İçinde iya olan 7 harfli 52 kelime var. İçerisinde İYA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında iya olan kelimeler listesine ya da Sonu iya ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Y İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİYABAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Feldspatlardan bir plajiyoklaz ile ojitten oluşmuş yeşil renkli bir kütle
-
[isim]
Feldspatlardan bir plajiyoklaz ile ojitten oluşmuş yeşil renkli bir kütle
- DİYADİN
- ...
- İHTİYAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereksinim
- "Oyun, çocuklar için bir ihtiyaçtır."
- "Benim kendi hesabıma radyoya hiç ihtiyacım olmadı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güçlü istek
- "Şefkatten ölecek derecede hisli, içli bir hâlde bağrıma basmak ihtiyacında idim." (Refik Halit Karay)
-
Yoksulluk, yokluk
- "İhtiyaç adamcağızın belini büktü."
-
[isim]
Gereksinim
- PİYAZCI
-
-
[isim]
Piyaz yapıp satan kimse
-
Yüze gülücü, içten olmayan davranışlarda bulunan kimse
-
[isim]
Piyaz yapıp satan kimse
- DİYALOG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Karşılıklı konuşma
- "Kendisiyle diyalog kuramamaktan yakındığımız insan, bazen en yakın çevremizden olabilir." (Haldun Taner)
-
Oyun, roman, hikâye vb. eserlerde iki veya daha çok kimsenin konuşması
- "Kişileri canlı, diyalogları kişilerin karakter özelliklerini yansıtacak gibi ustalıkla seçilmişti." (Necati Cumalı)
-
Konuşmaya dayanılarak yazılmış eser
-
Anlaşma, uyum sağlama veya bu yolda çalışma
-
[isim]
Karşılıklı konuşma
- LİYAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Layık olma, yaraşırlık, uygunluk, değim
-
Yeterlilik, kifayet
- "Her birimiz kendi liyakatimize göre, üzerimize bir vazife almalıyız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Layık olma, yaraşırlık, uygunluk, değim
- İNSİYAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçgüdü
- "Çok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakiyle derhâl sezmişti." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İçgüdü
- ZİYAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy
- "Resmî ziyafetlerin ve büyük düğünlerin yemeklerini hep ona ısmarlamak âdet olmuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
- "O gece telgrafçı, gümrükçü, liman çavuşu, müdür beye bir ziyafet vermek istemişlerdi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Orkestra tam bir müzik ziyafeti çekti."
-
[isim]
Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy
- MİYASMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Salgın hastalıklara yol açtığına inanılan etken
-
[isim]
Salgın hastalıklara yol açtığına inanılan etken
- SİYANÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hidrosiyanik asidin tuzu veya esteri olan çok güçlü bir zehir
-
[isim]
Hidrosiyanik asidin tuzu veya esteri olan çok güçlü bir zehir
- SİYAHLI
- ...
- DİYAKOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hristiyanlıkta papazın yardımcısı olan din adamı
-
[isim]
Hristiyanlıkta papazın yardımcısı olan din adamı
- KİYASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akıllıca davranış, akıllılık
-
[isim]
Akıllıca davranış, akıllılık
- RİYAZET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nefsin isteklerini kırma
- "Karargâhta âdeta bir manastır hayatının riyazeti içinde yaşıyorduk." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Nefsin isteklerini kırma
- İŞTİYAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Göreceği gelme, özleme
-
Güçlü istek, arzu
- "Bir asırdan beri birkaç neslin iştiyakı budur." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Göreceği gelme, özleme
- DİYABET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şeker hastalığı, şeker
-
[isim]
Şeker hastalığı, şeker
- İMTİYAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık
- "Hiçbir kişiye, aileye imtiyaz tanınamaz." (Anayasa)
-
Fabrika kurmak, maden işletmek vb. için bir kişi veya kuruluşa devlet tarafından verilen özel izin
-
Gedik
-
[isim]
Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık
- TİYATRO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Dram, komedi, vodvil vb. edebiyat türlerinin oynandığı yer
- "Her tiyatronun holünde ille smokinli bir müdüre rastlayacaksınız." (Haldun Taner)
-
Bu türleri, izleyiciler önünde sahnede oynayan grup
- "Tiyatro kuruldu, birinci temsilden sonra da kapandı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Oyun yazma sanatı
- "Ben o tarihte, kendimi az çok bir tiyatro yazarı addetmekteyim." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Sahnelenmek için yazılmış oyunların tümü
- "Eskiden tiyatro Osmanlıcaya ibret sözü ile çevrilmişti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Dram, komedi, vodvil vb. edebiyat türlerinin oynandığı yer
- SİYASAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Politika ile ilgili, siyasi, politik
-
[sıfat]
Politika ile ilgili, siyasi, politik
- GAMBİYA
- ...