İçinde is olan 5 harfli 92 kelime var. İçerisinde İS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında is olan kelimeler listesine ya da Sonu is ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İS, Sİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İSPAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanıt ve kanıt göstererek bir şeyin gerçek yönünü ortaya çıkarma, kanıtlama, tanıtlama, tanıt
- "Benimkinin amcama ait olduğunu ispat için şahitlerim ve vesikalarım vardır." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Yeni doğan güneş, sinirlerimi yatıştırmış, korkularımın boş olduğunu bana ispat etmiştir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Tanıt ve kanıt göstererek bir şeyin gerçek yönünü ortaya çıkarma, kanıtlama, tanıtlama, tanıt
- İSYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir amaçla kurulu düzene veya devlet güçlerine karşı gelme, başkaldırma, ayaklanma
- "Demek ki bunca senelik kuzu gibi yumuşak başlı karısı da nihayet isyan bayrağını açmıştı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bu otonom bölgelerde Zeta, 1040'ta Bizans'a karşı isyan ederek yarım asır mücadeleden sonra ikinci Sırp devleti vücuda geldi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir düzene veya emre boyun eğmeme, uymama, itaat etmeme
- "Bu kız beni ilk defa çevreme karşı isyandan, her şeye ibrazdan kurtardı." (Halide Edip Adıvar)
- "Bu Müslüman adam, kadere yalnız İstanbul'dan uzakta ölmek endişesiyle isyan ederdi." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Herhangi bir amaçla kurulu düzene veya devlet güçlerine karşı gelme, başkaldırma, ayaklanma
- FİSKE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Parmak uçlarıyla yapılan hafif vuruş
- "Başının altından yastığı çektim ve yüzüne fiskeler hâlinde su serptim." (Peyami Safa)
- "Yumurta yiyince çocuğun derisi fiske fiske kabardı."
-
[sıfat]
İki parmak ucu ile tutulabilen miktarda olan
- "Yeniden dolan bardağa, bizim dost bir fiske kül daha attı." (Çetin Altan)
-
İnsan derisinde herhangi bir sebeple ortaya çıkan ufak ve içi su dolu kabartı
-
[isim]
Parmak uçlarıyla yapılan hafif vuruş
- İSRAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık, tutumsuzluk
- "... israf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık, tutumsuzluk
- İSNAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir düşünceyi, bir konuyu bir kişi veya sebebe dayandırma, yükleme, atfetme
-
Karacılık, iftira
-
[isim]
Bir düşünceyi, bir konuyu bir kişi veya sebebe dayandırma, yükleme, atfetme
- HASİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Cimri
- "Hasis kadın tozu dumana katar, kıyameti koparır." (Peyami Safa)
-
Bayağı, insanı küçülten, değersiz
- "Hasis menfaatler."
-
[sıfat]
Cimri
- İSKAN
- ...
- TELİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval
-
[isim]
Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval
- HİSÇE
- ...
- HİSSE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Pay
- "İstanbul kahvelerinde bu sıkıntıdan en büyük hisseyi alan sanatkârlarımızdandır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Siz niçin bundan kendinize hisse çıkarmıyorsunuz?" (Ömer Seyfettin)
-
Tutam (II)
-
Bir olaydan çıkarılan ders
-
[isim]
Pay
- KASİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kara yolunda oluşmuş çukurlar ve tümsekler
-
Yollarda araçların hızını düşürmek için yapılan, türlü biçimlerde tümsek
-
Bir yolun doğrultusunu dik kesen bir yandan öbür yana geçen ark
-
[isim]
Kara yolunda oluşmuş çukurlar ve tümsekler
- İSKOÇ
- ...
- LİSTE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Alt alta yazılmış şeylerin bütünü, dizelge
- "İhtiyar garson yazılmış listeleri masalara bırakıyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Alt alta yazılmış şeylerin bütünü, dizelge
- İSALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akıtma
-
[isim]
Akıtma
- MİLİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Savaş sırasında orduya yardımcı olarak toplanan silahlı halk gücü
-
Bazı ülkelerde yardımcı güvenlik gücü
- "Şehirde fenalık olmasın diye yerli İslamlardan milis teşkil ediyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Savaş sırasında orduya yardımcı olarak toplanan silahlı halk gücü
- POLİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şehirde kamu düzenini, huzur ve güvenliği sağlayan kuruluş, kolluk, zabıta
-
Bu kuruluşta yer alan görevli, kollukçu
- "İki gün sonra, polisler eve giderek annesini götürdüler." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Şehirde kamu düzenini, huzur ve güvenliği sağlayan kuruluş, kolluk, zabıta
- NİSAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yeter sayı
-
[isim]
Yeter sayı
- KİSVE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kılık kıyafet
- "Lakin bir türlü ahaliye mahsus kisveyi üzerinden atamamış..." (Refik Halit Karay)
-
Hacıların Kâbe'de giydikleri beyaz üstlük
-
[isim]
Kılık kıyafet
- HALİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Katışık olmayan, katışıksız, saf
- "İşte halis çay buna derler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Katışık olmayan, katışıksız, saf
- HARİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Açgözlü
-
[sıfat]
Açgözlü