İçinde hu olan 5 harfli 36 kelime var. İçerisinde HU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında hu olan kelimeler listesine ya da Sonu hu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BUHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinî törenlerde yakılan kokulu ağaç vb. maddeler, tütsü
-
[isim]
Dinî törenlerde yakılan kokulu ağaç vb. maddeler, tütsü
- FAHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok övünen, çok böbürlenen
-
[sıfat]
Çok övünen, çok böbürlenen
- HUMOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gülmece
- "Bunca çatık kaşlılık arasında bilgelik, humor nasıl barınabilir?" (Tomris Uyar)
-
Alay, dalga geçiş, hafife alma, boş verme
- "Türkçeyi iyi konuşanlardan biri olduğu kanısındayım. Güngörmüş, sakin, yavaş, düzenli bazen küçük bir humor nüansının bile sındığı bir tınısı var." (Haldun Taner)
-
[isim]
Gülmece
- HUTBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt
-
[isim]
Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt
- BİHUŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Şaşkın, sersem, aklı başında olmayan, deli
-
[sıfat]
Şaşkın, sersem, aklı başında olmayan, deli
- HUSUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Konu, madde
- "Mallarımın idaresi hususunda kendisinden hiçbir yardım esirgemiyorlar." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Özellik, yön
- "Şu hususu da gözden uzak tutmamalı."
-
[isim]
Konu, madde
- MAHUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bilinen, adı geçen, sözü geçen
- "Kümbetin duvarı içinden mahut kutuyu çıkaran bendim." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bilinen, adı geçen, sözü geçen
- SAHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ramazan ayında oruç tutanların gün doğmadan önce belirli saatte yedikleri yemek
- "Sonra sahur niyetine iki lokma bir şey yemek için otelin salonuna girdiğinde..." (Atilla İlhan)
-
Bu yemeğin yendiği vakit
-
[isim]
Ramazan ayında oruç tutanların gün doğmadan önce belirli saatte yedikleri yemek
- HUMMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ateşli hastalık
-
Sıtma nöbeti
- "Ateşsiz bir humma her tarafımı yakıyor, soğuk soğuk terliyordum." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Ateşli hastalık
- ZUHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ortaya çıkma, görünme, belirme, baş gösterme, meydana çıkma
- "Kadın iyi oldu fakat daha büyük bir felaket zuhur etti." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ortaya çıkma, görünme, belirme, baş gösterme, meydana çıkma
- HURRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[ünlem]
Genellikle Batılı uluslarda hep bir ağızdan "yaşa" anlamlı destek vermek amacıyla kullanılan bir söz
-
[ünlem]
Genellikle Batılı uluslarda hep bir ağızdan "yaşa" anlamlı destek vermek amacıyla kullanılan bir söz
- HUTUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çizgiler
- "Köy evlerinin kızıl loşluğundan gece karanlığına geçerken keskin hututu eriyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Çizgiler
- NOHUT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Baklagillerden, ana yurdu Akdeniz kıyıları olan, birleşik telek yapraklı, çiçekleri sarımtırak renkte, tanesi baklamsı, bol nişastalı bir bitki (Cicer arietinum)
- "Nohut oda, bakla sofa, bizim de evimiz olacak, diye mırıldandı." (Haldun Taner)
-
Bu bitkinin yuvarlak tanesi
-
[isim]
Baklagillerden, ana yurdu Akdeniz kıyıları olan, birleşik telek yapraklı, çiçekleri sarımtırak renkte, tanesi baklamsı, bol nişastalı bir bitki (Cicer arietinum)
- ZÜHUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İş çokluğu veya dalgınlık sebebiyle yanılma, geciktirme, ihmal etme
-
[isim]
İş çokluğu veya dalgınlık sebebiyle yanılma, geciktirme, ihmal etme
- HURMA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hurma ağacı
-
Bu ağacın tatlı meyvesi
-
[isim]
Hurma ağacı
- FUHUŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinde bulunulan toplumun kurallarına uymayan bir biçimde bir veya birkaç kişiyle para karşılığında cinsel ilişkide bulunma
-
Taşkınlık, aşırı davranış
-
[isim]
İçinde bulunulan toplumun kurallarına uymayan bir biçimde bir veya birkaç kişiyle para karşılığında cinsel ilişkide bulunma
- HUMAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçki veya uyku sersemliği
-
[isim]
İçki veya uyku sersemliği
- HUDUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sınır
- "Bir çiçek dermeden sevgi bağından / Huduttan hududa atılmışım ben." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
Uç, son
-
[isim]
Sınır
- HUYLU
-
-
[sıfat]
Herhangi bir huyu olan
- "Oğlum benden daha iyi huylu, daha ciddi olsun." (Refik Halit Karay)
-
İşkilli, kuşkulu
-
Ürkek, sinirli (binek hayvanı)
- "Bu at huyludur."
-
[sıfat]
Herhangi bir huyu olan
- HURUÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çıkma, çıkış
-
Göç
-
[isim]
Çıkma, çıkış