İçinde ik olan 4 harfli 36 kelime var. İçerisinde İK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ik olan kelimeler listesine ya da Sonu ik ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
Kİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BRİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi
-
[isim]
İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi
- İLİK
-
-
[isim]
Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık
-
[isim]
Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık
- İKSA
- ...
- FAİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Üstün, yüksek
-
[sıfat]
Üstün, yüksek
- İKNA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir konuda birinin inanmasını sağlama, inandırma, kandırma
- "Sinirleniyor, kendi kendimi ikna için daha ısrarla, daha fazla konuşuyordum." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Mektubu sırf Saffet'in saadeti için gönderdiğine kendi vicdanını ikna etmek mecburiyetini hissediyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bir konuda birinin inanmasını sağlama, inandırma, kandırma
- EĞİK
-
-
[sıfat]
Yatay bir çizgi veya düzlemle açı oluşturacak biçimde olan, yalman, mail, şev
-
Eğilmiş olan, dik veya düz olmayan
-
Bükülmüş
- "Başı yine yere eğik, sol kolu yine kalçasındaydı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Dik veya paralel olmayan doğru
-
[sıfat]
Yatay bir çizgi veya düzlemle açı oluşturacak biçimde olan, yalman, mail, şev
- PİKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kabartmalı pamuklu kumaş
-
Bu kumaştan yapılan yatak örtüsü
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılan
- "Gece sıcak olduğu için üzerine yalnız ince bir pike örtü örttük." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Kabartmalı pamuklu kumaş
- İBİK
-
-
[isim]
Horoz, hindi vb.nin tepesinde bulunan kırmızı deri uzantısı
- "Çocuğun yüzü ibik gibi kızardı." (Haldun Taner)
-
Bazı kemiklerde bulunan ve kasların tutunmasına yarayan, çizgi durumunda pürtüklü çıkıntı
-
Emzik
-
Köşe, kenar, uç
-
[isim]
Horoz, hindi vb.nin tepesinde bulunan kırmızı deri uzantısı
- ŞİKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek için maddi veya manevi bir çıkar karşılığı varılan anlaşma
-
Bir çıkar karşılığı, uzlaşarak bir iş yapma, aldatma
- "Bu işte şike var."
-
[isim]
Bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek için maddi veya manevi bir çıkar karşılığı varılan anlaşma
- LİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mürekkep hokkalarına konulan ham ipek
-
[isim]
Mürekkep hokkalarına konulan ham ipek
- ESİK
-
-
[isim]
Çukur yer
-
[isim]
Çukur yer
- MİKA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Püskürük ve başkalaşmış kayalar içinde bulunan, alüminyum silikat ile potasyumdan oluşmuş, yapraklar durumunda ayrılabilen, ateşe dayanıklı parlak bir mineral, evren pulu
-
[sıfat]
Bu mineralden yapılmış olan
-
[isim]
Püskürük ve başkalaşmış kayalar içinde bulunan, alüminyum silikat ile potasyumdan oluşmuş, yapraklar durumunda ayrılabilen, ateşe dayanıklı parlak bir mineral, evren pulu
- EZİK
-
-
[isim]
Bere, çürük
- "Vücudu eziklerle dolu idi."
-
[sıfat]
Ezilmiş veya yassılmış
-
[sıfat]
Olaylar ve hayat şartları karşısında güçsüz ve sıkıntılı duruma düşmüş olan, üzüntülü
- "Hiç de ezik bulmaz kızını, hep güvenmiştir ona." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bere, çürük
- RİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi
-
[isim]
Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi
- EPİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Destansı
-
[sıfat]
Destansı
- ÜNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Tek, eşi olmayan
-
[sıfat]
Tek, eşi olmayan
- TİKE
-
-
[isim]
Et, ekmek, peynir vb.nde parça, lokma, dilim
-
[isim]
Et, ekmek, peynir vb.nde parça, lokma, dilim
- İNİK
-
-
[sıfat]
İnmiş, indirilmiş
- "Pencere perdeleri hep inikti." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
İnmiş, indirilmiş
- PİKO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kimi örtülerin veya çamaşırların kenarına makineyle yapılan bir tür süs
-
[isim]
Kimi örtülerin veya çamaşırların kenarına makineyle yapılan bir tür süs
- EŞİK
-
-
[isim]
Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak
- "Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti." (Tarık Buğra)
- "Sevginin, merhametin eşiğini atlayanlar, ıstırabın gömleğini de kendiliğinden giyinirler." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer
- "Adımlarını eşikten atarken saraydan ne vakit ve ne duygularla çıkacaklarını kendileri de bilmiyorlardı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Başlangıç yeri, başlangıç noktası, yakını
- "Dünya yeni bir ekonomik bunalımın eşiğinde."
-
Karalar üzerinde veya deniz diplerinde birbirine komşu iki çukurluğu ayıran tümsek biçiminde, üzeri çoğu kez düz kabartılar
-
Telli çalgılarda üzerine tellerin bindiği köprü
-
Bir tepkinin başlamasında, ortaya çıkmasında etkili olan ruhsal, fizyolojik nokta
-
[isim]
Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak