İçinde is olan 5 harfli 92 kelime var. İçerisinde İS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında is olan kelimeler listesine ya da Sonu is ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İS, Sİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HİSLİ
-
-
[sıfat]
Duygulu, içli
- "Gayet hisli bir adam olduğundan hasretini birlikte çekmiştik." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Duygulu, içli
- İSPİR
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
At veya araba uşağı
- "Aşçı yamakları, kilerci, ispir ile arabacı çocukları arabalarla paytonda." (Ahmet Rasim)
-
[isim]
At veya araba uşağı
- HAPİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yere kapatıp salıvermeme
- "Adamcağız hem hapis yatacak hem dayak yiyecek." (Aka Gündüz)
-
Yasalara göre suçu belirlenen bir kimseyi cezaevine koyma cezası
- "Bu köprünün yol vermeyişinden dolayı, Haliç'te yıllar boyu hapis kalan gemiler oldu." (Aydın Boysan)
-
Cezaya çarptırılmış suçluların kapatıldıkları yer, cezaevi, hapishane
- "Sadakatinin mükâfatını hapiste aç kalmakla görür." (Burhan Felek)
-
Pulları salıvermemek, kapatmak temeline dayanan bir çeşit tavla oyunu
-
[sıfat]
Mahpus
- "Hapislerin çalıştırılmasına karar verildi."
-
[isim]
Bir yere kapatıp salıvermeme
- METİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Melez
-
[sıfat]
Melez
- İSLAM
- ...
- MİLİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Savaş sırasında orduya yardımcı olarak toplanan silahlı halk gücü
-
Bazı ülkelerde yardımcı güvenlik gücü
- "Şehirde fenalık olmasın diye yerli İslamlardan milis teşkil ediyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Savaş sırasında orduya yardımcı olarak toplanan silahlı halk gücü
- İSTEM
-
-
[isim]
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
-
Tüketicinin piyasadan mal çekmesi
-
İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi
-
[isim]
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
- TENİS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ağla ortasından ikiye bölünen bir alanda tek veya çift oyuncuların raketle karşılıklı vurdukları, çeldikleri topu, belli kurallara göre, karşılanamayacak biçimde birbirlerinin alanına düşürerek sayı kazanmaları esasına dayanan oyun, alan topu
-
[isim]
Ağla ortasından ikiye bölünen bir alanda tek veya çift oyuncuların raketle karşılıklı vurdukları, çeldikleri topu, belli kurallara göre, karşılanamayacak biçimde birbirlerinin alanına düşürerek sayı kazanmaları esasına dayanan oyun, alan topu
- FİSKE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Parmak uçlarıyla yapılan hafif vuruş
- "Başının altından yastığı çektim ve yüzüne fiskeler hâlinde su serptim." (Peyami Safa)
- "Yumurta yiyince çocuğun derisi fiske fiske kabardı."
-
[sıfat]
İki parmak ucu ile tutulabilen miktarda olan
- "Yeniden dolan bardağa, bizim dost bir fiske kül daha attı." (Çetin Altan)
-
İnsan derisinde herhangi bir sebeple ortaya çıkan ufak ve içi su dolu kabartı
-
[isim]
Parmak uçlarıyla yapılan hafif vuruş
- POLİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şehirde kamu düzenini, huzur ve güvenliği sağlayan kuruluş, kolluk, zabıta
-
Bu kuruluşta yer alan görevli, kollukçu
- "İki gün sonra, polisler eve giderek annesini götürdüler." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Şehirde kamu düzenini, huzur ve güvenliği sağlayan kuruluş, kolluk, zabıta
- KASİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kara yolunda oluşmuş çukurlar ve tümsekler
-
Yollarda araçların hızını düşürmek için yapılan, türlü biçimlerde tümsek
-
Bir yolun doğrultusunu dik kesen bir yandan öbür yana geçen ark
-
[isim]
Kara yolunda oluşmuş çukurlar ve tümsekler
- MİSAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek
- "Cumhuriyet tarihimizde bunun iki misali vardır." (Falih Rıfkı Atay)
-
Benzer
- "Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[isim]
Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek
- LEMİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
El ile dokunarak duyma, bir şeye el ile dokunma
-
[isim]
El ile dokunarak duyma, bir şeye el ile dokunma
- LİSAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dil (I)
- "Mektup uzun değildi, biraz da ticari bir lisanla yazılmıştı." (Peyami Safa)
- "Ağaç lisana gelerek..."
-
[isim]
Dil (I)
- İSTİF
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Eşya veya başka nesnelerin düzgün bir biçimde üst üste konulmasıyla oluşan yığın
- "Manav Rahmi marullarını ta tavana kadar istif etmiş, aralarına yer yer domatesler sıkıştırmış." (Oktay Rifat)
- "Adamcağız o akşam, arkasından bir bisiklet çıngırağı duymuş fakat istifini bozmamıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
Kereste, tahta vb. ağaç ürünlerini kurutmak veya bekletmek amacı ile belirli düzenlerde üst üste dizerek yapılan yığın
-
Stok
-
[isim]
Eşya veya başka nesnelerin düzgün bir biçimde üst üste konulmasıyla oluşan yığın
- HİSSE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Pay
- "İstanbul kahvelerinde bu sıkıntıdan en büyük hisseyi alan sanatkârlarımızdandır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Siz niçin bundan kendinize hisse çıkarmıyorsunuz?" (Ömer Seyfettin)
-
Tutam (II)
-
Bir olaydan çıkarılan ders
-
[isim]
Pay
- İSKOÇ
- ...
- İSRAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık, tutumsuzluk
- "... israf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık, tutumsuzluk
- İSKAN
- ...
- TVİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özellikle gençler arasında 1961 yılında yaygınlık kazanan çok hızlı ritmi olan bir dans
-
Bu dansın müziği
-
[isim]
Özellikle gençler arasında 1961 yılında yaygınlık kazanan çok hızlı ritmi olan bir dans