İçinde il olan 6 harfli 255 kelime var. İçerisinde İL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında il olan kelimeler listesine ya da Sonu il ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞERGİL
-
-
[isim]
Askıntı, baş belası
-
[isim]
Askıntı, baş belası
- İLENİŞ
-
-
[isim]
İlenme işi veya biçimi
-
[isim]
İlenme işi veya biçimi
- DAHİLİ
- ...
- PİLAKİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
İçine soğan, sarımsak, maydanoz, havuç vb. katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak yenen yemek
- "Fasulye pilakisi. Balık pilakisi."
-
[sıfat]
Aptal, ahmak
-
[isim]
İçine soğan, sarımsak, maydanoz, havuç vb. katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak yenen yemek
- BİLİNÇ
-
-
[isim]
İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur
- "İnsanın herhangi bir araçla ne yaşadığının bilincine varmasının bir doyum ve haz kaynağı olduğu unutulmamalıdır." (Ahmet Cemal)
- "Zırhlı otomobilin mitralyözü tarafından biçilir biçilmez, bilincini yitiriyor." (Atilla İlhan)
-
Bir toplumdaki ruhsal etkinliklerin veya ruhsal durumların bütünü
-
Dimağ
-
Temel bilgi, temel görüş
-
Algı ve bilgilerin zihinde duru ve aydınlık olarak izlenme süreci, şuur
- "Davranışlarını bir an önce bilincinin denetiminden kurtarmak için kadehleri birer dikişte boşaltmaya mı başladı?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur
- DİZİLİ
-
-
[sıfat]
Dizilmiş olan, sıralanmış, mürettep
- "Camekânında tam elli küçük şişe dizilidir." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Dizilmiş olan, sıralanmış, mürettep
- MİLYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Bin kere bin, 1.000.000
-
[isim]
Bu sayının adı
-
Bin kere bin, 1.000.000
- SEPİLİ
-
-
[sıfat]
Sepilenmiş, tabaklanmış (deri, post)
-
[sıfat]
Sepilenmiş, tabaklanmış (deri, post)
- STABİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Dayanıklı, sağlam
-
Dengeli
-
Düz
-
Kararlı, değişmez
-
[sıfat]
Dayanıklı, sağlam
- DİLSİZ
-
-
Konuşma engelli, konuşamayan, ahraz
-
Ses çıkarmayan, sessiz olan (kimse)
-
Konuşma engelli, konuşamayan, ahraz
- FİİLEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Gerçekten
- "Harbin fiilen başlaması ise seçim günlerinin arifesine başlıyor." (Haldun Taner)
-
Gerçekten yaparak, çalışarak
-
[zarf]
Gerçekten
- İLLAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
İlla
-
[zarf]
İlla
- İTİLİŞ
-
-
[isim]
İtilme işi veya biçimi
-
[isim]
İtilme işi veya biçimi
- TAFSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi ayrıntılarıyla anlatma, açıklama
-
[isim]
Bir şeyi ayrıntılarıyla anlatma, açıklama
- İLİŞKİ
-
-
[isim]
İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas
- "Arkadaşlık ve dostluk şeklinde bile bir ilişki aramadığını kesinlikle anlatacaktı." (Halide Edip Adıvar)
-
Bağlantı, temas
- "Kar yağınca köylerle ilişki kesildi."
-
[isim]
İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas
- MUADİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Eşit, denk, eş değer
-
[sıfat]
Eşit, denk, eş değer
- İSİLİK
-
-
[isim]
Terlemekten veya sıcaktan vücutta meydana gelen küçük pembe kabartılar, ısırgın
-
[isim]
Terlemekten veya sıcaktan vücutta meydana gelen küçük pembe kabartılar, ısırgın
- MÜSHİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağırsakları çalıştırıp temizleyen, dışkının kolaylıkla dışarı atılmasını sağlayan ilaç
-
[isim]
Bağırsakları çalıştırıp temizleyen, dışkının kolaylıkla dışarı atılmasını sağlayan ilaç
- İYİLİK
-
-
[isim]
İyi olma durumu, salah
- "Maksadım onlara hem de kendime iyilik etmekten başka bir şey değildi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Karşılık beklenilmeden yapılan yardım, kayra, lütuf, kerem, ihsan, inayet
- "Borcumu ödesem de iyiliğini ödeyemem." (Necati Cumalı)
-
Sağlığı yerinde olma durumu, esenlik
- "İyilik haberlerinizi aldım."
-
Yarar veya elverişlilik, nimet
- "Okumanın şu iyiliği de var ki..."
-
[isim]
İyi olma durumu, salah
- İLGİLİ
-
-
[sıfat]
İlgilenmiş olan, ilgisi bulunan, alakalı, alakadar, müteallik
- "Tütün piyasası ile ilgili hesapların bir ucu, yine elindeydi." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
İlgilenmiş olan, ilgisi bulunan, alakalı, alakadar, müteallik