İçinde iş olan 8 harfli 284 kelime var. İçerisinde İŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında iş olan kelimeler listesine ya da Sonu iş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- REDDEDİŞ
-
-
[isim]
Reddetme işi veya biçimi
- "Çehov'un kendisine verilen bir şeref üyeliğini Gorki'ye verilmedi diye reddedişi herkesin malumudur." (Haldun Taner)
-
[isim]
Reddetme işi veya biçimi
- DERVİŞÇE
-
-
[zarf]
Dervişe yakışır biçimde, dervişane
-
[zarf]
Dervişe yakışır biçimde, dervişane
- TEPİŞMEK
-
-
[nsz]
Birbirini tepmek
- "O günlerde, atlar tepişecek diyordu." (Tarık Buğra)
-
İtişip kakışmak
-
[nsz]
Birbirini tepmek
- İŞLEVSİZ
-
-
[sıfat]
İşlevi olmayan
-
[sıfat]
İşlevi olmayan
- PADİŞAHİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Padişah ile ilgili, padişaha ait
-
[sıfat]
Padişah ile ilgili, padişaha ait
- BESLENİŞ
-
-
[isim]
Beslenme işi veya biçimi
-
[isim]
Beslenme işi veya biçimi
- MEYLEDİŞ
- ...
- ÇEKİŞMEK
-
-
[nsz]
İki yönünden karşılıklı çekmek
- "Halat çekişmek."
- "Burada sekiz kuruşluk bir mal için benimle çekişe çekişe pazarlık edersin." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Bir şeyi birbirine karşı çekmek
- "Bıçak çekişmek."
-
Aralarında ad, niyet, kâğıt veya piyango çekmek
- "Kura çekiştiler."
-
Ağız kavgası etmek
- "Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin manasını anlamıyorsun." (Peyami Safa)
-
Üstün gelmek için karşılıklı çabalamak
- "Takımımız birincilik için çekişiyor."
-
[nsz]
İki yönünden karşılıklı çekmek
- İŞLETMEK
-
-
[-i]
İşlemesini sağlamak, çalıştırmak
- "Trenlerimizi odunla işletiyorduk." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir şeyi, bir kimseyi, bir yeri kullanarak veya çalıştırarak yarar sağlamak
- "O havali işçileri arasında gücü, kuvveti ile o kadar tanınmıştı ki herkes onu tarlasında işletmek isterdi." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Üzerine işleme yaptırmak
- "Adamcağız üşenmeden çarşı pazar dolaşıyor, kızına üşenmeden çerçeveletmek ve işletmek için ucuz atlaslar, kadifeler, ipekler ... satın alıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Şaka ve birtakım yalanlarla sezdirmeden birini kandırmak veya onunla eğlenmek
- "Sana yalan söylemişler, dalga geçmişler, işletmişler seni." (Atilla İlhan)
-
[-i]
İşlemesini sağlamak, çalıştırmak
- PİŞİRTME
-
-
[isim]
Pişirtmek işi
-
[isim]
Pişirtmek işi
- TÜMLEYİŞ
- ...
- YETİŞMEK
-
-
[-e]
Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak
- "Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti." (Ömer Seyfettin)
-
Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak
- "Bu giysi yarına yetişmeli."
-
Vaktinde varmak, vaktinde bulunmak
- "Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmak
- "Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Değmek, uzanıp dokunabilmek
- "Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez."
-
Vakit bulmak, yapabilmek
- "Ben bu kadar işe yetişemem."
-
[nsz]
Yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek
- "Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir."
-
Bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kimseyi görmüş olmak
- "Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Üremek, büyümek, olmak
- "Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-de]
Eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmek
- "İşte bu kadronun içinde yetişecektim ben." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
İş görebilecek yaşa gelmek, büyümek
-
Yardım etmek, yardımına koşmak
- "Tam o sırada talih imdadıma yetişti." (Refik Halit Karay)
-
[-e]
Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak
- KORNİŞON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kabuğunun üzeri pürtüklü bir tür turşuluk salatalık
-
[isim]
Kabuğunun üzeri pürtüklü bir tür turşuluk salatalık
- VİŞNELİK
- ...
- KATLEDİŞ
- ...
- BİNİŞMEK
-
-
[nsz]
İki parçadan biri, öbürünün üstünde olmak
-
Kas kirişleri birbiri üstüne binmek
-
Kırık bir kemiğin iki parçası birbiri üstüne gelmek
-
[nsz]
İki parçadan biri, öbürünün üstünde olmak
- RESMEDİŞ
- ...
- NİŞANGAH
- ...
- BENZEYİŞ
-
-
[isim]
Bir şeyin başka bir şeye benzemesi durumu
- "Fakat bu özeniş, benzeyiş, benzetiş kendi hayallerinin doğurduğu bir kuruntudan başka şey değildi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Bir şeyin başka bir şeye benzemesi durumu
- GÜRLEYİŞ
-
-
[isim]
Gürleme işi veya biçimi
-
[isim]
Gürleme işi veya biçimi