İçinde ip olan 8 harfli 77 kelime var. İçerisinde İP bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ip olan kelimeler listesine ya da Sonu ip ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
P İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İP, Pİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SİPERLİK
-
-
[isim]
Güneş ve yağmurun etkisinden korumak amacıyla şapka, kapı, lamba vb. şeylere yapılan koruyucu engel, siper, güneşlik
- "Alanın elektrik lambalarının siperlikleri önünde pırıl pırıl, iri taneler halinde geçen yağmurun hızı daha iyi belli oluyordu." (Necati Cumalı)
-
Siper olma özelliği bulunan yer
-
[isim]
Güneş ve yağmurun etkisinden korumak amacıyla şapka, kapı, lamba vb. şeylere yapılan koruyucu engel, siper, güneşlik
- TERTİPÇİ
-
-
[isim]
Tertip eden, düzenleyen kimse
-
Bir amaca ulaşmak için kötü bir hareket veya durum düzenleyen kimse
-
[isim]
Tertip eden, düzenleyen kimse
- DİPLEMEK
-
-
[-i]
Bitkiyi kökünden sökmek
-
İçilecek bir şeyi dibine kadar içmek
-
[-i]
Bitkiyi kökünden sökmek
- RAKİPLİK
-
-
[isim]
Birbirine rakip olma durumu, rekabet
-
[isim]
Birbirine rakip olma durumu, rekabet
- HATİPLİK
-
-
[isim]
Hatip olma durumu
- "Tatil saatlerinde hatiplik idmanları yapardık." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Hatip olma durumu
- HİPOSTAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı felsefe ve din kuramlarının dayandığı temellerden her biri, uknum
- "Hristiyanlık inanışına göre Tanrı kavramında üç hipostaz vardır: Baba, oğul ve kutsal ruh."
-
[isim]
Bazı felsefe ve din kuramlarının dayandığı temellerden her biri, uknum
- SERTABİP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başhekim
-
[isim]
Başhekim
- DİSİPLİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sıkı düzen
- "Bu belki de ordu için şart olan disiplin ruhunu bende bulamamış olmalarındandır." (Reşat Nuri Güntekin)
- "İnsan hoşlandığı işte hamaratlaşıyor, gerekli disipline farkına bile varmadan giriyor." (Refik Erduran)
-
Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünü
- "Bazı kibar semtlerde ve Beyoğlu'nda bu disiplin biraz gevşerdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Öğretim konusu olan veya olabilecek bilgilerin bütünü, bilim dalı
-
[isim]
Sıkı düzen
- ŞİPŞİRİN
-
-
[sıfat]
Çok sevimli, çok şirin, cana yakın
-
[sıfat]
Çok sevimli, çok şirin, cana yakın
- MUZİPLİK
-
-
[isim]
Takılganlık, yaramazlık
- "Mektepte böyle değildir ... sörlerin katmerli taassuplarını her gün şahlandıracak muziplikler bulurdu." (Aka Gündüz)
- "Genç kadın, ona muziplik etmekten hoşlanır gibi gülerek devam ediyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Gülmüşler ve kendisine, arkadaşının bir muzipliğine uğradığını söylemişler." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Takılganlık, yaramazlık
- EKLİPTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tutulum
-
[isim]
Tutulum
- GAZİPAŞA
- ...
- ELİPSOİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Elipse benzeyen
-
[isim]
Bir elipsin kendi ekseni etrafında döndürülmesiyle oluşan cismin biçimi
-
[sıfat]
Elipse benzeyen
- HİPODERM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Alt deri
-
[isim]
Alt deri
- STENOTİP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Stenografi için yapılmış yazı makinesi
-
[isim]
Stenografi için yapılmış yazı makinesi
- MÜTEAKİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Arkadan gelen, ardı sıra gelen, ardı sıra
-
[zarf]
-den sonra
- "Dersi müteakip... müdürle görüştüm."
-
[sıfat]
Arkadan gelen, ardı sıra gelen, ardı sıra
- RAHİPLİK
-
-
[isim]
Rahip olma durumu
-
Rahibin görevi
-
[isim]
Rahip olma durumu
- TABİPLİK
-
-
[isim]
Hekimlik, doktorluk
-
[isim]
Hekimlik, doktorluk
- ANTİPATİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sevimsizlik, soğukluk, iticilik
-
Karşıt duygu
- "Bunlar da çoğu insanda nedense aşağılık kompleksi ve antipati yaratır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sevimsizlik, soğukluk, iticilik
- ŞİPŞAKÇI
-
-
[isim]
Sokakta fotoğraf çekip beş on dakika içinde hazırlayan ve bunları satan fotoğrafçı
- "Taksim'de bir şipşakçının çektiği küçük bir resmimiz vardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sokakta fotoğraf çekip beş on dakika içinde hazırlayan ve bunları satan fotoğrafçı