İçinde iy olan 6 harfli 80 kelime var. İçerisinde İY bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında iy olan kelimeler listesine ya da Sonu iy ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VİYANA
- ...
- İYELİK
-
-
[isim]
Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesi içinde istediği gibi kullanabilme hakkını taşıma durumu, sahiplik, mülkiyet
-
[isim]
Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesi içinde istediği gibi kullanabilme hakkını taşıma durumu, sahiplik, mülkiyet
- ZAVİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Köşe
- "Dipteki zaviyeden içeriye doğru veranda şeklinde bir girinti yapıp salonun cumba köşesine dayanır." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Küçük tekke
-
Anlayış, görüş, bakış açısı
- "Herkes etrafındakilere hususi bir zaviyeden, sırf kendi görüşüyle bakıyor." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Açı
-
[isim]
Köşe
- TAKİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mezhep belirtmeme, gizleme
-
Olduğundan farklı görünme
-
Sakınma, çekinme
-
[isim]
Mezhep belirtmeme, gizleme
- ERİYİK
-
-
[isim]
İçindeki katı bir madde erimiş bulunan sıvı, mahlul
-
[isim]
İçindeki katı bir madde erimiş bulunan sıvı, mahlul
- CARİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın, halayık
- "Ben dedi, zevce ile cariye arasındaki farkı hâlâ anlamış değilim." (Peyami Safa)
-
[isim]
Yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın, halayık
- TRİYAS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
İkinci Çağın yaklaşık kırk beş milyon yıllık dönemi
-
[isim]
İkinci Çağın yaklaşık kırk beş milyon yıllık dönemi
- BİYELİ
-
-
[sıfat]
Biye geçirilmiş, biyesi olan
- "Yatağın üzerinde kol kapakları, cep ağızları lacivert biyeli, mavi ipek bir pijama duruyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Biye geçirilmiş, biyesi olan
- BELİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Felaket, keder, tasa
- "Sebep hep sensin; o zaman muvafakat edeydin belki bu beliyeler başıma gelmezdi." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Felaket, keder, tasa
- PEKİYİ
-
-
[isim]
Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan en yüksek başarı derecesi
- "Sınıfımı pekiyi derece ile geçtim."
-
[isim]
Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan en yüksek başarı derecesi
- PİYATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yassı ve büyük yemek tabağı
-
[sıfat]
Yassı
-
[isim]
Yassı ve büyük yemek tabağı
- ZİYNET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Süs, bezek
-
[isim]
Süs, bezek
- VİYOLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kemana benzer, kemandan büyük bir çalgı, alto
-
[isim]
Kemana benzer, kemandan büyük bir çalgı, alto
- SİYMEK
-
-
[nsz]
Kedi, köpek işemek
-
[nsz]
Kedi, köpek işemek
- ARDİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle ticaret eşyasının saklandığı yer, depo, antrepo
- "Ardiyeler ağız ağıza dolmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Evlerde kullanılmayan, saklanması gereken eşyaların konulduğu bölüm
-
Böyle bir yerde saklanılan eşya için ödenen ücret
-
[isim]
Genellikle ticaret eşyasının saklandığı yer, depo, antrepo
- MALİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kamu ile ilgili işlerin yürütülmesi için gerekli gelirleri ve harcanan paraları düzenleyen kuralların bütünü
- "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır." (Anayasa)
-
Konusu bu kuralları incelemek olan bilim dalı
-
Devlet gelir ve giderlerini yöneten kuruluş
- "Maliyede çalışıyor."
-
[isim]
Kamu ile ilgili işlerin yürütülmesi için gerekli gelirleri ve harcanan paraları düzenleyen kuralların bütünü
- İTİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alışkanlık
- "İçmek, gülüşmek eski zaman itiyadıdır." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Alışkanlık
- ELİYLE
-
-
[zarf]
Aracılığıyla, marifetiyle, tarafından
- "Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün bina, tesis, eklenti ve arazisinde kolluk ve yönetim hizmetleri Meclis Başkanlığı eliyle düzenlenir ve yürütülür." (Anayasa)
-
[zarf]
Aracılığıyla, marifetiyle, tarafından
- AKLİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akıl hastalıkları ile ilgili hekimlik kolu
- "Akliye hekimi."
-
Akıl hastalıkları ile ilgili hastane bölümü
-
Akılcılık
-
[isim]
Akıl hastalıkları ile ilgili hekimlik kolu
- EZİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşırı güçlük ve sıkıntı, üzgü, cefa, zahmet, zulüm
- "İçlerinden birine kancayı atmış, maksadı, onu üzmek, ona eziyet etmektir." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Aşırı güçlük ve sıkıntı, üzgü, cefa, zahmet, zulüm