İçinde iş olan 4 harfli 25 kelime var. İçerisinde İŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında iş olan kelimeler listesine ya da Sonu iş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İBİŞ
-
-
[isim]
Orta oyununda çoğu kez aptal uşak rolünü oynayan komedyen
-
Şapşal
-
[isim]
Orta oyununda çoğu kez aptal uşak rolünü oynayan komedyen
- HİŞT
-
-
[ünlem]
"Hey, bana bak, sana söylüyorum" anlamında bir seslenme sözü, hiş
-
[ünlem]
"Hey, bana bak, sana söylüyorum" anlamında bir seslenme sözü, hiş
- İŞBU
-
-
[isim]
Bu, özellikle bu
- "İşbu sebepten dolayı."
-
[isim]
Bu, özellikle bu
- İNİŞ
-
-
[isim]
İnme işi veya biçimi
-
Yukarıdan aşağıya gittikçe alçalan eğimli yer, yokuş karşıtı
- "İnişte yol uzadıkça uzadı."
-
Gerileyiş, çöküş
-
Araçlı jimnastikte, atlayarak veya hızlanarak araçtan ayrılma durumu
-
[isim]
İnme işi veya biçimi
- FİŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı mobilya kilitlerinin içinde bulunan, birbirinin benzeri fakat farklı ölçüdeki uçları yaylı kilit elemanı
-
[isim]
Bazı mobilya kilitlerinin içinde bulunan, birbirinin benzeri fakat farklı ölçüdeki uçları yaylı kilit elemanı
- PİŞİ
-
-
[isim]
Mayalı hamurdan yapılan, yağda kızartılarak pişirilen bir tür yiyecek
- "Şebit ekmekleri ve pişiler som altın gibi değerli; sarılmış düzülmüş, yol azığı diye ayrılmıştı." (Nezihe Araz)
-
[isim]
Mayalı hamurdan yapılan, yağda kızartılarak pişirilen bir tür yiyecek
- GİŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İstasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet veya para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer
- "Gişeden biletlerimizi alarak büyükşehrin bahçesini geziyoruz." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
İstasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet veya para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer
- İŞVE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kadınların ilgi çekmek, gönül çelmek için takındıkları hoş, aldatıcı tavır, kırıtma, naz, cilve, eda
- "Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri, işveyle devriliş, saçılış, örtünüşleri..." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Kadınların ilgi çekmek, gönül çelmek için takındıkları hoş, aldatıcı tavır, kırıtma, naz, cilve, eda
- DİŞİ
-
-
Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey)
-
Erkeği tarafından döllenecek biçimde oluşmuş (hayvan veya bitki)
- "Dişi kedi."
-
[isim]
Kadın
-
Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden girintili olan
- "Dişi klişe. Dişi kalıp."
-
Yumuşak, kolay işlenen (maden)
-
Şuh, işveli, çekici
-
Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey)
- EMİŞ
-
-
[isim]
Emme işi veya biçimi
- "Çatlaklar sanki yerin dibine kadar iniyordu. Toprağın suyu öyle bir emişi vardı." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Emme işi veya biçimi
- ABİŞ
- ...
- ŞİŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İçerisine sıvı konulan, cam veya plastikten yapılmış, dar ağızlı uzun kap
- "Önünde yarım kiloluk bir şarap şişesi yarı yarıya boştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Bu kabın aldığı miktarda olan
- "Olsa da bu zavallıya hiç olmazsa bir şişe kan verilse!" (Memduh Şevket Esendal)
-
Gaz lambasında fitil çevresine konulan cam koruyucu
-
[isim]
İçerisine sıvı konulan, cam veya plastikten yapılmış, dar ağızlı uzun kap
- İŞLİ
-
-
[sıfat]
Üzeri nakışlı
- "Sırma işli bir peştamal." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Üzeri nakışlı
- ESİŞ
- ...
- İŞÇİ
-
-
[isim]
Başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak ücretle çalışan kimse
- "Gazetelere daha ziyade biz işçiler sahiptik." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Toplu olarak yaşayan böceklerde üreme yeteneği olmayan, topluluğun işlerini gören dişi veya erkek
-
[isim]
Başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak ücretle çalışan kimse
- İŞAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazı ile bildirme
-
[isim]
Yazı ile bildirme
- İŞBA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doyurma
-
Doyma
-
[isim]
Doyurma
- AFİŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir şeyi duyurmak veya tanıtmak için hazırlanan, kalabalığın görebileceği yere aşılmış, genellikle resimli duvar ilanı, ası
- "Afişler bütün tiyatrolarda üç beş günde bir değişirdi." (Tarık Buğra)
- "Geç baba, geç, artık afiş yutmuyoruz."
- "Oyunun afişte kalması için başarıyla oynanması gerekir."
-
[isim]
Bir şeyi duyurmak veya tanıtmak için hazırlanan, kalabalığın görebileceği yere aşılmış, genellikle resimli duvar ilanı, ası
- İÇİŞ
-
-
[isim]
İçme işi veya biçimi, içim
-
[isim]
İçme işi veya biçimi, içim
- İŞTE
-
-
[edat]
Bir şey gösterilirken veya bir şeye işaret edilirken söylenen bir söz, aha, ahacık
- "Hani kitap? - İşte size anlattığım adam. İşte, korktuğum başıma geldi."
-
Anlatılan bir sözün sonucuna gelindiğini gösterir
- "İşte bütün manzara budur!" (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Anlatılan şeye dikkat çekmek için kullanılan bir söz
- "Ekmek, peynir, yumurta, marul, limon, ne bulursan al işte." (Necati Cumalı)
-
[edat]
Bir şey gösterilirken veya bir şeye işaret edilirken söylenen bir söz, aha, ahacık