İçinde kı olan 8 harfli 251 kelime var. İçerisinde KI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kı olan kelimeler listesine ya da Sonu kı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIRINMAK
-
-
[nsz]
Yürürken salınmak
-
Oynamak, raksetmek
-
[nsz]
Yürürken salınmak
- MALKIRAN
-
-
[isim]
Hayvan vebası
-
[isim]
Hayvan vebası
- BIKILMAK
-
-
[nsz]
Usanılmak
-
[nsz]
Usanılmak
- KIRIŞMAK
-
-
[nsz]
Bir yüzeyin düzgünlüğü bozulmak, kırışık oluşmak
- "Boynu uzamış, kararmış, yaşlı adamların boynu gibi kırışmıştı." (Yahya Kemal)
-
[nsz]
Birbirini kırmak, yok etmek, öldürmek
-
Karşılıklı kırmak
- "Çocuklar yumurta kırışıyorlar."
-
Pazarlık etmek
-
[-le]
Bahse tutuşmak
-
Bir şeyi eşit olarak paylaşmak
-
[nsz]
Bir yüzeyin düzgünlüğü bozulmak, kırışık oluşmak
- ÇATKILIK
-
-
[isim]
Çift öküzlerini birbirlerine bağlayan çifte boyunduruklu ağaç
-
[isim]
Çift öküzlerini birbirlerine bağlayan çifte boyunduruklu ağaç
- KILLANMA
-
-
[isim]
Kıllanmak işi
-
[isim]
Kıllanmak işi
- KIPIKLIK
-
-
[isim]
Kıpık olma durumu
-
[isim]
Kıpık olma durumu
- KIRILGAN
-
-
[sıfat]
Kolay ve çabuk kırılan
-
Kolay ve çabuk gücenen
- "Kırılgan bakışlarından, onca tehditten sonra bana yine sorabileceği aklıma geldi." (Orhan Pamuk)
-
[sıfat]
Kolay ve çabuk kırılan
- SOYKIRIM
-
-
[isim]
Bir insan topluluğunu ulusal, dinsel vb. sebeplerle yok etme, jenosit
-
[isim]
Bir insan topluluğunu ulusal, dinsel vb. sebeplerle yok etme, jenosit
- KIZARMAK
-
-
[nsz]
Kırmızı veya ona yakın bir renk almak
- "Nihat, yüzü kızarmış, alçak sesle söylendi." (Peyami Safa)
-
Bazı sebze ve meyveler olgunlaşmaya başlamak, olgunlaşmak
- "Domatesler kızardı."
-
Utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle, kanın yüze hücumu sonucu yüz kırmızı bir renk almak
- "Ben utancımdan kulaklarıma kadar kızardım." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yiyecekler tavada kızgın yağ içinde veya ateşte kırmızılaşarak pişmek
- "Sofrada tarhana çorbası, kızarmış tavuk, bulgur pilavı vardı." (Yahya Kemal)
-
[nsz]
Kırmızı veya ona yakın bir renk almak
- KIZILLIK
-
-
[isim]
Kızıl olma durumu veya kızıl renkte yer
- "Bir sabah kızıllığında / Yola çıkarım Uzunköprü'den." (Orhan Veli Kanık)
-
Pudra, allık, düzgün
-
Vücutta kızarmış yer, kızartı
-
Güneş doğarken veya batarken oluşan hafif kızıl renk
-
[isim]
Kızıl olma durumu veya kızıl renkte yer
- ÇAPKIMAK
-
-
[-i]
Enini boyunu ölçmek, çaplamak
-
[-i]
Enini boyunu ölçmek, çaplamak
- KIYILAMA
-
-
[isim]
Kıyılamak işi
-
[isim]
Kıyılamak işi
- ATKILAMA
-
-
[isim]
Atkılamak işi
-
[isim]
Atkılamak işi
- KIRIKHAN
- ...
- KAKIRDAK
-
-
[isim]
Kuyruk yağının eritildikten sonra kalan gevrek posası, kıkırdak
-
[isim]
Kuyruk yağının eritildikten sonra kalan gevrek posası, kıkırdak
- KIRIKLIK
-
-
[isim]
Kırık olma durumu
-
Kırgınlık
- "Vücudumda daimî bir kırıklık var." (Peyami Safa)
-
İsteksizlik, güceniklik, kırgınlık
-
[isim]
Kırık olma durumu
- KIZAKLIK
-
-
[isim]
Döşeme tahtalarının altına çaprazlama olarak konulan uzun ve yassı direklerden her biri
-
[isim]
Döşeme tahtalarının altına çaprazlama olarak konulan uzun ve yassı direklerden her biri
- KIVANÇLI
-
-
[sıfat]
Övünç duyan, iftihar eden
-
Övünç veren, iftihar edilecek
- "Teşrifiniz, bizler için kıvançlı bir olay olacaktır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sevinç duyan, mutlu
-
[sıfat]
Övünç duyan, iftihar eden
- KIVRIMLI
-
-
[sıfat]
Kıvrımı olan
-
[sıfat]
Kıvrımı olan