İçinde hut olan 17 kelime var. İçerisinde HUT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında hut olan kelimeler listesine ya da Sonu hut ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ALLAHUTAALA, ALLAHUTEALA, CÜRMÜMEŞHUT
NOHUTSUZ
NOHUTLU, NOHUTSU, VEYAHUT
BHUTAN, LAHUTİ, MEŞHUT
HUTBE, HUTUT, LAHUT, MAHUT, NOHUT, ŞUHUT, YAHUT
H T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
TUH
2 Harfli Kelimeler
HU, TU, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALLAHUTAALA
- ...
- ALLAHUTEALA
- ...
- CÜRMÜMEŞHUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Suçüstü
- "Cürmümeşhutlardan kaça kurtula bir gün yakayı ele verdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Suçüstü
- NOHUTSUZ
-
-
[sıfat]
Nohudu olmayan
-
[sıfat]
Nohudu olmayan
- NOHUTSU
-
-
[sıfat]
Nohudu andıran, nohuda benzeyen, nohut gibi
-
[sıfat]
Nohudu andıran, nohuda benzeyen, nohut gibi
- VEYAHUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[bağlaç]
Yahut
-
[bağlaç]
Yahut
- NOHUTLU
-
-
[sıfat]
İçine nohut katılmış (yiyecek)
- "Nohutlu pilav."
-
[sıfat]
İçine nohut katılmış (yiyecek)
- MEŞHUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Görülen, gözle görülmüş, tanık olunmuş
-
[sıfat]
Görülen, gözle görülmüş, tanık olunmuş
- LAHUTİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İlahî
- "Musiki mucizesinin en coşkun, en lahuti, en temiz örneklerini veren bestekâr." (Samiha Ayverdi)
-
[sıfat]
İlahî
- BHUTAN
- ...
- HUTBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt
-
[isim]
Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt
- NOHUT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Baklagillerden, ana yurdu Akdeniz kıyıları olan, birleşik telek yapraklı, çiçekleri sarımtırak renkte, tanesi baklamsı, bol nişastalı bir bitki (Cicer arietinum)
- "Nohut oda, bakla sofa, bizim de evimiz olacak, diye mırıldandı." (Haldun Taner)
-
Bu bitkinin yuvarlak tanesi
-
[isim]
Baklagillerden, ana yurdu Akdeniz kıyıları olan, birleşik telek yapraklı, çiçekleri sarımtırak renkte, tanesi baklamsı, bol nişastalı bir bitki (Cicer arietinum)
- MAHUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bilinen, adı geçen, sözü geçen
- "Kümbetin duvarı içinden mahut kutuyu çıkaran bendim." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bilinen, adı geçen, sözü geçen
- YAHUT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[bağlaç]
Veya, ya da
- "Artık bunları rüyanızda yahut romanlarda görebilirsiniz." (Ömer Seyfettin)
-
Bir düşünceden cayıldığında "daha doğrusu, iyisi" anlamlarında kullanılan bir söz
-
[bağlaç]
Veya, ya da
- HUTUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çizgiler
- "Köy evlerinin kızıl loşluğundan gece karanlığına geçerken keskin hututu eriyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Çizgiler
- LAHUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı âlemi
-
[sıfat]
Kutsal
- "Dünya senin bu lahut avazeni duymadıktan sonra kimin sesini dinler, kime kulak asar?" (Samiha Ayverdi)
-
[isim]
Tanrı âlemi
- ŞUHUT
- ...