtma yazısı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü