İçinde iya olan 5 harfli 17 kelime var. İçerisinde İYA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında iya olan kelimeler listesine ya da Sonu iya ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Y İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NİYAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yalvarma, yakarma
- "Şeyh, sonu gelmez bir ibadet ve niyaz hâlinde, gözleri kapalı, okuyor, üflüyordu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yalvarma, yakarma
- MİYAV
-
-
[isim]
Kedinin çıkardığı ses, kedi sesi
-
[isim]
Kedinin çıkardığı ses, kedi sesi
- ARİYA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Sancağı, yelkeni veya sereni direkten aşağı alma
-
[isim]
Sancağı, yelkeni veya sereni direkten aşağı alma
- MİYAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sinek kurtçuklarının insanda ve hayvanlarda ortaya çıkardığı bozukluk
-
[isim]
Sinek kurtçuklarının insanda ve hayvanlarda ortaya çıkardığı bozukluk
- CİYAK
- ...
- LİYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yabani ormanlarda yetişen parazit sarmaşığı
- "Önünüz liyanlarla sımsıkı örülmüştür." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Yabani ormanlarda yetişen parazit sarmaşığı
- MİYAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değerli madenlerde yasanın istediği ağırlık, saflık ve değer derecesini gösteren ölçü
-
Ölçüt, ölçü
- "Pakize bu son fikri fazla beğenmişti ve itiraf edeyim ki Pakize'nin zevki benim için bir çeşit miyar olmuştu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Ayıraç
-
[isim]
Değerli madenlerde yasanın istediği ağırlık, saflık ve değer derecesini gösteren ölçü
- SİYAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sözün gelişi, anlatım biçimi
-
[isim]
Sözün gelişi, anlatım biçimi
- RİYAL
-
Kelime Kökeni : İspanyolca
-
[isim]
Pesetanın dörtte biri değerinde İspanyol parası
-
İran, Suudi Arabistan, Umman, Katar ve Yemen'de kullanılan para birimi
-
[isim]
Pesetanın dörtte biri değerinde İspanyol parası
- DİYAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ülke
- "Bir gün dedim ki istemem artık ne yer ne yâr / Çıktım sürekli gurbete gezdim diyar diyar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Dünya
- "Arkamda başka bir diyar, sıkıntı, ıstırap ve kudret diyarı var." (Halide Edip Adıvar)
-
Bazı nitelik veya değerleri taşıyanların çok bulunduğu yer, yurt
-
[isim]
Ülke
- PİYAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mantara benzeyen kabarcıklarla ortaya çıkan, ciltte yaralar yapan, bulaşıcı sıcak bölge hastalığı
-
[isim]
Mantara benzeyen kabarcıklarla ortaya çıkan, ciltte yaralar yapan, bulaşıcı sıcak bölge hastalığı
- PİYAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Haşlanmış kuru fasulyenin üzerine ince doğranmış, tuzla ovulmuş soğan ve maydanoz katıldıktan sonra zeytinyağı, sirke dökülerek yapılan fasulye salatası
-
Kebap, ızgara köfte, balık vb.nin yanına katılan, ince doğranmış ve tuzla öldürülmüş maydanozlu soğan
-
Bir çıkar sağlamak düşüncesiyle söylenen övücü söz
- "Benim bu piyazlara karnım tok."
-
[isim]
Haşlanmış kuru fasulyenin üzerine ince doğranmış, tuzla ovulmuş soğan ve maydanoz katıldıktan sonra zeytinyağı, sirke dökülerek yapılan fasulye salatası
- RİYAD
- ...
- FİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha
- "Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım." (Ömer Seyfettin)
- "Bu yazmaya ne fiyat biçersiniz?"
- "Ne fena fena bakar, ne de olmayacak bir fiyat verdiğim zaman homurdanır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı
-
Bir değer ile para birimi arasındaki ilişki
- "Fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdam geliştirici tedbirler öngörülür..." (Anayasa)
-
[isim]
Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha
- VİYAK
-
-
[isim]
Bebeğin ağlarken çıkardığı ses
-
[isim]
Bebeğin ağlarken çıkardığı ses
- ZİYAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zarar
- "Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Ah budala kız, gençliğinin kıymetini bilmiyorsun, güzelliğini ziyan ediyorsun." (Sermet Muhtar Alus)
- "Bence ziyan olmuş, eski deyimiyle heder olmuş bir değerdir." (Haldun Taner)
- "Biraz çabuk işe girişmiş olacağız ama ziyanı yok, diye düşündü." (Samim Kocagöz)
-
[isim]
Zarar
- SİYAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kara (II), beyaz karşıtı
- "İri siyah gözlerini kalın kaşlarıyla beraber kaldırdı." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Siyah ekmek."
-
Baskıda başka harflerden daha kalın görünen harf türü
-
[isim]
Kara (II), beyaz karşıtı