İçinde ht olan 7 harfli 39 kelime var. İçerisinde HT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ht olan kelimeler listesine ya da Sonu ht ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İHTİMAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin olabilmesi durumu, olabilirlik, olasılık
- "Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin?" (Osman Nihat Akın)
-
[zarf]
Belki, ola ki
- "İhtimal, semiz ve romatizmalı olan bu adam, suya ayağını bile değdirmemiştir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir şeyin olabilmesi durumu, olabilirlik, olasılık
- İHTİŞAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyüklük
-
Görkem
-
[isim]
Büyüklük
- İHTİKAR
- ...
- IHTIRMA
-
-
[isim]
Ihtırmak işi
-
[isim]
Ihtırmak işi
- İHTİLAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düş azması
-
[isim]
Düş azması
- İHTİZAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Titreşme, titreşim
-
Titreşim
-
[isim]
Titreşme, titreşim
- LAYUHTİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hata işlemeyen, yanlış yapmayan
-
[sıfat]
Hata işlemeyen, yanlış yapmayan
- İHTİRAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşırı, güçlü istek
- "Aldım Rakofça kırlarının hür havasını / Duydum akıncı cetlerimin ihtirasını." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Tutku
- "Gerçi eliyle yarattığı güzel bahçeyi hâlâ kıskanç bir ihtirasla seviyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Aşırı, güçlü istek
- BEDBAHT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Mutsuz, bahtsız, talihsiz
- "Kocasının akşamcılığından manen ve maddeten bedbahttı." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Beni böyle olmayacak hayallere düşürerek büsbütün bedbaht etmeyiniz." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bunları yener, bahtiyar yahut bunlara yenilir, bedbaht olurlar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Mutsuz, bahtsız, talihsiz
- ŞAHTERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Şahteregillerden, tarla ve yol kenarlarında yetişen, 20-40 cm yükseklikte, çiçekleri hekimlikte kullanılan, çok yıllık ve otsu bir bitki (Fumaria officinalis)
-
[isim]
Şahteregillerden, tarla ve yol kenarlarında yetişen, 20-40 cm yükseklikte, çiçekleri hekimlikte kullanılan, çok yıllık ve otsu bir bitki (Fumaria officinalis)
- İHTİRAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saygı
-
[isim]
Saygı
- İHTİSAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sözü kısa kesme, kısaltma
-
Bir metinden gereksiz ayrıntıları çıkarma
-
[isim]
Sözü kısa kesme, kısaltma
- TAHTALI
-
-
[sıfat]
Tahtası olan
-
Tahtalı güvercin
-
[sıfat]
Tahtası olan
- İHTİLAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla kanunlara uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılan geniş halk hareketi, devrim
- "Fransız ihtilali."
-
Kargaşalık, düzensizlik, karışıklık
-
Köklü değişim
- "Bilimde ihtilal."
-
[isim]
Bir ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla kanunlara uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılan geniş halk hareketi, devrim
- BAHTSIZ
-
-
[sıfat]
Bahtı kötü olan, mutsuz, talihsiz
- "Bu, korkunç bir çocukluğun, sefil, bahtsız bir çocukluğun devamıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Bahtı kötü olan, mutsuz, talihsiz
- MÜHTEDİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dönme
-
[sıfat]
Dönme
- MUHTEVA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin içindeki, içerik
- "Nesir olarak Naima Tarihi'ni hem muhteva hem ifade bakımından beğenirim." (Burhan Felek)
-
[isim]
Bir şeyin içindeki, içerik
- İHTİFAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anma töreni
- "Mevlana ihtifali."
-
[isim]
Anma töreni
- İHTİYAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yaşlı, kocamış olan, pir (kimse), genç karşıtı
- "İhtiyar öksürüyor, öksürdükçe de boğazından çürük bir ses çıkıyor." (Memduh Şevket Esendal)
- "Geçti sevdalarla ömrüm, ihtiyar oldum bugün ..." (Ahmet Rasim)
-
[isim]
Baba veya anne
-
[sıfat]
Yaşlı, kocamış olan, pir (kimse), genç karşıtı
- İHTİLAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayrılık, anlaşmazlık, aykırılık, uyuşmazlık
- "Yirmi beş senedir bir tek idare adamıyla ihtilafı olmamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Ayrılık, anlaşmazlık, aykırılık, uyuşmazlık