İçinde hüküm olan 11 kelime var. İçerisinde HÜKÜM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında hüküm olan kelimeler listesine ya da Sonu hüküm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
HÜKÜMDARLIK, HÜKÜMRANLIK, HÜKÜMSÜZLÜK
HÜKÜMFERMA, HÜKÜMLÜLÜK
HÜKÜMDAR, HÜKÜMRAN, HÜKÜMSÜZ
HÜKÜMET, HÜKÜMLÜ
HÜKÜM
H K M Ü Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
HÜKÜM
4 Harfli Kelimeler
ÜMÜK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HÜKÜMRANLIK
-
-
[isim]
Egemenlik
- "Eskiden Bulgaristan Osmanlı İmparatorluğu'nun hükümranlığı altında bir prenslikti."
-
[isim]
Egemenlik
- HÜKÜMDARLIK
-
-
[isim]
Hükümdar olma durumu
-
Hükümdarla yönetilen ülke
- "Kendiliğinden bir hükümdarlık kurmuştu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hükümdar olma durumu
- HÜKÜMSÜZLÜK
-
-
[isim]
Hükümsüz olma durumu, geçersizlik
-
[isim]
Hükümsüz olma durumu, geçersizlik
- HÜKÜMLÜLÜK
-
-
[isim]
Hükümlü olma durumu
-
[isim]
Hükümlü olma durumu
- HÜKÜMFERMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hüküm süren
- "Orada âdeta kısas kaidesi hükümfermadır, öldüren ölüme yollanır." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Hüküm süren
- HÜKÜMDAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Padişah, kral, hakan gibi taht sahibi devlet başkanı
-
[isim]
Padişah, kral, hakan gibi taht sahibi devlet başkanı
- HÜKÜMRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Egemen
-
[sıfat]
Egemen
- HÜKÜMSÜZ
-
-
[sıfat]
Yürürlükten çıkarılmış, yürürlükten kaldırılmış, geçersiz, hükmü kalmamış
- "Bu yasa hükümsüzdür."
-
[sıfat]
Yürürlükten çıkarılmış, yürürlükten kaldırılmış, geçersiz, hükmü kalmamış
- HÜKÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Ceza hükmü verilmiş, hüküm giymiş, mahkûm
-
[sıfat]
Ceza hükmü verilmiş, hüküm giymiş, mahkûm
- HÜKÜMET
- ...
- HÜKÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yargı
- "Hükmü doğru ve pek de yerinde olamazdı." (Falih Rıfkı Atay)
- "Kral otuz yıl hüküm sürdü."
- "Oğlum, beni iyi dinledikten sonra hükmünü verecek." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Üsküp'ün ceza mahkemesinde on beş sene hüküm yedi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Egemenlik, hâkimiyet
- "Hüküm süren kanaat."
- "Soğukların hükmü geçti."
-
Değer, aynı veya benzer nitelik
- "Kocabaş Kazasker, gerçekten Sultan Mahmut'un gözbebeği hükmündeymiş." (Reşat Nuri Güntekin)
- "O yükseklerde fırtına, kar, tipi hüküm sürmekteydi." (Nabizade Nazım)
-
Önem, geçerlilik
- "Bu işin ne hükmü var."
-
Etki, hız, şiddet
- "Kışın hükmü geçti."
-
Karar
-
[isim]
Yargı