İçinde id olan 7 harfli 84 kelime var. İçerisinde İD bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında id olan kelimeler listesine ya da Sonu id ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İNHİDAM
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Çökme, yıkılma
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Çökme, yıkılma
                    
                    
- SANİDİN
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Volkanik kayaçlarda bulunan ortoz feldspat türü
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Volkanik kayaçlarda bulunan ortoz feldspat türü
                    
                    
- GİTGİDE
- 
    - 
                        [zarf]
                    
                        Zaman ilerledikçe, giderek, gittikçe, ileride
                    
                    - "Adem Ağaya gitgide bir çekingenlik geldi." (Falih Rıfkı Atay)
 
 
- 
                        [zarf]
                    
                        Zaman ilerledikçe, giderek, gittikçe, ileride
                    
                    
- GİDERİŞ
- ...
- MİDYECİ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Midye avlayan veya satan kimse
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Midye avlayan veya satan kimse
                    
                    
- AİDİYET
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        İlişkinlik
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        İlişkinlik
                    
                    
- KORİDOR
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Bir yapıya girmeyi sağlayan veya odaları birleştiren genellikle dar geçit, geçenek
                    
                    - "Ninni sesini henüz koridordayken duydu." (Halide Edip Adıvar)
 
- 
                    
                        Geçmeye yarayan dar ve uzun aralık, dehliz
                    
                    
- 
                    
                        İki devlet arasındaki dar toprak parçası
                    
                    - "Danzig koridoru."
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Bir yapıya girmeyi sağlayan veya odaları birleştiren genellikle dar geçit, geçenek
                    
                    
- İKTİDAR
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret
                    
                    - "Bu iş benim iktidarım haricinde, demez mi?" (Sait Faik Abasıyanık)
 
- 
                    
                        Bir işi başarabilme yetki ve yeteneği
                    
                    
- 
                    
                        Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi
                    
                    - "Almanya'daki öğrenciliğim Hitler'in iktidar yıllarına rastlar." (Haldun Taner)
 
- 
                    
                        Bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret
                    
                    
- RENCİDE
- 
    Kelime Kökeni : Farsça - 
                        [sıfat]
                    
                        İncinmiş, kalbi kırılmış
                    
                    - "Seni rencide ettiysem özür dilerim, ben sadece bizim hassasiyetimizi anlamanı istedim." (Ahmet Ümit)
- "Bir dostluk havası içinde bile olsa ferdin şahsi hürriyeti ve şahsi vakarı bundan rencide oluyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        İncinmiş, kalbi kırılmış
                    
                    
- BİDAYET
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Başlama, başlangıç
                    
                    - "Sevdasını, bidayette kıyısından köşesinden paylaşırken, zamanla tamamen sahiplenmiş." (Atilla İlhan)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Başlama, başlangıç
                    
                    
- PERİDOT
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Olivin
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Olivin
                    
                    
- GİDEREK
- 
    - 
                        [zarf]
                    
                        Yavaş yavaş, derece derece, gittikçe, tedricî olarak, tedricen
                    
                    - "Giderek öyle bir durum ortaya çıktı ki..."
 
 
- 
                        [zarf]
                    
                        Yavaş yavaş, derece derece, gittikçe, tedricî olarak, tedricen
                    
                    
- DİDİNME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Didinmek işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Didinmek işi
                    
                    
- KAİDECİ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Kuralcı
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kuralcı
                    
                    
- DİDİŞİM
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Konuşma ve tartışmayı bir araç değil, bir amaç sayan felsefe yöntemi, eristik
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Konuşma ve tartışmayı bir araç değil, bir amaç sayan felsefe yöntemi, eristik
                    
                    
- SAHİDEN
- 
    - 
                        [zarf]
                    
                        Gerçek olarak, gerçekten
                    
                    - "Sahiden de yorgundum, oturdum." (Memduh Şevket Esendal)
 
 
- 
                        [zarf]
                    
                        Gerçek olarak, gerçekten
                    
                    
- ANTİDOT
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Panzehir
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Panzehir
                    
                    
- İDDİALI
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Bir iddiası olan
                    
                    - "İddialı bir söz."
 
- 
                    
                        Kendine çok güvenen
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Bir iddiası olan
                    
                    
- GİDİŞAT
- 
    Kelime Kökeni : Türkçe - 
                        [isim]
                    
                        Olayların durumu, işlerin gelişme biçimi
                    
                    
- 
                    
                        Tutum, durum, davranış
                    
                    - "Kişilerin kim olduklarını, gidişatlarının nereye varacağını, doğru, yanlış hareketlerindeki sorumluluk derecelerini iyi biliyor." (Necati Cumalı)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Olayların durumu, işlerin gelişme biçimi
                    
                    
- DİDİLME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Didilmek işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Didilmek işi
                    
                    
