İçinde i olan 6 harfli 2172 kelime var. İçerisinde İ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında i harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EFENDİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan
- "Yeni ev, Rüstem Efendi'ye kiraya verildi." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Efendime söyleyeyim, sütlü bir mısır kebabı derken bir sivrisinek bulutudur havalanmış çeltik batağından." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse
- "Köylü memleketin efendisidir." (Atatürk)
-
Koca
- "Bizim efendi artık geceleri de eve gelmiyor." (Cahit Uçuk)
-
[ünlem]
Hizmetlilere seslenilirken kullanılan bir söz
-
[ünlem]
Erkekler için kullanılan bir seslenme sözü
- "Efendi! Allahın emriyle kızını bana ver." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Görgülü, nazik, kibar
-
Eğitim görmüş kişiler için özel adlardan sonra kullanılan unvan
-
[isim]
Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan
- ENERJİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan güç, erke
- "Isıl enerji. Elektrik enerjisi. Mekanik enerji."
-
Organların çalışabilmesi ve vücut ısısının sürdürülebilmesini sağlayan besin ögelerinin oluşturduğu güç
-
Manevi güç
- "Size yaşamak enerjisini verecek kitaplar tavsiye ederim." (Peyami Safa)
-
[isim]
Maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan güç, erke
- ERİŞİM
-
-
[isim]
Erişme işi
-
Belli iki yer arasında gidip gelebilme, ulaşım, muvasala
- "İki köy arasında erişim kesildi."
-
[isim]
Erişme işi
- ERİVAN
- ...
- ETİBBA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doktorlar, hekimler
-
[isim]
Doktorlar, hekimler
- HANEFİ
- ...
- İZOBAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eş basınç
-
[isim]
Eş basınç
- MİRKET
- ...
- MOTRİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Birkaç arabalı bir katarda elektrik motoru veya patlamalı motorla çalışan ve öbür arabaları çekmeye yarayan taşıt
-
[isim]
Birkaç arabalı bir katarda elektrik motoru veya patlamalı motorla çalışan ve öbür arabaları çekmeye yarayan taşıt
- NEBATİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bitki ile ilgili, bitkisel
-
[sıfat]
Bitki ile ilgili, bitkisel
- PÜRİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özleştirmeci
-
[isim]
Özleştirmeci
- RADİKA
-
-
[isim]
Yaprakları salata olarak yenen baharlı, çok yıllık bir bitki (Taraxacum officinale)
-
[isim]
Yaprakları salata olarak yenen baharlı, çok yıllık bir bitki (Taraxacum officinale)
- ŞENLİK
-
-
[isim]
Şen olma durumu, şetaret
- "Emine'nin yüzüne öyle bir şenlik, çakırımsı şehla gözlerine öyle bir civeleklik geldi ki..." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Belli günlerde yapılan, coşku veren eğlendirici gösterilerin tümü, bayram
- "Ne var ki bu şenlik gününde yüzüne bakan yok." (Tarık Buğra)
-
Festival
-
Sevinç, neşe
- "Gece her tarafta şenlik olmuş, çalgılar, davullar çalınmış, kıyamet kopmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Şen olma durumu, şetaret
- TEZYİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çoğaltma, artırma
-
[isim]
Çoğaltma, artırma
- ÇİĞLİK
-
-
[isim]
Çiğ olma durumu
- "Etrafını saranla, çiğlik ettin, adam sana vereceğini vermiş, daha ne versin, dediler." (Necati Cumalı)
-
Kaba, yersiz, yakışıksız davranış
- "O gece de böyle bir şeyi bütün çiğliği ve çıplaklığıyla gördüğüm bir geceydi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Çiğ olma durumu
- ELEMLİ
-
-
[sıfat]
Üzüntülü, kederli
- "Çektiği elemli aşkla mesut olmasa da bunları sevdiği şüphesizdir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Üzüntülü, kederli
- KABİNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bakanlar Kurulu, hükûmet
-
Hekim muayenehanesi
- "Rengi doktor kabinelerinin kapılarındaki cilalı siyah levhalar gibi parlıyor." (Aka Gündüz)
-
Kabin
- "Bir kabineye girip soyundum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Hela
-
[isim]
Bakanlar Kurulu, hükûmet
- KALEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alkalik
-
[sıfat]
Alkalik
- LİSANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle dört yıl süren üniversite veya yüksekokul öğrenimi
- "Doktora veya lisanslarını hazırladıkları sırada maişet parasını büro ve otel garsonluğu yapmakla çıkarıyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bu öğrenim sonunda elde edilen ve diploma ile belgelendirilen akademik derece
-
Bir malı yabancı firma adına üretme izni
-
Bir sporcunun resmî yarışmalara katılabilmesi için spor federasyonunun kendisine verdiği kayıt fişi veya kimlik kartı
-
Yurda mal sokma veya yurttan mal çıkarma izni
- "İthal lisansı. İhraç lisansı."
-
[isim]
Genellikle dört yıl süren üniversite veya yüksekokul öğrenimi
- TEZYİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi değersiz, adi, bayağı, aşağılık göstermeye çalışma, küçültmek isteme
- "Muhayyel bir ati namına geçmişte millî ve güzel ne varsa hepsinin tahrip ve tezyif edildiğini gördük." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Alay etme, eğlenme
-
[isim]
Bir şeyi değersiz, adi, bayağı, aşağılık göstermeye çalışma, küçültmek isteme