İçinde iv olan 5 harfli 23 kelime var. İçerisinde İV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında iv olan kelimeler listesine ya da Sonu iv ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİVAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüksek düzeydeki devlet adamlarının kurduğu büyük meclis
- "Araba yürürken karşımda divan durur gibi el pençe duruyor." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Divan edebiyatı şairlerinin şiirlerini topladıkları eser
-
Sedir
- "Köşedeki divana oturmuş, ayaklarını karşısındaki koltuğa dayamıştı." (Ömer Seyfettin)
-
Meclis
- "Çok geçmeden ortadaki masanın etrafında akşamki divan tekrar kurulmuş bulunuyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yüksek düzeydeki devlet adamlarının kurduğu büyük meclis
- NAHİV
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söz dizimi
-
[isim]
Söz dizimi
- DİVAL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Altı mukavva ile beslenmiş, üstü sırmalı işleme
-
[isim]
Altı mukavva ile beslenmiş, üstü sırmalı işleme
- SİVİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Askerî olmayan
- "Sivil savunma."
-
Asker sınıfından olmayan (kimse)
-
Özel bir biçimde olmayan, üniforma olmayan (giysi)
- "Arkasında siyah şayaktan bir sivil elbise vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Üniforma veya özel giysi giymemiş olan (kimse)
- "Çoğunlukla sivil insanları yadırgardım." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Sivil polis
-
Çıplak, çırçıplak
-
[sıfat]
Askerî olmayan
- YİVLİ
-
-
[sıfat]
Yivi olan, üzerine yiv açılmış olan
-
[sıfat]
Yivi olan, üzerine yiv açılmış olan
- SİVRİ
-
-
[sıfat]
Ucu keskin ve batıcı olan
- "Sivri gagasından kelimeler çıkarken sanki birer ok oluyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Ucuna doğru gittikçe incelen
- "Aşağıda gördüğümüz dik ve sivri bir binanın üst katında çay içmeye gideceğiz." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Palamut
-
Genel tutumun veya geleneklerin dışında kalan, göze batıcı özelliği olan, aşırı
- "Sivri uçlar. Sivri bir adam."
-
[sıfat]
Ucu keskin ve batıcı olan
- CİVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yakışıklı genç erkek veya genç kadın
- "Henüz on yedi yaşında pembe, beyaz, saf, masum bir civandı." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Genç ve yakışıklı
- "Handan gibi civan bir kız verir de içilmez mi?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Yakışıklı genç erkek veya genç kadın
- SİVAS
- ...
- PİVOT
- ...
- HİCİV
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yergi
- "Zaten başına ne gelirse hep bu dergide yazdığı hicivlerden geliyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yergi
- HAŞİV
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doldurma
-
Yazıyı veya konuşmayı gereksiz ayrıntılarla uzatma
-
[isim]
Doldurma
- İVMEK
-
-
[nsz]
Çabuk davranmak, acele etmek
-
[nsz]
Çabuk davranmak, acele etmek
- İVESİ
-
-
[isim]
Genellikle Güneydoğu Anadolu'da yetiştirilen, başı kahverengi, kirli sarı veya siyah olan, vücudu beyaz, yapağısı kaba ve karışık olan, süt verimi yüksek bir koyun türü
-
[isim]
Genellikle Güneydoğu Anadolu'da yetiştirilen, başı kahverengi, kirli sarı veya siyah olan, vücudu beyaz, yapağısı kaba ve karışık olan, süt verimi yüksek bir koyun türü
- ÇİVİT
-
-
[isim]
Eskiden çivit otundan, bugün yapay yollarla elde edilen, mavi renkli, sarılığını gidermek için çamaşırın son suyuna karıştırılan toz boya
- "Gömleğime yine çivit koymuş annem." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Eskiden çivit otundan, bugün yapay yollarla elde edilen, mavi renkli, sarılığını gidermek için çamaşırın son suyuna karıştırılan toz boya
- DİVİK
-
-
[isim]
Akkarınca
-
[isim]
Akkarınca
- DİVİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hokkadaki mürekkebe batırılarak yazı yazmaya yarayan ve değişik uçları olan bir tür kalem
- "Rahlesinin üstünde diviti, kitapları ve değnekleri dururdu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Hokkadaki mürekkebe batırılarak yazı yazmaya yarayan ve değişik uçları olan bir tür kalem
- İVEDİ
-
-
[sıfat]
Acele
-
Acil
-
[sıfat]
Acele
- CİVAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yöre, yakın yer, havali, dolay
- "Büsbütün aşka geldi. O civar halkınca pek sevilen bir başka şarkıya geçti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yöre, yakın yer, havali, dolay
- SEHİV
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yanıltı
-
[isim]
Yanıltı
- ARŞİV
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belgelik
-
[isim]
Belgelik