İçinde hi olan 6 harfli 84 kelime var. İçerisinde Hİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında hi olan kelimeler listesine ya da Sonu hi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEFHİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlatma, bildirme
- "Hâkim, kararını tefhim etti."
-
[isim]
Anlatma, bildirme
- TESHİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyüleme, büyü yapma
-
Kendine bağlama, elde etme
- "Kadındaki teshir kuvvetinin ondaki maddi hayvan kuvvetinden çok daha fazla olduğunu göstereceğim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Büyüleme, büyü yapma
- HİZMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin işini görme veya birine yarayan bir işi yapma
- "Vatan, evladının hizmetini bekliyor." (Ömer Seyfettin)
- "Değil kendisine hizmet etmeye, kendisinden herhangi bir hizmet görmeye bile tahammül edemeyeceği bir insana '-Ne istiyorsunuz?' demek yok." (Sait Faik Abasıyanık)
- "On lokomotif hizmete giriyor."
- "Kendisine büyük hizmeti dokunmuş insanları unutmak bir toplumun yozlaştığını belgeler." (Haldun Taner)
-
Görev, iş
- "Askerlik hizmeti."
- "Bu davaya en iyi hizmet etmiş olan benim." (Azra Erhat)
-
Bakım, özen, ihtimam
- "Bu bahçe çok hizmet ister."
-
[isim]
Birinin işini görme veya birine yarayan bir işi yapma
- HİLECİ
-
-
[sıfat]
Hile yapan, hile karıştıran, hilebaz, hilekâr
-
[sıfat]
Hile yapan, hile karıştıran, hilebaz, hilekâr
- AHİREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Son zamanlarda, son günlerde, son olarak, yakınlarda
-
[zarf]
Son zamanlarda, son günlerde, son olarak, yakınlarda
- VİCAHİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yüz yüze olan veya yapılan
- "Dostluğumuz gıyabi idi, bu kez vicahiye çevirdik." (Melih Cevdet Anday)
-
[sıfat]
Yüz yüze olan veya yapılan
- HİDDET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öfke, kızgınlık
- "Hiddet ve nefretimden kalbim çarpıyordu." (Ömer Seyfettin)
- "Hele sokakta yüksek sesle gülenler olursa kendisiyle eğleniyorlar sanarak hiddetten kuduruyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Öfke, kızgınlık
- GAHİCE
- ...
- NAHİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bucak
- "Kendi kazamızın beş on saat ötesinde bir nahiye merkezinde bulunuyorduk." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bölge
-
[isim]
Bucak
- DAHİLİ
- ...
- HİNTÇE
- ...
- TASHİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzeltme, düzelti
- "Ancak bir ehemmiyetsiz noktayı tashihe lüzum görüyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Yüzünü, hâl ve tavırlarını aynadan bakarak tashih etmeye çalışırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Düzeltme, düzelti
- MAHİYE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Aylık
-
[zarf]
Aylık olarak
-
[isim]
Aylık
- PERHİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Diyet
- "Biraz perhizle idare edersek biz burada iki ay daha yaşayabiliriz." (Ahmet Mithat)
- "Fiyatlar o kadar yükseldi ki perhiz eder gibi yediğim hâlde, yine her yemek bir buçuk lirayı geçmeye başladı." (Ömer Seyfettin)
-
Hristiyanların ve Yahudilerin belli günlerde et, yağ vb. yiyecekleri yemeden tuttukları oruç
-
[isim]
Diyet
- ŞİFAHİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sözlü, tahrirî karşıtı
- "Hilmi Bey'in bir âdeti de kira arabasına bindiği zaman arabacı ile şifahi bir mukavele akdetmesiydi." (Samiha Ayverdi)
-
[sıfat]
Sözlü, tahrirî karşıtı
- HİÇLİK
-
-
[isim]
Hiç olma durumu
- "Hiçlik içerisinde."
-
İnkâr sonucu, gerçekteki özelliklerinin, durumlarının ortadan kaldırılması sonucu bir şeyin var olmayışı, yokluk
- "Yapılmamış olan sanat sosyolojimiz de böylece gün yüzü görmeden hiçliğe karışacak." (Selâhattin Hilav)
-
[isim]
Hiç olma durumu
- KAHİRE
- ...
- TAHİNİ
- ...
- HİJYEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sağlık bilgisi
-
Sağlık koruma, hıfzıssıhha
-
[sıfat]
Sağlıklı
-
[isim]
Sağlık bilgisi
- FERAHİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bolluk, genişlik
-
Ucuzluk
-
Polis ve inzibat görevlilerinin boyunlarına taktıkları ayça biçiminde üstü yazılı metal arma
-
II. Mahmut devrinde feslerin tepesine püskülü tutturmak için takılan metal tepelik
-
[isim]
Bolluk, genişlik