İçinde hu olan 6 harfli 31 kelime var. İçerisinde HU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında hu olan kelimeler listesine ya da Sonu hu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MEÇHUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bilinmeyen, bilinmedik
- "Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bilinmeyen
-
[isim]
Edilgen fiil
-
[sıfat]
Bilinmeyen, bilinmedik
- MERHUN
- ...
- HUSUSİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Özel
- "Yürümek arzusundan başka bir hususi niyetim yoktu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Özel olarak, özel bir biçimde
- "Annemle babam dört gün içinde üç defa hususi konuştular." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Özel
- ZUHURİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Orta oyununda taklitçi
-
[isim]
Orta oyununda taklitçi
- HUNHAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kana susamış, kan dökücü
-
[sıfat]
Kana susamış, kan dökücü
- MEFHUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kavram
- "Hâlbuki hiçbir mefhumun dar çerçevesine sığmayan hayat okumaya layıktı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kavram
- AHUVAH
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Ah vah
- "Elif görse mertek zanneden kişilerin ahuvahını bile sınıfsal eser sayabilir, göklere çıkarabilir." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Ah vah
- MERHUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ölmüş Müslüman (erkek), rahmetli
-
[sıfat]
Ölmüş Müslüman (erkek), rahmetli
- MEVHUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gerçekte olmayıp var sanılan, var diye düşünülen, kuruntuya dayanan, vehmolunmuş
- "Onun mevhum bir büyüklüğe bile tahammülü olamazdı." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[sıfat]
Gerçekte olmayıp var sanılan, var diye düşünülen, kuruntuya dayanan, vehmolunmuş
- MEŞHUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Görülen, gözle görülmüş, tanık olunmuş
-
[sıfat]
Görülen, gözle görülmüş, tanık olunmuş
- HURAFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dine sonradan girmiş yanlış inanç
-
[isim]
Dine sonradan girmiş yanlış inanç
- MELHUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Mülahaza edilen, düşünülen
-
[sıfat]
Mülahaza edilen, düşünülen
- DİLHUN
- ...
- LAHUTİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İlahî
- "Musiki mucizesinin en coşkun, en lahuti, en temiz örneklerini veren bestekâr." (Samiha Ayverdi)
-
[sıfat]
İlahî
- BADEHU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ondan sonra
-
[zarf]
Ondan sonra
- TARHUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birleşikgillerden, hekimlikte kullanılan, güzel kokulu bir bitki (Artemisia dracunculus)
-
[isim]
Birleşikgillerden, hekimlikte kullanılan, güzel kokulu bir bitki (Artemisia dracunculus)
- NOHUDİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kirli veya donuk sarı renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Üstünde daima saz rengi, hardal rengi ... nohudi renklerde veya bunları andıran bir renkte bir esvabı ... vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Kirli veya donuk sarı renk
- HUKUKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tüzel
-
[sıfat]
Tüzel
- HUNNAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anjin
- "Hemen içelim dedi, boğazım kurudu, yutkuna yutkuna hunnak oldum." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Anjin
- LOHUSA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yeni doğum yapmış kadın
- "Annemin lohusa yatağı, evin cepheye doğru, sonundaki ön odada idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Yeni doğum yapmış kadın