İçinde in olan 6 harfli 297 kelime var. İçerisinde İN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında in olan kelimeler listesine ya da Sonu in ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İNDİFA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Püskürme
-
Başkaldırma, isyan etme, ayaklanma
-
Kızamık, kızıl vb. hastalıklarda vücutta kırmızı lekeler görülme
-
[isim]
Püskürme
- DİNSİZ
-
-
[sıfat]
Dinî inancı olmayan
- "Bana yollarsın onu, dinsizin hakkından imansız gelir, korkma sen." (Ayşe Kulin)
-
Acımasız
-
[sıfat]
Dinî inancı olmayan
- HAYDİN
-
-
[ünlem]
Birden çok kişiyi isteklendirmek ve harekete geçirmek için kullanılan bir seslenme sözü
- "Haydin çocuklar, gidelim artık!"
-
[ünlem]
Birden çok kişiyi isteklendirmek ve harekete geçirmek için kullanılan bir seslenme sözü
- OPALİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Opali andıran camdan yapılmış vazo, kupa vb
-
[isim]
Opali andıran camdan yapılmış vazo, kupa vb
- BİNAEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Dayanarak
-
-den dolayı, -den ötürü, -diği için
-
[zarf]
Dayanarak
- İLİNEK
-
-
[isim]
Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz
-
[isim]
Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz
- DİNGİL
-
-
[isim]
Tekerleklerin merkezinden geçen ve taşıtın altına enlemesine yerleştirilmiş mil, eksen, aks
- "Öyleleri görülür ki arabanın dingilleri üzerine oturtulmuş büyük kafesler sanırsınız." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Aptal, salak
-
[sıfat]
Kaba saba
-
[isim]
Tekerleklerin merkezinden geçen ve taşıtın altına enlemesine yerleştirilmiş mil, eksen, aks
- DOPİNG
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bir spor yarışması sırasında vücuda ek enerji sağlamak için kullanılan uyarıcı ilaç
- "Günahı boynuna, doping de yapıyormuş." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir spor yarışması sırasında vücuda ek enerji sağlamak için kullanılan uyarıcı ilaç
- BORİNA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Dört köşe yelkenlerin yan yakalarına, alt tarafa doğru bağlanan halat
-
[isim]
Dört köşe yelkenlerin yan yakalarına, alt tarafa doğru bağlanan halat
- DEFİNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toprak altına gömülerek saklanmış para veya değerli şeyler, gömü
-
[isim]
Toprak altına gömülerek saklanmış para veya değerli şeyler, gömü
- DOMİNO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Üzerleri noktalarla işaretli dikdörtgen biçiminde yirmi sekiz taşla masa üzerinde oynanan bir oyun
- "Kahvede vakit tavla, dama ya da domino oynayarak geçer." (Salâh Birsel)
-
Maskeli balolarda giyilen kukuletalı uzun giysi
-
[isim]
Üzerleri noktalarla işaretli dikdörtgen biçiminde yirmi sekiz taşla masa üzerinde oynanan bir oyun
- NARDİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Maydanozgillerden, çayırlarda yetişen ve hayvanlara yem olarak verilen, başakçıkları tek çiçekli küçük bir bitki (Eryngium campestre)
-
[isim]
Maydanozgillerden, çayırlarda yetişen ve hayvanlara yem olarak verilen, başakçıkları tek çiçekli küçük bir bitki (Eryngium campestre)
- PEPSİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mide mukozasının salgıladığı albüminli besinleri peptona çeviren enzim
-
[isim]
Mide mukozasının salgıladığı albüminli besinleri peptona çeviren enzim
- SİNMEK
-
-
[nsz]
Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak
- "Salonda bulunan yirmiyi aşkın insan ürkmüş, sinmişti." (Tarık Buğra)
-
Korku, yılgınlık vb. sebeplerle konuşmamak, hareket etmemek veya tepki göstermemek
- "Artık Emine'nin takdirine, maskaralıklarına mukabele etmiyor, bir köşeye siniyor, düşünüyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[-e]
Hiç çıkmayacak veya güç çıkacak biçimde işlemek, nüfuz etmek
-
Huy, alışkanlık vb. iyice yerleşmek
- "Doktorun bütün ömrüne sinecek bir çirkin dedikodu başlayacak." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak
- TABİİN
- ...
- İNATÇI
-
-
[sıfat]
Direngen, ayak direyici
- "Her zamanki inatçı ve kinci küçük yüz bu akşam yorgun ve kesikti." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Direngen, ayak direyici
- KOMBİN
- ...
- YERİNE
-
-
[zarf]
Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere
- "Bana haftalık yerine gündelik ver." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Başkasının adına
- "Nitekim o gün eksiltmeye kendi yerine onu yollamıştı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Alegori
-
[zarf]
Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere
- ZEYTİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zeytingillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, 10-20 m yüksekliğinde, dalları dikensiz, yaprakları karşılıklı, küçük ve gümüş renginde, uzun ömürlü bir ağaç (Olea europaea)
-
Bu ağacın tazeyken yeşil, sonradan kararan, yüksek besin değeri taşıyan yağlı meyvesi
-
[sıfat]
Bu ağaçtan yapılmış, bu ağaçla kaplanmış
- "Zeytin baston."
-
[isim]
Zeytingillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, 10-20 m yüksekliğinde, dalları dikensiz, yaprakları karşılıklı, küçük ve gümüş renginde, uzun ömürlü bir ağaç (Olea europaea)
- EDİNME
-
-
[isim]
Edinmek işi, kazanma, iktisap
- "Kimsesiz bir çocuk bulup evlat edinmeyi düşünmeye başlamıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Edinmek işi, kazanma, iktisap