İçinde he olan 6 harfli 46 kelime var. İçerisinde HE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında he olan kelimeler listesine ya da Sonu he ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EH, HE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HECELİ
-
-
[sıfat]
Herhangi bir sayıda hecesi olan
- "İki heceli bir kelime."
-
[sıfat]
Herhangi bir sayıda hecesi olan
- MÜLHEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İçe doğmuş, birinin içine doğmuş, esinlenmiş
-
[sıfat]
İçe doğmuş, birinin içine doğmuş, esinlenmiş
- HEPYEK
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Tavla oyununda zarların tek benekli yönlerinin üste gelmesi
-
[isim]
Tavla oyununda zarların tek benekli yönlerinin üste gelmesi
- HEYHEY
-
-
[isim]
Sinir bozukluğu, sinirlilik
-
[isim]
Sinir bozukluğu, sinirlilik
- HELLİM
-
-
[isim]
Kıbrıs'ta yapılan bir çeşit beyaz peynir
-
[isim]
Kıbrıs'ta yapılan bir çeşit beyaz peynir
- HERKÜL
- ...
- CÜHELA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilgisizler, cahiller
-
[isim]
Bilgisizler, cahiller
- HEKTAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yüz ar (10.000 m²) değerinde yüzey ölçü birimi (ha)
-
[isim]
Yüz ar (10.000 m²) değerinde yüzey ölçü birimi (ha)
- AHESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yavaş, ağır
-
[zarf]
Yavaş, ağır bir biçimde
- "Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Yavaş, ağır
- MÜPHEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Belirsiz
- "Akşamları, başında müphem bir hararet; oysa elleri ayakları buz." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Örtülü
- "Müphem konuşuyor."
-
[sıfat]
Belirsiz
- HENGAM
- ...
- MEŞHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şehit düşülen yer
-
Şehidin gömüldüğü yer
-
[isim]
Şehit düşülen yer
- HEDİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Armağan
- "Başında kâhyanın bol keseden hediye ettiği beyaz kasket, doğru arkadaşlarını bulmaya gitti." (Haldun Taner)
-
Fiyat
- "Bu masa örtüsünün hediyesi otuz milyon liradır."
-
[isim]
Armağan
- HERCAİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Hiçbir şeyde kararlı olmayan veya konudan konuya geçiveren (kimse), yeltek, gelgeç
-
Aşkta değişken, vefasız
-
[sıfat]
Hiçbir şeyde kararlı olmayan veya konudan konuya geçiveren (kimse), yeltek, gelgeç
- DİRHEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Okkanın dört yüzde birine eşit olan, 3,207 g'lık eski bir ağırlık ölçüsü
- "Üstadı, profesörle taban tabana zıt yaradılışlı bir insandı yani dirhemle lakırtı söylüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir tür gümüş para
-
[isim]
Okkanın dört yüzde birine eşit olan, 3,207 g'lık eski bir ağırlık ölçüsü
- HEYULA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Korkunç hayal
-
[isim]
Korkunç hayal
- MİHENK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Denek taşı
-
Birinin değerini, ahlakını anlamaya yarayan ölçüt
-
[isim]
Denek taşı
- HEYHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
"Yazık, ne yazık" anlamında kullanılan bir söz
- "Öyleyse size de iyi seyahatler iltifatında bulunmuştu ve bu söz heyhat! Atatürk'ün ağzından işittiğim son söz olmuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[ünlem]
"Yazık, ne yazık" anlamında kullanılan bir söz
- HEPÇİL
-
-
[sıfat]
Hem hayvansal hem bitkisel besinlerle beslenen
-
[sıfat]
Hem hayvansal hem bitkisel besinlerle beslenen
- HENDEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Geçmeye engel olacak biçimde uzunlamasına kazılmış derin çukur
- "Bir hendekten çıkıp öbürüne giriyor, bir çukurdan kurtulup bir başkasına dalıyordu." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Geçmeye engel olacak biçimde uzunlamasına kazılmış derin çukur