İçinde iş olan 6 harfli 105 kelime var. İçerisinde İŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında iş olan kelimeler listesine ya da Sonu iş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖNERİŞ
-
-
[isim]
Önerme işi veya biçimi
-
[isim]
Önerme işi veya biçimi
- İLİŞME
-
-
[isim]
İlişmek işi
-
[isim]
İlişmek işi
- ALAYİŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gösteriş, göz kamaştırma
- "Onun yaptığı hep alayişten ibarettir."
-
[isim]
Gösteriş, göz kamaştırma
- POSTİŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kadınların genellikle başlarının arkasına taktıkları ek saç
-
[isim]
Kadınların genellikle başlarının arkasına taktıkları ek saç
- FRİŞKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yelkeni dolduramayacak kadar hafif rüzgâr
-
[isim]
Yelkeni dolduramayacak kadar hafif rüzgâr
- ENDİŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Düşünce
- "Asıl bu bakımdan endişeye düşerek yalnız beni çağırmakla kalmamış..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tasa, kaygı
- "Bütün çehrelere hemen bir durgunluk, hüzün, endişe çökerdi." (Refik Halit Karay)
-
Kuşku
-
Korku
-
[isim]
Düşünce
- İŞKİNE
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Taş balığı
-
[isim]
Taş balığı
- ERİŞİM
-
-
[isim]
Erişme işi
-
Belli iki yer arasında gidip gelebilme, ulaşım, muvasala
- "İki köy arasında erişim kesildi."
-
[isim]
Erişme işi
- İLİŞİM
-
-
[isim]
İletişimi sağlayan dizgenin, teknik ağın birliği, link (II)
-
[isim]
İletişimi sağlayan dizgenin, teknik ağın birliği, link (II)
- TEFTİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Denetim
- "Bizde on beş yıldır teftiş görmemiş daireler var." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hayatının bütün yazlarını Makedonya'da geçirir, teşkilatı teftiş ederdi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Denetim
- İŞBAŞI
-
-
[isim]
İş yerlerinde işe başlama
- "Şimdiye kadar sabah postasının çoktan işbaşı yapması, otobüslerin biletçileriyle birlikte seferde olmaları gerekir." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
İş yerlerinde işe başlama
- FİŞLİK
-
-
[isim]
Fiş koymaya yarar yer veya kutu
-
[sıfat]
Fiş olmaya veya fiş yapılmaya uygun olan
- "Bunlar fişlik kâğıttır, benim işime yarar."
-
[isim]
Fiş koymaya yarar yer veya kutu
- DİŞEĞİ
-
-
[isim]
Taşları yontmak için kullanılan dişli bir çeşit çekiç
-
[isim]
Taşları yontmak için kullanılan dişli bir çeşit çekiç
- TEŞVİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karıştırma, bulandırma
-
[isim]
Karıştırma, bulandırma
- DİŞSİZ
-
-
[sıfat]
Dişi olmayan
-
[sıfat]
Dişi olmayan
- İŞETME
-
-
[isim]
İşetmek işi
-
[isim]
İşetmek işi
- İTİŞME
-
-
[isim]
İtişmek işi
- "Bir itişme, bir kalkışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
İtişmek işi
- TAĞŞİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin içine başka bir madde karıştırma, katıştırma
-
[isim]
Bir şeyin içine başka bir madde karıştırma, katıştırma
- İLİŞKİ
-
-
[isim]
İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas
- "Arkadaşlık ve dostluk şeklinde bile bir ilişki aramadığını kesinlikle anlatacaktı." (Halide Edip Adıvar)
-
Bağlantı, temas
- "Kar yağınca köylerle ilişki kesildi."
-
[isim]
İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas
- İŞARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im
- "Noktalama işaretleri."
- "Annem eliyle, yüzüyle ne biçim işaret etti babama bilmiyorum ama hiç ses çıkarmadılar." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Başı ile evet işareti verdi." (Aka Gündüz)
- "Bu baş sallayışını bir tasdik işareti sayıp konuşmaya devam etti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Belirti, gösterge, alamet
- "Ben, yalnız bir noktaya işaret etmekle iktifa edeceğim." (Atatürk)
-
El, yüz hareketleriyle gösterme
- "Artık işaretleri bırakmış, konuşuyor, bir taraftan da saçlarını düzeltiyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im