İçinde is olan 5 harfli 92 kelime var. İçerisinde İS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında is olan kelimeler listesine ya da Sonu is ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İS, Sİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAHİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzerinde konuşulan şey, konu
- "Bu bahisleri bırakalım artık." (Peyami Safa)
- "Senden bahis açılmadıkça susmak isterim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu marifetimi bilmeyenlerle bahse girip sırtımdan para kazanan açıkgözler bile oldu." (Haldun Taner)
- "İki de bir, bahsi tazeleyip bir yandan da etrafı araştırıyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü anlaşma
- "Ahmet ile demin bahsiniz geçti, muhakkak bekleriz." (Refik Halit Karay)
-
Bir kitabın bölümlerinden her biri
- "Birinci bahis. Beşinci bahis."
-
[isim]
Üzerinde konuşulan şey, konu
- İSTEM
-
-
[isim]
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
-
Tüketicinin piyasadan mal çekmesi
-
İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi
-
[isim]
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
- İBLİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şeytan
-
Kötü, düzenci kimse
- "Ne iblistir o Sezai, bir ben bilirim, bir de Allah..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Şeytan
- MİSAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek
- "Cumhuriyet tarihimizde bunun iki misali vardır." (Falih Rıfkı Atay)
-
Benzer
- "Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[isim]
Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek
- MİLİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Savaş sırasında orduya yardımcı olarak toplanan silahlı halk gücü
-
Bazı ülkelerde yardımcı güvenlik gücü
- "Şehirde fenalık olmasın diye yerli İslamlardan milis teşkil ediyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Savaş sırasında orduya yardımcı olarak toplanan silahlı halk gücü
- İSYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir amaçla kurulu düzene veya devlet güçlerine karşı gelme, başkaldırma, ayaklanma
- "Demek ki bunca senelik kuzu gibi yumuşak başlı karısı da nihayet isyan bayrağını açmıştı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bu otonom bölgelerde Zeta, 1040'ta Bizans'a karşı isyan ederek yarım asır mücadeleden sonra ikinci Sırp devleti vücuda geldi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir düzene veya emre boyun eğmeme, uymama, itaat etmeme
- "Bu kız beni ilk defa çevreme karşı isyandan, her şeye ibrazdan kurtardı." (Halide Edip Adıvar)
- "Bu Müslüman adam, kadere yalnız İstanbul'dan uzakta ölmek endişesiyle isyan ederdi." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Herhangi bir amaçla kurulu düzene veya devlet güçlerine karşı gelme, başkaldırma, ayaklanma
- İSHAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarma, bağırsakları bozulma, sürgün, ötürük, iç sürme, amel, linet
-
[isim]
Olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarma, bağırsakları bozulma, sürgün, ötürük, iç sürme, amel, linet
- İSKAN
- ...
- İSMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ahlak kurallarına bağlı kalma durumu, sililik
-
Dürüstlük, temizlik
- "Çocukluğunun ismet ve samimiliğine dayanan bu hatırayı eskisi gibi benliğinin bir köşesinde uykuya yatırmıştı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Ahlak kurallarına bağlı kalma durumu, sililik
- MİSEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Koloit iyonlarında molekül yığılmasından oluşan ve yalnız başına koloidin bütün niteliğini taşıdığı kabul edilen bölüm
-
[isim]
Koloit iyonlarında molekül yığılmasından oluşan ve yalnız başına koloidin bütün niteliğini taşıdığı kabul edilen bölüm
- TESİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapma, kurma, temelini atma
- "Ayşe derhâl dostluk tesis eden bir İstanbul kızıydı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kuruluş
-
[isim]
Yapma, kurma, temelini atma
- TEİST
- ...
- NİSAİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kadınla ilgili
- "Nisai hastalık."
-
Kadın hastalıkları ile ilgili
-
Kadınsı
-
[sıfat]
Kadınla ilgili
- HİSAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şehrin veya önemli bir yerin korunması için taştan yapılmış, yüksek duvarlı ve kuleli, çevresinde hendekler bulunan küçük kale, kermen, germen
-
[isim]
Bir şehrin veya önemli bir yerin korunması için taştan yapılmış, yüksek duvarlı ve kuleli, çevresinde hendekler bulunan küçük kale, kermen, germen
- KİSRA
- ...
- APSİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yönlü bir eksen üzerinde bir noktanın, başlangıç noktasına olan uzaklığının cebirsel değeri
- "Bir eksen üzerindeki her nokta, apsisi ile belirtilir."
-
Koordinat
-
[isim]
Yönlü bir eksen üzerinde bir noktanın, başlangıç noktasına olan uzaklığının cebirsel değeri
- FİSKE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Parmak uçlarıyla yapılan hafif vuruş
- "Başının altından yastığı çektim ve yüzüne fiskeler hâlinde su serptim." (Peyami Safa)
- "Yumurta yiyince çocuğun derisi fiske fiske kabardı."
-
[sıfat]
İki parmak ucu ile tutulabilen miktarda olan
- "Yeniden dolan bardağa, bizim dost bir fiske kül daha attı." (Çetin Altan)
-
İnsan derisinde herhangi bir sebeple ortaya çıkan ufak ve içi su dolu kabartı
-
[isim]
Parmak uçlarıyla yapılan hafif vuruş
- HİSSİ
- ...
- ÇİSEN
- ...
- LEMİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
El ile dokunarak duyma, bir şeye el ile dokunma
-
[isim]
El ile dokunarak duyma, bir şeye el ile dokunma