İçinde in olan 5 harfli 173 kelime var. İçerisinde İN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında in olan kelimeler listesine ya da Sonu in ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇİNCE
...
HAZİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Acıklı, üzüntü veren, dokunaklı, hüzünlü
    • "Her şey dayanılmayacak kadar hazindi." (Atilla İlhan)

İNCİL
...
FİTİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Fitik asidin C6H6[OPO(OH)2]6, bir tuzu olan, fosforu tek mideliler tarafından değerlendirilemeyen organik bir bileşik

ERMİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kakım

İNGİN

  1. [sıfat] Engin (II), münhat
    • "İngin yerlere gittim mi daha bir iyilik, daha bir ferahlık duyuyorum kendimde." (Nurullah ataç)
  2. [isim] Nezle
    • "Burun ingini. Göğüs ingini. Bağırsak ingini."

İNANÇ

  1. [isim] Bir düşünceye gönülden bağlı bulunma
    • "Otuz yıl boyu, Türk tiyatrosunun, Türk oyunları ile kalkınacağına inancını bir gün yitirmedi." (Haldun Taner)
  2. Birine duyulan güven, inanma duygusu
  3. İnanılan şey, görüş, öğreti
    • "Kendi getirdikleri inançtan başka her şeye kapalıdır zevkleri." (Nurullah ataç)
  4. Tanrı'ya, bir dine inanma, akide, iman, itikat
    • "Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir." (Anayasa)

BEYİN

  1. [isim] Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ
    • "Kızgın güneşin altında bütün gün beynim kaynıyor." (Orhan Kemal)
    • "Akşam eve gelip de heykelin başını boyun yerinden çatlamış ve güzelim mermer başlığı tuzla buz olmuş görünce beynim sıçradı." (Haldun Taner)
    • "Beyni sulanan bu ayyaş, iğrenç mahluku onlara anlatmakta ne fayda olabilirdi." (Mahmut Yesari)
    • "Bu satırları okuyunca Mustafa beyninden vurulmuşa döndü." (Erhan Bener)
  2. Muhakeme, usa vurma
  3. Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan kimse
  4. Akıl, anlayış
  5. Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek düzeyde olan kimse
    • "Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli beyinlerden biridir." (Haldun Taner)

KÜTİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bitkilerin kütiküllerini oluşturan, geçirgen olmayan, bal mumu yapısında madde

ZİFİN

  1. [isim] Sarıağı

ZİHİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünü
    • "Zihnim boşaldıkça daha doğrusu rahat zamanlarımda Türkçenin güzelliklerini, orijinal cilvelerini düşünürüm." (Burhan Felek)
    • "Nezihe ne yapıp yapmış, genç zabitin zihnine girmiş, bir hafta sonra, onunla nişanlanmış." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Günlerden beri bu düşünce, Anadolu'ya geçmek zihnini altüst ediyordu." (Samim Kocagöz)
    • "Bu istifham, bozuk bir plak gibi bütün gün zihnini tırmaladı durdu." (Haldun Taner)
  2. Bellek
    • "Bu yavrucuğa bakarak hayalini zihnimde büyütmeye başladım." (Ömer Seyfettin)
    • "Çünkü teyzesine, oğlanın son senelerinde zihni karışmasın diye dönünceye kadar hastalandığından hatta ölürse ölümünden bahsedilmemesini sıkı sıkı vasiyet etmişti." (Halide Edip Adıvar)
  3. Anlayış, kavrayış
    • "Zihni açık."
  4. Bilinç, dimağ

EROİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Morfinden kimyasal yolla elde edilen uyuşturucu bir madde
    • "Cavidan'ın kardeşi serseri suratlı, eroin kullanan bir çocuktu." (Haldun Taner)

ENGİN

  1. [sıfat] Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vâsi
    • "Bu deniz de sabahın sisi içinde engin, sınırsız bir deniz gibi görünür." (Haldun Taner)
  2. [isim] Açık deniz
    • "Enginden dönen deniz kuşları sessiz kanatlarıyla başımın üstünde dolaşıyorlar." (Reşat Nuri Güntekin)

DİNİŞ

  1. [isim] Dinme işi veya biçimi

SİNOP
...
YELİN

  1. [isim] İnek, manda, koyun vb. hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü

ZEMİN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Taban, döşeme, yer
    • "Kırmızı bir zemin üstünde bir sürü insan, havada uçan beyaz bir kuşa bakıyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Kumaş, süslü kâğıt, halı, yer muşambası, tablo vb. desenli nesnelerde, biçimlerin üzerinde yer aldığı renk
    • "Zemini mavi bir halı. Zemini beyaz bir basma."
  3. Temel, dayanak
    • "Asıl sohbet zemini nadide yemek tarifi, köşk ve bahçe tanzimidir." (Refik Halit Karay)
  4. Ortam
    • "Tartışmayı bu zeminde ele alalım."
  5. Yeryüzü, dünya

KİNİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kınakınadan elde edilen ve sıtmanın tedavisinde kullanılan beyaz alkaloit, kinin sülfatı
    • "İkinci gün sıtmadan şüphelendik, kuvvetli dozda kinin verdik." (Reşat Nuri Güntekin)

TİNER

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Boyaların yoğunluğunu azaltmak, sulandırmak amacıyla kullanılan kimyasal birleşimlerin genel adı, inceltici

HAŞİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sert, kırıcı, gönül kırıcı
    • "Bu ağlamayacak kadar keskin, sert, haşin çocuk yüzü birdenbire bir yağmur gibi ağlamaya başladı." (Sait Faik Abasıyanık)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü