İçinde hav olan 7 harfli 15 kelime var. İçerisinde HAV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında hav olan kelimeler listesine ya da Sonu hav ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAV, VAH
2 Harfli Kelimeler
AH, AV, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAVADAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Havası bol, temiz olan (yer), yeleken, yeleç
-
[sıfat]
Havası bol, temiz olan (yer), yeleken, yeleç
- LAHAVLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
Sabrın tükendiğini belirtmek için söylenen bir söz
- "Cömertliği karşısında olduğumu anlayınca lahavle çekip yola devam ettim." (Ahmet Rasim)
-
[ünlem]
Sabrın tükendiğini belirtmek için söylenen bir söz
- HAVUZCU
-
-
[isim]
Otelde havuzla ilgili işlere bakan görevli
-
[isim]
Otelde havuzla ilgili işlere bakan görevli
- HAVUZLU
-
-
[sıfat]
Havuzu olan
- "Boş arsaları, ikiz pembe villaları, havuzlu bahçeyi geçti." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Havuzu olan
- HAVLAMA
-
-
[isim]
Havlamak işi
-
[isim]
Havlamak işi
- SAHAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
El açıklığı, akılık, seleklik, cömertlik
-
[isim]
El açıklığı, akılık, seleklik, cömertlik
- HAVALIK
- ...
- HAVADİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlgi ile karşılanabilecek haber
- "İstanbul'dan bugünlerde garip havadisler alıyoruz." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
İlgi ile karşılanabilecek haber
- HAVLUCU
-
-
[isim]
Havlu dokuyan veya satan kimse
-
[isim]
Havlu dokuyan veya satan kimse
- HAVADAN
-
-
[sıfat]
Boş, değersiz
- "Havadan sözler."
- "Havadan sudan konuştuk bir süre." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[zarf]
Emeksiz, açıktan
- "Havadan para kazanıyor."
-
[sıfat]
Boş, değersiz
- HAVSALA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuş kursağı
- "Bir genç kızın evinden başka bir yerde sabahlamasını havsalası almıyormuş." (Atilla İlhan)
-
Leğen
-
Zihnin bir şeyi anlama ve kavrama yetisi
-
[isim]
Kuş kursağı
- BERHAVA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Havaya atılmış, uçurulmuş
-
Yararsız, boş
- "Gazetede okuduğu haber, adamın sarhoş neşesini berhava etti." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Havaya atılmış, uçurulmuş
- REHAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik
- "Bayıltıcı bir rehavet hissediyordu, uykuya çok ihtiyacı vardı ve uyudu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik
- HAVASIZ
-
-
[sıfat]
Havası olmayan, hava almayan
-
Havası iyi veya yeterli olmayan
-
Göz alıcı, çekici olmayan
-
[sıfat]
Havası olmayan, hava almayan
- ABUHAVA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İklim
-
[isim]
İklim