İçinde he olan 8 harfli 69 kelime var. İçerisinde HE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında he olan kelimeler listesine ya da Sonu he ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EH, HE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HEYKELLİ
-
-
[sıfat]
Heykeli olan
- "Geniş ve otomobil dolu caddeler, heykelli meydanlar." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Heykeli olan
- HEDONİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hazcı
-
[isim]
Hazcı
- HEMZEMİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Aynı düzeyde olan
-
[sıfat]
Aynı düzeyde olan
- HEYBETLİ
-
-
[sıfat]
Görünüşü korku ve saygı uyandıran
- "Heybetli adam."
-
Büyük, ulu, azametli
- "Biz onların yorgun ve durgun bile olsa düzgün ve heybetli hâllerini görüyorduk." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Görünüşü korku ve saygı uyandıran
- HELİPORT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Helikopter pisti
-
[isim]
Helikopter pisti
- HEZLİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hezel türünde yazılmış şiirler
-
[isim]
Hezel türünde yazılmış şiirler
- HEYAMOLA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemicilerin veya işçilerin birlikte bir şey çekerken "haydi çek, gayret" anlamlarında bir ağızdan yüksek sesle ve makamla söyledikleri söz
- "Balıkçılara da sokuluyorlardı, ağlara var güçleriyle asılıyorlardı heyamolalarla." (Muzaffer Uyguner)
- "Bu sedir buradan ancak heyamola ile kaldırılabilir."
-
[isim]
Gemicilerin veya işçilerin birlikte bir şey çekerken "haydi çek, gayret" anlamlarında bir ağızdan yüksek sesle ve makamla söyledikleri söz
- MUVACEHE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüzleşme, yüz yüze gelme
-
[isim]
Yüzleşme, yüz yüze gelme
- HEMHUDUT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sınırdaş
-
[sıfat]
Sınırdaş
- METHETME
-
-
[isim]
Methetmek işi
- "Boksör Vehip, onun mektupta kendini methetmesine hak vermişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Methetmek işi
- HEDONİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hazcılık
-
[isim]
Hazcılık
- FESHETME
-
-
[isim]
Feshetmek işi
-
[isim]
Feshetmek işi
- HEKİMEVİ
- ...
- CEHENNEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinî inanışlara göre, dünyada günah işleyenlerin öldükten sonra ceza görecekleri yer, tamu
- "Cennet, cehennem, ahiret, ebedî hayat hayallerine bir daha dönmesine imkân yoktu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "En yakınlarından başlayarak herkese hayatı cehennem ettiği de doğrudur." (Murathan Mungan)
- "Başımı örtünce cehennem olur giderim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "... inerseniz çok büyük sevaba girmiş olursunuz. Yoksa bilirsiniz ki ben, cehennemin bucağı olsa giderim..." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Çok sıkıntılı yer
- "Kafamın çatlaklığı yüzünden bir anda orasını zindana, cehenneme çevirdim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Dinî inanışlara göre, dünyada günah işleyenlerin öldükten sonra ceza görecekleri yer, tamu
- HELALLİK
-
-
[isim]
Nikâhlı eş
- "Şimdi büyüklerinin ellerini öp de helallik dile." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Helal olan şey
-
[isim]
Nikâhlı eş
- HELENİST
- ...
- HERMETİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Yalıtımlı
-
[sıfat]
Yalıtımlı
- ŞÜPHESİZ
-
-
[sıfat]
Kuşkusuz
- "İki üç gündür şüphesiz aç kalan tekir kedi kapıdan bakıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Kuşkusuz
- HEMŞEHRİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Aynı ilden olan kimse, memleketli
-
[ünlem]
"Arkadaş, ahbap" anlamında bir seslenme sözü
-
[isim]
Aynı ilden olan kimse, memleketli
- HELİKOİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Helis biçiminde eğri yüzey
- "Minare merdiveninin alt yüzü helikoittir."
-
[isim]
Helis biçiminde eğri yüzey