İçinde irm olan 9 harfli 48 kelime var. İçerisinde İRM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında irm olan kelimeler listesine ya da Sonu irm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

M R İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

MİR

2 Harfli Kelimeler

İM, Mİ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BİÇTİRMEK

  1. [-i] Biçme işini yaptırmak

ELEŞTİRME

  1. [isim] Eleştirmek işi, tenkit

SEZDİRMEK

  1. [-i] Sezmesine yol açmak, belli etmek, hissettirmek
    • "Doktorlar ona bir şey sezdirmediler. O da çektiği acılardan, karısına, kızına hiçbir şey belli etmedi." (Yusuf Ziya Ortaç)

SİLKTİRME

  1. [isim] Silktirmek işi veya durumu

DELDİRMEK

  1. [-i] Delme işini yaptırmak
  2. [-i] Geçersiz duruma getirmek

SİNDİRMEK

  1. [-i] Sinmesini sağlamak veya sinmesine sebep olmak
    • "Kartal burunlu, kalın kaşlı, çember sakallı ihtiyar, Sertman'ı biraz sindirdi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Yenilen besin maddesini sindirim sisteminde gereken değişikliklere uğratarak kana karışabilir bir duruma getirmek, hazmetmek
    • "Hoca, sabahleyin bir bahçıvanın ikram ettiği turp salatasını henüz sindirememişti." (Mahmut Yesari)
  3. Kendine mal etmek, anlayışla karşılayıp benimsemek
    • "Bir de o düşünceleri gerçekten sindirmiş bilginlerin, bilge kişilerin tutumuna bir bakın." (Necati Cumalı)

DİKTİRMEK

  1. [-i] Dikme işini yaptırmak
    • "Ağaçları aşılatmış, yeni fideler diktirmiştir." (Tarık Buğra)

ÇİZDİRMEK

  1. [-i] Çizme işini yaptırmak
    • "Para kuvvetiyle durup dinlenmeksizin yazdırdılar, çizdirdiler." (Yahya Kemal Beyatlı)

GERDİRMEK

  1. [-i] Germe işini yaptırmak
    • "Eski bir bağ kulübesinin duvarları üstüne bir çadır gerdirmiş, içinde yaşıyordu." (Memduh Şevket Esendal)

GİYDİRMEK

  1. Giyme işini yaptırmak
    • "Derhâl hamama soktu, sırtına temiz bir elbise giydirip huzura çıkardı." (Haldun Taner)
    • "O da kendisinden yirmi yaş küçük arabacısını sevmiş, nikâhla varmış, bu arabacıyı giydirip kuşatmış, âlâ bir bey yapmıştı." (Ömer Seyfettin)
  2. Ağır sözler söylemek, hakaret etmek

YENDİRMEK
...
ÜRETTİRME
...
GEZDİRMEK

  1. [-i] Birinin gezmesini sağlamak, dolaştırmak
    • "Kendisini seven, gezdiren büyük kızlar, ona abla kokusunu vermişlerdi." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Tanıtmak amacıyla dolaştırmak
    • "Konuklara Ankara'yı gezdirdi."
  3. [-e] Bir şeyi başka bir şeyin üzerinde dolaştırarak dökmek
    • "Salataya yağ gezdirmek."
  4. [-i] Sürterek, değdirerek hareket ettirmek
    • "Elini iki üç kere ıslak yüzünün üstünde gezdirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. Bir şeyi herkesin alması için dolaştırmak, sunmak
  6. [-i] Herhangi bir biçimde giydirmek
    • "Beni eski kıyafetle gezdiriyor." (Ahmet Hamdi Tanpınar)

DENŞİRMEK

  1. [-i] Bir şeyin yapısını veya niteliğini bozmak, tağyir etmek

BİLDİRMEK

  1. Herhangi bir şeyi haber vermek
    • "Anası böyle söyledi, gene de gidip kocasına bildirdi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [nsz] Herhangi bir konuda bilgi vermek
    • "Gönderdiğim mektubun bir ehemmiyeti yoktur, diye bildir, dedi." (Falih Rıfkı Atay)
  3. [-i] Anlatmak, ifade etmek
    • "Sadi hem acele acele konuşarak fikirlerini bildiriyor hem de gözlerini ileriye uçan bisikletlerden hiç alamıyordu." (Haldun Taner)

ÇEKTİRMEK

  1. [nsz] Çekme işini yaptırmak
    • "Karıcığım, seninle şöyle yan yana bir resim çektirelim." (Peyami Safa)
  2. Birini sıkıntılı duruma sokmak, içinden çıkılamaz duruma düşürmek
    • "Allah çektirmesin!"

EDİNDİRME
...
SİLDİRMEK

  1. [-i] Silme işini yaptırmak
    • "Orta hizmetini bile Himmet'e gördürüyor, koca evi ona sildirip süpürtüyordu." (Ömer Seyfettin)

İTİŞTİRME

  1. [isim] İtiştirmek işi

BEZDİRMEK

  1. [-i] Bıktırmak, usandırmak, bıkkınlık vermek
    • "O günden sonra bu neşeli İstanbul yolcusunun hatta beni bezdirmek için bile bir kerecik dışarıya çıktığını hatırlamıyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü